Karabağ savaşının birinci yıldönümünde Türkiye psikolojik üstünlüğünü kullanarak Ermenistan’a “zeytin dalı” uzatıyor. 26 Ekim’de Fuzuli’yi ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erivan’ın Bakü ile sorunları çözme konusunda samimi bir irade ortaya koyması hâlinde Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerini normalleşmesinin önünde engel kalmayacağını söyledi. Ardından savaşın bitişinin yıldönümünde kuvvet komutanlarıyla Azerbaycan’ın zafer kutlamalarına katılan Savunma Bakanı Hulusi Akar, Azerbaycan ve Türkiye liderlerinin uzattıkları barış elinin Ermenistan tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin silahlı insansız hava aracı, askeri teknik ve koordinasyon desteğiyle yürütülen 44 günlük savaş 9 Kasım 2020’de Rusya’nın arabuluculuğunda ateşkes anlaşmasıyla sonuçlanmıştı. İşgal altındaki rayonların geri alınması Azerbaycan adına zafer, Ermeniler hesabına hezimet olarak yazılırken Karabağ’ın statüsü, sınırların belirlenmesi, mültecilerin dönüşü ve savaş esirleri gibi kritik konular çözümsüzlüğe bırakıldı. Ateşkes anlaşmasının geleceğe dönük yol haritasında ulaşım hatlarının açılması planı ise teşvik, teselli ya da kazanç olarak belirsizliğini koruyor.
Plana göre Azerbaycan’ı Ermenistan’ın Zengezur (Syunik) bölgesinden Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bağlayacak ulaşım hatlarının açılması gerekiyor. Rusya, Karabağ-Ermenistan arasındaki Laçın koridorunda olduğu gibi Zengezur koridorunun güvenliğini de deruhte ediyor.
Erdoğan, Türkiye’yi Hazar havzası ve Asya’ya bağlayacak karayolu, demiryolu ve enerji hatlarıyla ilgili hayallerini mümkün kılmak için Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Türkiye, Rusya ve İran’ın katılımıyla altılı forum (3+3) önermişti. Bir yıldır Ankara’dan Erivan’a koridor ve altılı platformun bütün bölgeye kazanç kapılarını açacağı mesajları veriliyor.
Türkiye’nin stratejik hayallerinin karşılık bulması için Rusya’nın “koordinatör” ve “garantör” ülke olarak ağırlığını koyması, yenilginin travmalarından kurtulamayan Ermenistan’ın ortak bir formüle ikna edilmesi, çıkarları tehlikeye giren İran ve Gürcistan’daki endişelerin giderilmesi gerekiyor. Herkes İran’ın tehditkâr bir askeri tatbikatla huzursuzluğunu dışa vurmasına odaklanırken Erdoğan’ın da itiraf ettiği üzere Türkiye ile dostluğun keyfini çıkaran Gürcistan bile ikna edilebilmiş değil.
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ve Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı bölgede Ermenistan’ı stratejik denklemlerden çıkarırken Gürcistan’ı ödüllendiren bir mantıkla gelişmişti. Zengezur bağlantısıyla birlikte Türkiye-Ermenistan sınırları açıldığında Gürcistan bu ayrıcalıklı pozisyonunu yitirecek. Altılı ortaklık için Gürcistan’ın 2008 savaşı sonrası Abhazya ve Güneş Osetya’nın bağımsızlığını tanıyan karardan dolayı Rusya ile bozuk olan ilişkilerini düzeltmesi de gerekiyor.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermenistan’ın kuşatılmışlığını ve Rusya’ya bağımlılığını azaltacak bir normalleşme seçeneğine sıcak baksa da Karabağ yenilgisinin yarattığı siyasi öfkeyi hâlâ soğutabilmiş değil. Ayrıca Ermenistan yönetimi Nahçıvan’a yol vermeden önce ateşkes anlaşmasında yer alan “Bölgedeki bütün ekonomik ve ulaşım bağlantıları serbest olacak” maddesi gereğince Azerbaycan üzerinden Rusya ve İran’a ulaşım yollarının açılacağını garantilemek istiyor.
Ocakta koridorların açılması için Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya arasında başbakan yardımcılarından oluşan bir çalışma grubu oluşturulmuştu. Şimdiye kadar sekiz toplantı yapan üçlü komitenin çalışmaları somut bir netice vermedi. Aksine koridor fikri bölgesel rekabeti iyice kızıştırdı. Kasım 2020 sonrası oluşan yeni haritada İran-Ermenistan otoyolunun (Goris-Kapan) Azerbaycan’ın kontrolünde kalan kısmında başlatılan cezai işlemler Tahran’ın sert tepkisine neden oldu.
