Enflasyon yangınına konut kredisi benzini- Mustafa Sönmez

Erdoğan’ın son kredi paketlerinin konut fiyatlarını daha da tırmandırması kaçınılmaz. Bunun adeta enflasyon yangınına benzin dökmek olduğunda çoğu uzman hemfikir.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 18 Mayıs 2022
  • 11:05

Tüketici enflasyonu yıllık olarak nisan ayında yüzde 70'i bulduktan sonra önümüzdeki aylarda da tırmanacak. Nisan temposu sürerse temmuz ayında üç haneyi, yani yüzde 100 enflasyonu görme ihtimali çok yüksek. 

Erdoğan iktidarı, enflasyonu geriletici bir istikrar programı uygulamak yerine anlık, seçmen memnuniyetsizliğini azaltacak büyümeden yana önlemlerin peşinde. Büyüme deyince de Erdoğan’ın aklına hep inşaat, konut geliyor. Yine öyle oldu. Açtığı yeni konut paketi ile kayırdığı inşaatçıların yarım kalan yatırımları için kredi taleplerine karşılık verdi, üst gelir gruplarının ancak taksitlerini ödeyebilecekleri konut alımları için yine kredi faizlerini indirdi. Döviz fiyatlarının yeniden tırmanma eğilimi karşısında, enflasyona yapacağı etkileri dikkate almadan, döviz bozarak ev alacaklara ucuz kredi teşviki verdi. 

Başta kredi genişlemesine yol açarak enflasyonu bir kez daha kamçılaması beklenen, yangına benzin dökmeye benzeyen konut adımı, konut fiyatlarını daha da tırmandırıyor ve paralelinde kira artışlarını ürkütücü boyutlara taşıyor. Zaten tüketici enflasyonunun 30 puan önünde yıllık yüzde 100'e yakın artan konut fiyatlarında yeni bir sıçrama, bu konut paketleriyle anında yaşandı.

Nisan ayında yüzde 70’i gören tüketici enflasyonunun, takip eden aylarda da aynı tempoda sürmesi bekleniyor. Bu durum, üç haneli, yani yıllığı yüzde 100’ü bulacak bir tüketici enflasyonunun temmuz ayında görülebileceğine işaret ediyor.

Erdoğan iktidarı, enflasyonu dizginlemede kullanılacak TL faiz silahını tamamen bir kenara atmış ve enflasyona teslim olmuş durumda. İktidar, daha çok seçime giderken pragmatik önlemlerle enflasyondan şikâyetçi seçmende memnuniyetsizlikleri azaltma çabasında. Bu uğurda kullandığı alanlardan biri inşaat, özellikle konut. Nitekim yine böyle bir adım attı ve üç ayaklı bir teşvik politikası açıkladı.

Bu paketler, bir yandan konuta yeni bir talep rüzgârı yaratmayı amaçlıyor, bir yandan yarım kalmış konut yatırımları için kaynak tahsis ediyor, son olarak da birikimi döviz ve altında olanlara birikimlerini çözüp konut almaları için teşvikli kredi veriyor. Bütün bunlar için ayda yüzde 6-7 artan enflasyon karşısında yüzde 1’i bulmayan kredi faizi gibi bir bonkör teşvik kullanılıyor. 

Erdoğan’ın en yakınında sermaye grubu olarak inşaatçıları tuttuğu ve gözdesinin de inşaat sektörü olduğu biliniyor. Erdoğan iktidarda kalmanın büyümeden geçtiğine inanıyor ve hâlâ büyümenin lokomotifi olarak inşaatı görüyor. İnşaatın gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı 2017 öncesinde yüzde 8,5’a kadar çıkmışken takip eden yıllarda hızla azaldı ve 2021’de yüzde 5’e kadar geriledi. Kur artışı sektörü vurdu, maliyetleri hızla artırdı. Yatırımlar yarıda kaldı. Kamudan alınan işler enflasyon karşısında altüst oldu, ihale bedelleri beklendiği kadar güncellenemedi. Şikâyetler, sızlanmalar büyük.

İnşaatçıların bir kısmına moral olsun diye kamu bankalarından üç yıl vadeli 20 milyar TL’lik (yaklaşık 1,3 milyar dolar) kredi, hem de aylık yüzde 0,89 gibi enflasyon karşısında komik kaçan bir faizle adeta hibe ediliyor. 1 Mayıs itibarıyla yüzde 40’ı tamamlanmış ama yüzde 50’si satılmamış inşaat projeleri bu krediyi kullanabilecek.

