Şam’da Suriyeli mültecilerin geri dönüşü konulu 2 gün süren bir konferans yapıldı. Konferans öncesi Putin ve Esad bir telekonferans görüşmesi yapmıştı ve bu görüşmede mülteci meselesine vurgu vardı.
Konferansta da Rus varlığı dikkat çekici düzeyde kendini hissettiriyordu. 3 uçakla gelen Rus üst düzey yöneticileri, bürokratları, 40’a yakın gazeteci Rusya’nın toplantıyı oldukça önemsediğini de gösteriyor. Konferansı takip eden Rus medya çalışanı sayısı ise 81 imiş!
Toplantıda İran ve Çin dahil 28 ülke vardı.
Genel konuşmaların yanı sıra Rus-Suriye teknik heyetlerinin oldukça spesifik konular dahil birçok başlığı değerlendirdikleri toplantıları da dikkat çekiciydi. Zaten iki ülke arasında eğitim ve turizm dahil bazı alanlarda yeni anlaşmalar da imzalandı.
Rusya’nın Suriye’ye elektrik altyapısının rehabilitasyonu gibi temel projeler için 1 milyar dolarlık destek sağlayacağı da duyuruldu.
Bu arada, Suriye’de büyük kısmı öğrenci olmak üzere 50 bine yakın insan Rusça öğreniyormuş. Öğrenci sayısına karşılık sadece 200 öğretmen varmış.
Peki bu konferansı nasıl yorumlamak lazım? Daha da önemlisi konferans mültecilerin geri dönüşünü sağlar mı?
Konferansın mültecilerin dönüşüne dair somut sonuçlarının olup olmayacağını zaman gösterecek ancak ilk bakışta konferansın birkaç siyasi hedefinin ve mesajının olduğunu söylemek yanlış olmaz;
-Şam’a ve Moskova’ya göre mülteciler Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin siyasi koz olarak kullandığı bir mesele. Şam’dan şimdiye kadar birçok kez geri dönüş çağrısı yapılmış olsa da bu çağrıların pek duyulmadığı ve duyanların da oldukça şüpheli yaklaştığı biliniyor. Konferansın temel amacı, “Mültecileri siyasi koz olarak kullanıyorsanız biz de Şam-Moskova-Tahran olarak ‘Mültecilere kapıların açık olduğunu’ duyurup bu kozu elinizden alırız” mesajı gibi görünüyor.
-Şam, mültecilerin geri dönüşünü istiyor ancak milyonlarca insanın dönebileceği bir evi bile yok. Konferansta katılımcı ülkelerin temsilcilerinin ve bütün konuşmacıların vurgu yaptığı bir başka konu ekonomik kuşatma ve yaptırımlar. Yani, konferansın ikinci mesajı; mültecilerin dönüşünü istiyoruz ancak yaptırımlar sebebiyle imar ve rehabilitasyon çalışmaları yapamıyoruz. Hem mültecilerden şikayetçisiniz hem de onların dönüşü ve ülkenin yeniden toparlanması için gerekli çalışmaları yapmamıza engel oluyorsunuz. İnsanlar istese bile dönemiyor!
-Bir başka mesaj ise Suriye dışındaki mültecilere yönelikti; sizi unutmadık ve geri dönmeniz bizim için önemli!
Rusya’nın mültecilerin geri dönüşü konusunda birkaç yıldır aktif olarak diplomasi yürüttüğü ve mesela Lübnan hükümeti ile ortak çalışmalar yaptığı da biliniyor. Bu girişimler sonucunda Lübnan’daki 1.5 milyona yakın Suriyelinin küçük bir kısmı Suriye’ye geri döndü.
Peki konferans mültecilerin kitleler halinde geri dönmesini sağlar mı?
Öncelikle şunu hatırlatmak gerekiyor; Suriyeli mültecilerin tamamı politik sebeplerle evini/yurdunu terk etmedi. Kimisi çatışmalardan kaçtığı, kimisi artık bir evi/iş yeri/ekecek tarlası olmadığı, kimisi de iş ve daha iyi bir yaşam umuduyla ülkesini terk etti.
Suriye’de yeniden imar çalışmaları tamamlanmadan, ekonomik kriz hafiflemeden mültecilerin çok büyük kısmı dönmeyecek. Buna ek olarak, başka bir ülkede evlenen, çocuk sahibi olan, çocuklarını okula gönderen mültecilerin de dönmesi çok zor.
Yine, özellikle kırsal ve muhafazakar kesimlerden göç eden genç kitlenin bulundukları yerdeki yaşam standartlarından vazgeçmesi pek kolay değil. Yaşam standartları derken kastedilen lüks muhitlerde ve iyi şartlarda yaşamaları değil. Bazen sokakta sevgili ile el ele yürüyebilmek, daha iyi eğitim-öğrenim şartları ve fırsatları, hatta Suriye’de olmayan medeni kanunla evlilik hakkına sahip olmak bile dönmek veya kalmak kararını etkileyebilir.
Ancak diğer taraftan özellikle mülteci kamplarında olan, çok kötü şartlarda çalışan, giderek yükselen nefret söylemlerinin açık hedefi haline gelen, yarınını göremeyen mülteciler için geri dönüş hâlâ önemli bir seçenek olmaya devam ediyor.
Peki Suriye’deki binlerce genç ve özellikle çocukları olan aileler savaş sonrası ekonomik kriz sebebiyle ülkeden gitmek için yollar ararken, yaptırımların devam etmesi halinde ekonomik krizin daha da derinleşeceği ve yeni mülteci dalgaları yaratabileceği açıkken başka ülkelerde iyi-kötü hayat kurmuş olanların dönüşü nasıl sağlanabilir?
Velhasıl Şam’da gerçekleşen iki günlük konferans özellikle Türkiye’deki mülteci karşıtı kesimde heyecan yarattı. Ancak Türkiye’deki her olumsuzluğun sorumlusu mültecilermiş gibi nefret söylemlerini kullanmaktan çekinmeyen kitlenin heyecanı yersiz. Çünkü konferans mültecilerin kitleler halinde geri dönüşünü sağlamayacak. Muhtemelen önümüzdeki süreçte Rusya’nın mülteci meselesine, diplomatik boyutu/siyasi koz oluşu gibi açılardan vurgu yapacak. Ancak Şam’daki konferansı şimdilik “Mültecilerin geri dönmesini istiyoruz ancak önce onların dönüşüne engel olan şartları konuşmamız lazım” ana teması ile okumak daha sağlıklı olacak gibi görünüyor.
Evrensel / 13.11.20