İran Zengezur hattında kendi sınırına paralel “egemen” bir yolun Ermenistan’la ulaşımını tehlikeye sokacağını düşünüyor.
Azerbaycan, Nahçıvan’a mal sevkiyatını önemli ölçüde Türkiye üzerinden yaparken doğalgazı yüzde 15 komisyonla İran hattından gönderiyor. İran’ın Zengezur hattından dolayı kayıp listesinin başında bu geliyor. Ayrıca Türk kamyonları Orta Asya’ya İran üzerinden geçiyor.
Gürcistan ise kara ve demiryollarında transit kargo taşımacılığından yılda 80-85 milyon dolar kazanıyor. Gürcistan bir diğer kaybı Ermenilerin gemi ulaşımında Poti ve Batum limanları yerine Türk limanlarına yönelmesiyle yaşayabilir. Güney Osetya üzerinden Rusya Federasyonu’na giden Kafkasya otoyolu ve Abhazya üzerinden giden demiryolu açılması Gürcistan’ı teselli edebilir ama o hatlar “ayrılıkçılık-bağımsızlık” tartışmasına sıkışıp kalmış durumda.
Bölgedeki tüm ulaşım hatları üzerindeki engellerin kaldırılması hedef olarak konulduğunda sorunun Zengezur’dan çok daha büyük olduğu görülüyor: Şu anda Azerbaycan, Nahçıvan’a kara yoluyla İran veya Gürcistan bağlantılı olarak Türkiye üzerinden ulaşım sağlayabiliyor. Nahçıvan’dan Azerbaycan’a giden tarihi tren yolu Zengezur ile Meğri-Horadiz arasında; Erivan’dan İran’a bağlanan tren hattı Nahçıvan sınırında; Bakü ve Erivan bağlantılarına sahip Tiflis-Soçi hattı Abhazya tarafında; Erivan’ı Bakü-Tiflis tren hattına bağlayan demiryolu Gazah istikametinde; Erivan ile Tiflis arasındaki ana hatta bağlanan 60 kilometrelik Kars-Gümrü demiryolu Ermenistan-Türkiye sınır bölgesinde kesintiye uğruyor.
Bölgesel entegrasyon perspektifi ile bütün bu tarihi hatlar açıldığında Ermenistan Güney Kafkasya’nın giriş kapısı hâline gelebilir. Aynı şekilde Kafkasya geçişli İran-Rusya, Ermenistan-Rusya, Ermenistan-İran, Türkiye-Ermenistan ve Ermenistan-Azerbaycan bağlantıları yeniden kurulabilir. Tabii ki bu kesintili bölümlerin yeniden inşa edilmesi gerekiyor ki Azerbaycan Horadiz’den Zengezur’a kadar olan 108 kilometrelik kısımda çalışmalara geçen şubatta başlattı.
Paşinyan üçlü çalışma grubunun yolların durumu üzerine yaptığı teknik çalışmayla büyük iş çıkardığını düşünüyor. Grubun İcevan-Kazah, Berd-Tovuz, Angeghakot-Biçenek, Horadiz-Yerask, Horadiz-Meğri-Ordubad-Yerask rotaları üzerinde durduğu bilgisini paylaşan Paşinyan, güneyde sınır hattı boyunca ilerleyen Yerask-Ordubad-Meghri-Horadiz demiryolunun yeniden yapılması gerektiğini söylüyor. “Azerbaycan Ermenistan’ın egemen toprakları üzerinden Nahçıvan’a ulaşım imkânı olmalı, bunu reddetmiyoruz, kabul ediyoruz ve buna hazırız. Buna mukabil Ermenistan’ın da Azerbaycan toprakları üzerinden Rusya ve İran’a ulaşımı olmalı” diyor.
Ermenistan Rusya’ya ihracatının büyük kısmını Kuzey Osetya’daki Kazbek–Yukarı Lars’a bağlanan tarihi Gürcistan Askeri Yolu üzerinden yapıyor. Paşinyan Ermenistan’ın bölgesel ulaşım hatlarıyla ilgilendiğini ve formüller üzerinde uzlaşılması gerektiğini söylüyor.
Ermenistan Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Armen Grigoryan da “Erivan, Azerbaycan ve Türkiye’nin kullanabileceği bir koridor açabilir fakat bu yollar Ermenistan’ın kontrolü altında olacaktır” diyor.
