BRICS’in tarihi zirvesi beklendiği gibi genişleme ve ulusal paraların rolünü artırma kararlarıyla sonuçlandı.
Resmi 23 üyelik başvurusundan 6’sı gerçekleşti. Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Arjantin, 1 Ocak 2024’ten itibaren BRICS üyesi oluyor. 5+6 üyeli yeni BRICS, artık ülkelerin baş harfleriyle kodlanmayacak ölçekte yani...
Peki “Geniş BRICS” Türkiye ve bölge açısından ne etkiler doğuracak?
Üreten BRICS
1) Genişlemeyle BRICS, dünyanın en büyük petrol üreticilerinin de kulübüne dönüştü. En büyük 9 petrol üreticisinden 6’sı artık BRICS’te...
2) Satın alma paritesine göre BRICS’in dünya ekonomisindeki payı yüzde 37.3, G7’nin payı ise 29.9. BRICS, endüstriyel üretimde de G7’yi geçmiş durumda: BRICS’in payı yüzde 38.3, G7’nin payı ise 30.5. En temel tarım ve maden üretimlerinde makas daha da açık.
3) BRICS için Afrika çok önemli. Etiyopya, Afrika Birliği’nin kurulmasına öncülük etmesi ve örgütün merkezine ev sahipliği yapmasıyla da özel öneme sahip.
4) Gerçi Mısır Afrika ülkesi ama aynı zamanda bölgemizin de yani Ortadoğu’nun da önemli bir ülkesi. Mısır ile birlikte İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin BRICS’e üye olması, kritik önemdedir.
ABD’nin körfez kaybı
Ufuk Ötesi okurları açısından bu durum şaşırtıcı olmamıştır. Çünkü bir süredir Suudi Arabistan-Çin ilişkilerinin ekonomiden bölgedeki sorunlu ilişkilerin tamirine kadar bir dizi etki yarattığını inceledik.
Çin’in Suudi Arabistan ile İran’ı barıştırması, Yemen’den Filistin’e kadar etkiler doğurdu. “Petrodolar” sistemi açısından ABD’nin Ortadoğu’daki en temel dayanağı durumunda olan Suudi Arabistan’ın BRICS üyesi olması, haliyle ABD açısından da açık bir yenilgi demek. ABD Genelkurmay Başkanı Milley’in genişleme sonrası dile getirdiği şu sözlerini bu bağlamda yorumlayabiliriz: “Bölge, petrol ve enerji kaynakları açısından ana kaynak. ABD’nin Ortadoğu’dan çıktığını düşünemiyorum.”
Mısır, İran ve iki Körfez ülkesinin, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin artık BRICS’te olması, kuşkusuz Körfez bölgesinden başlayarak Ortadoğu’nun tamamını etkileyecek. Stratejisini Körfez’de İran-Suudi karşıtlığı üzerine inşa eden ve İsrail’in güvenliğini bile İran karşıtı cephe oluşturmaya dayandıran ABD, gelmekte olan bu tabloyu gördüğü için son birkaç haftadır Körfez’e gemi ve Suriye’ye asker göndermekte...
Astana-BRICS bağı
İran-Mısır-Körfez üçgeni, bölgeyi etkileyeceğinden Türkiye’yi de etkileyecektir haliyle.
Türkiye için BRICS’teki İran-Körfez-Mısır üçgeni rakip değil, ortaktır. BRICS’in iki üyesi, Rusya ve İran Astana Platformu üyesidir. Türkiye’nin Suriye’yle normalleşmesi ve Irak’ı da Astana’ya taşıması, Astana-BRICS bağlarını çoğaltacaktır.
Bunun dışında gerçekçi bir seçenek yok zaten. Bir zamanlar Pentagon-CIA laboratuvarlarında üretilen Türk-Kürt-Yahudi ittifakı türünden ABD projelerinin bölgede hayat bulma şansı artık kalmadı.
Dolayısıyla Ankara’nın önünde Astana’yı BRICS içindeki bölge üçgeniyle ortaklığın, hatta buradan sıçrayarak BRICS’te yer alabilmenin zemini olarak değerlendirmek dışında gerçekçi ve çıkarlara uygun seçenek yok.
Cumhuriyet / 26.08.23