Afganistan’ı anlamak için “imparatorluklar mezarlığı”ndan daha iyi bir tanımlama olamaz. Tarihinin her döneminde büyük güç merkezleri arasında “tampon” işlevi gören Güney Asya’nın bu yoksul ülkesinden son olarak Amerikan emperyalizmi tası tarağı toplayıp çekilmek zorunda kaldı. Avrasya hinterlandında paha biçilemez bir jeo stratejik öneme haiz olan Afganistan'a giren güçlerin bu çetin coğrafyayı ilk olarak 20. yüzyılın başlarında İngiliz emperyalizmi terk etmişti. 1980'lerin sonunda Sovyetler Birliği, 21. yüzyılın içinde bulunduğumuz ikinci on yılında ise Amerika ayrıldı.
George W. Bush’un 7 Ekim 2001’de “Sonsuz Özgürlük Operasyonu” adı altında başlattığı işgalin 15 Ağustos 2021 tarihi itibariyle fiilen sona ermesi haliyle taşları yerinden oynattı. “Başka bir nesil Amerikalıyı Afganistan’da savaşa göndermeyeceğim” sözleriyle “sonsuz savaş”ı bitireceğini ilan eden Joe Biden yönetimindeki Amerikan emperyalizmi kendisinden beklendiği üzere çekilirken de yeni kaosun tohumlarını ekti.
***
Yirmi yıllık işgal boyunca ülkeyi adeta harabeye çeviren ABD’nin ülkenin anahtarını köktendinci Taliban’a teslim ederek çekilmesi yeni jeo politik denkleme yol açtı. ABD'den doğan boşluk bölgesel ve küresel güçleri yeni arayışlara sürükledi. Rusya’dan Çin’e, İran’dan Pakistan’a, Tacikistan’dan Özbekistan ve Hindistan’a bütün ülkeler Selefi/Vahabi vandalizme karşı teyakkuzda. Çin ile Rusya arasında konumlanan Afganistan’ın köktendincilere bırakılmasının arka planına dair çeşitli senaryolar, tezler söz konusu.
Taliban rejiminin gerici yönetimi altında Afganistan belirsiz bir geleceğe doğru yol alırken, buradaki istikrarsızlığın bütün bir bölgeyi içine çekme ihtimali yüksek. Güney ve doğuda Pakistan, batıda İran, kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan ve uzak doğuda Çin ile çevrili her türlü istikrarsızlık bu ülkeleri de derinden etkileyecektir.
***
Taliban rejimine karşı ülkenin kuzeyinde direniş hareketleri başlarken IŞİD gibi radikal İslamcı hareketler de yeniden sahneye çıkmaya başladı. IŞİD-Horasan (IŞİD-H) örgütünün Kabil Havalimanı’na yönelik saldırısı ülkenin radikal İslamcı yeni bir hesaplaşmaya veya en azından çatışmaya sürükleneceğinin sinyallerini veriyor. Her türlü istikrarsızlık da kimselerin olmasa da ABD’nin işine geliyor.
Afganistan’ın nasıl adım adım bu hale getirildiği sır değil. Emperyalist barbarlık, dinci gericilik ve aşiretler, cemaatler arasında sıkışan ülke ABD emperyalizminin Yeşil Kuşak projesinin yetiştirmesi köktendincilerin eliyle yeni bir yıkıma sürüklendi. İnsanlığın tüm ilerici birikimine düşman Taliban köktendinciliği altında yaşamak zorunda kalan Afganistanlıların yaşamak zorunda kaldıkları bir insanlık utancı olarak şimdiden tarihe not düşüldü. “Ilımlı”sından “radikal”ine siyasal İslamcılığın her tonunu kendi çıkarları için kullanan ABD emperyalizminin şişesinden çıkardığı “Taliban” kendisine biçilen misyonu layıkıyla yerine getiriyor.
Afganistan özelinde yaşanan gelişmeleri anlamak için hazırladığımız ve altı gün süren yazı dizimiz boyunca ne, neden oldu, ne olacak sorularına yanıtlar üretmeye çalıştık. Birbirinden değerli uzmanlar ve akademisyenler Afganistan’da yaşananları ve yaşanacak olanları kaleme aldı. ABD’nin çekilmesinin bir “yenilgi” mi yoksa planlı, programlı yeni bir strateji mi olduğunu çözmeye çalıştık.
BirGün / 28.08.21