Bakü gümrüğün olmadığı transit bir yol isterken Erivan yönetimi, Ermenistan’ın egemenlik haklarını devredeceği bir güzergâh seçeneğine karşı çıkıp mevcut yolların Türkiye ve Azerbaycan’ın kullanımına açmaktan bahsediyor. Ermeni tarafında koridordan şu anlaşılıyor: Azerbaycan’ın kuzeyden Tavuş ya da güneyden Syunik (Zengezur) üzerinden Nahçıvan’a mevcut altyapıyla ulaşması; Ermenistan’ın da Erivan-Tiflis-Bakü-Rusya demiryolunu ve İran’a erişim için Erivan-Nahçıvan-Culfa demiryolu ya da otoyolunu kullanabilmesi. Ermenistan güzergâh seçiminden çok yolların statüsü üzerinde duruyor. Ateşkes anlaşması yollar üzerindeki kontrolü Rusya Federal Güvenlik Servisi’ne (FSB) tevdi ederken Erivan’ın bunu egemenlik meselesi olarak görmediği anlaşılıyor.
Ermeni tarafı Laçin koridorunun statüsünü tehlikeye atacağı endişesiyle orta koridor sayılabilecek Goris ve Sisiyan kentleri üzerinden Nahçıvan’a giden yolu tercih etmiyor.
Ermenistan’da Meğri demiryoluna alternatif olarak kuzeyde Tavuş’un merkezi İcevan ile Azerbaycan’ın Kazah kenti arasındaki demiryolunun canlandırması da tartışılıyor. Fakat bu hat dağlık bölgelerden tünellerle geçtiği için maliyeti yüksek bir seçenek. Azerbaijan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise Ermenistan güzellikle Zengezur koridorunu açmazsa 101 yıl önce gasp edilen bölgeyi zorla geri almaktan bahsediyor.
Erdoğan’ın kafasındaki altılı platform bölgesel entegrasyonu gerektiriyor. Fakat taraflar arasında bunu mümkün kılacak ne bir uzlaşma zemini var ne de siyasal irade var. Erdoğan sorunu Erivan’da görüyor. Fakat Paşinyan barış teklifine yanıt vermedikleri suçlamasını reddediyor: “Barışı biz önerdik, bunu defalarca yaptık. Ermenistan’ın yanıt vermediğine dair açıklamalar tuhaf. Ermenistan buna hazır olduğunu ilan etti.”
Paşinyan’ın tercihi Karabağ’ın statüsü dâhil Azerbaycan’la sorunların AGİT Minsk Grubu çerçevesinde tartışılması. Paşinyan, Erdoğan’ın altılı formatıyla ilgili Erivan’ın pozisyonunu şöyle ortaya koyuyor: “3+3 formatı, başka formatlarda tartıştığımız konuları gündeminde bulundurmamalıdır. Özellikle bölgesel ulaşım hatlarının açılması, Dağlık Karabağ sorununun çözümü vb.” Paşinyan’a göre bölgede ekonomik geçiş olanaklarının araştırılması gibi karşılıklı olarak kabul edilebilir yeni bir gündem getiriyorsa Ermenistan bu formatla ilgilenebilir.
Türkiye’nin Ermenistan’la diplomatik ilişkilerini kesip sınır kapılarını kapatmasının nedeni 1993’deki ilk Karabağ savaşında Azerbaycan topraklarının işgal edilmesiydi. Bu gerekçe ortadan kalksa da normalleşme süreci 1915 Ermeni Soykırımı’nın tanınması meselesi üzerinde patinaj yapıyor. Türkiye, Ankara-Erivan yakınlaşmasını sadece Kafkasya’daki durumla sınırlayıp geçmişle yüzleşmeyi reddediyor. Bu yaklaşım da Ermeni tarafında olası bir açılımı kilitliyor.
Sonuç olarak Türkiye’nin hayallerini süsleyen şey bölgedeki altı ülkenin katılımıyla bir kazan-kazan dengesinin kurulması. Bütün bu konularda tıkanmanın aşılması için Rusya’nın ağırlığını kullanması gerekiyor. Bu çerçevede Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan arasında hazırlıkları süren üçlü toplantı önem kazanıyor. Üçlü zirvenin yapılacağı ve ulaşım hatları ile sınırların çizilmesi konusunda bir uzlaşmanın 9 Kasım’da ilan edileceği öne sürülmüştü. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov üçlü zirvenin video konferans olarak öngörüldüğünü, hazırlıkların sürdüğünü ama tarihinin henüz belli olmadığını belirtiyor.
Al-Monitor / 16.11.21