Bu adımı pekiştiren bir diğer bilgiyi Erdoğan ayrıca paylaştı. Bu da konutta uzmanlaştırılmış kamu kuruluşu Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) 30 milyar TL’lik finansman sağlanmasıydı. Bunu şöyle duyurdu Erdoğan: “Düşük gelir grubundaki vatandaşlarımızı ev sahibi yapmaya yönelik sosyal konut projeleri için TOKİ’ye 30 milyar liralık finans sağlayacağız.”

Erdoğan konuta talebi artırmak için bir paket daha açtı. Fiyatı 2 milyon liraya kadar olan konut için 10 yıl vadeli ve aylık faizi yüzde 0,99 olan kredi verilecek. Kamu bankalarınca kullandırılacak kredi, 2 milyon lirayı aşmayan birinci elden satılık konut alımı için. Büyük kentlerden çok Anadolu’daki yeni konutlara talebi artırması bekleniyor. 

Konutun araç yapıldığı hamlelerden biri de birikimi dövizde ve altında olanları TL’ye yöneltmek. 1 Nisan’dan önce bankada döviz veya altın hesabı olan ve konutun yarı fiyatını dövizden veya altından TL’ye geçişle karşılayanlara 2 milyon TL kredi, aylık yüzde 0,89 faizle verilecek. Bu teşvikle ne kadar döviz ve altın TL’ye geçecek merak konusu. 

Erdoğan için önemli olan, kayırdığı inşaatçıların sorunlarına çözüm bulmak, konut yatırımlarını sürdürmek ve konuta talebi artırmak. Bütün bunların öncelikle konut fiyatlarını, dolayısıyla genelde enflasyon yangınını nasıl etkileyeceği ise hiç düşünülmüyor gibi.

Oysa hem konutta hem tüketicide enflasyon yangını dehşetli boyutlarda. Enflasyona karşı birikimini korumaya çalışanların sığınağı olan konutta fiyat tırmanışı dudak uçuklatıcı boyutta. Merkez Bankası tarafından izlenen konut fiyatlarında yıllık artış, 2022 Şubat ayında yıllık olarak Türkiye geneli için yüzde 96’yı bulurken İstanbul için yüzde 106’yı geçti. Oysa bu yıllık artışlar, iki yıl önce 2020 Şubat ayında sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 10 idi. 

Konut fiyatlarını tırmandıracak bir başka karar, yabancılara Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verme karşılığı konut alma bedelinin 250 bin dolardan 400 bin dolara çıkarılması oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2021 yılında yanıtladığı bir soru önergesinde 2018-2021 yılları arasında 19 bin 630 yabancıya gayrimenkul alımı karşılığında vatandaşlık verildiğini açıklamıştı.

Enflasyona karşı sığınılacak liman olarak görülen konut sektörü hızla kaosa sürükleniyor. TÜFE'nin yaklaşık 30 puan önünde giden konut enflasyonu, inşaat maliyetlerindeki sert artışın yol açtığı yatırım, arz eksikliği nedeniyle de yatışacak gibi değil. Bina inşaat maliyetlerindeki yıllık artış Mart 2022 itibarıyla yıllık yüzde 98’e ulaşırken malzeme fiyatlarındaki artışın yüzde 124’ü bulduğu açıklandı. Bu, mevcut yatırımları tamamlamanın yanında, yeni yatırımları da caydıran önemli bir sorun. 

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, Türkiye’de mevcut nüfus artışı için yılda en az 850 bin konut yapılması gerektiğini ancak son üç-dört yıldır 400-450 bin adedin üzerine çıkılamadığını bildiriyor. Arz daralması var. Bu yüzden konutta talep çok yüksek ama arz düşük ve fiyatlar inanılmaz boyutta tırmanıyor. 

Erdoğan’ın son teşvik kararlarının talebi yükselterek fiyatları daha da tırmandırması kaçınılmaz. Bunun adeta enflasyon yangınına benzin dökmek olduğunda çoğu uzman hemfikir. 

Bu kaotik gidiş "Nereye?" sorusunu endişeyle sordururken kiralar da bu artıştan etkilenerek hızla tırmanıyor ve enflasyona ezik birçok aile açısından kira gideri ile baş etmek ve barınmak giderek zorlaşıyor.

Al-Monitor / 16.05.22