Geçen hafta 2022’de dünyayı meşgul edecek sekiz global krizi irdelemiştik. Bu hafta da yeni yılda Türkiye dış politikasında öne çıkacak başlıkları 8 başlıkta toparlayalım.
1-S-400
ABD ile yaşanan S-400 krizi yeni yılda da Türkiye’nin en önemli dış politik meselelerinden biri olmaya devam edecek. Rus yapımı S-400 füze savunma sisteminin her aşaması ayrı bir krize neden olacak. ABD ve NATO’nun şiddetle karşı çıktığı ‘sistem’e ara formüller bulunmaya çalışılsa da S-400’ler ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi Ankara’nın başında sallanacak. Süreç uzun krizlere, pazarlıklara, restleşmelere gebe.
2- F-35
S-400’lerle bağlantılı olarak ABD’nin Türkiye’yi cezalandırma aracı olarak kullandığı F-35 savaş uçakları krizinde verili koşullar göz önüne alındığında orta bir yol bulma olasılığı oldukça uzak. Washington-Ankara arasındaki kriz daha da derinleşecek. ABD’nin yeni nesil savaş uçakları projesinden çıkardığı Ankara’nın Moskova’ya yönelme ihtimali yeni krizleri de beraberinde getirecektir. Ankara’nın Rus yapımı yeni model savaş uçakları olan Su-35’leri; Amerikan F-35’leri yerine ikame etme olasılığı çok daha büyük bir tektonik sarsıntıya neden olacak.
3- İHA/SİHA
Saray rejiminin büyük bir PR çalışmasına dönüştürdüğü ve ‘kontrolsüz’ şekilde çatışma bölgelerine pazarladığı İHA/SİHA’lar meselesi yeni dönemde ülkenin başını en fazla ağrıtacak konuların başında gelecek. Ukrayna’da kullanılan Türk menşeili SİHA’lar çoktan Moskova ile kriz yaratırken Etiyopya’da da benzer bir krize neden olmak üzere. Kremlin, Türk SİHA’larının bölgedeki durumu "istikrarsızlaştırdığını" belirtirken Almanya ve Fransa da Ankara’yı sert şekilde eleştirdi. Dışişleri’nin ‘satılan üründen biz sorumlu değiliz’ argümanının uluslararası ilişkilerde geçerli bir tarafı yok. Silahların nerede, nasıl kullanıldığından satıcı ülke de sorumlu.
4-SDG/YPG
Yeni yılda en fazla işiteceğimiz konu başlıklarından birisi de Kuzey Suriye’deki gelişmeler ve burada kontrolü sağlayan SDG/YPG olacak. Krizin kısa sürede sönümlenme ihtimali yok. Küresel ve bölgesel gelişmeler nedeniyle kriz can yakıcı özelliğini koruyacak. Ankara’nın operasyon istekleri, yeni bölgeler kontrol etme planları iktidarın sık sık içerideki kitleyi konsolide etme amacıyla bağlantılı olarak tedavüle sokulacak. Sınır hatlarında ve Fırat’ın doğusundaki her gelişmenin iç siyaset üzerinde de çarpan etkisi olacak.
5-Silahlı milisler
Buna radikal İslamcı cihatçılar demek daha doğru. AKP iktidarının Suriye’de resmi ittifak kurduğu çatı örgütü ÖSO’nun bünyesindeki cihatçılar Türkiye’nin başını ağrıtmaya devam edecekler. Suriye’nin yanı sıra Libya’da da kullanılan ve ihtiyaç halinde diğer bölgelere de aktarılan bu “kullanışlı aparatlar” uluslararası arenada tepki çekiyor. Seçim sürecine girilen Libya’da ‘Birlik Hükümeti’nin kendisi de diğer bölgesel aktörler de silahlı milislerin ülkeyi terk etmesini istiyor.
6-Navtex
Son iki yılda Doğu Akdeniz’deki enerji paylaşım kriziyle gündemimize giren Navtex kavramını bu yıl da bir hayli duyacağız. Akdeniz’in doğusundaki ülkelerin dahil olduğu hidrokarbon paylaşım krizinde karşılıklı Navtex ilanları suların soğumasına izin vermeyecek. Türkiye’nin Akdeniz sularındaki yalnızlığını daha da derinleştirecek kavgada Yunanistan, İsrail, Güney Kıbrıs, Mısır ittifakı cephe hattını güçlendirmeye devam ediyor. ABD’den AB’ye ve Rusya’ya küresel aktörler de Ankara’nın karşısında sıralanmış durumda. Saray rejiminin İhvancı kardeşi Katar dahi ABD ile birlikte Güney Kıbrıs için sondaja başladı.
7-Narkotrafik
Baronlar arasındaki açık bir savaşa sahne olan Türkiye uluslararası narkotrafiğin ana arterine dönüşmüş durumda. Orta Asya’dan kara trafiği, Güney Amerika’dan ise hava ve deniz limanlarından kalkan uçak ve gemilerin uğrak merkezi olan Türkiye ciddi ithamlarla da karşı karşıya. Birleşmiş Milletler’in (BM) raporuna göre Türkiye uyuşturucunun transit otobanına dönüşmüş durumda.
8-Kara para
Bir diğer baş ağrıtıcı mesele de kara para. Uluslararası raporlara göre kara paranın aklandığı ülkelerin başında gelen Türkiye, ekim ayında kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele konusunda ‘Gri Liste’ye alındı. Hükümetler arası bir organizasyon olan Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü tarafından ‘kara liste’ye alınan Türkiye’nin somut adımlar atması şart koşuluyor. Bu mesele önümüzdeki dönemlerde tüm sıcaklığıyla ülke gündemini meşgul edecek. Sadece Rıza Sarraf özelinde ortaya saçılanlar dahi meselenin nasıl bir uluslararası krize dönüşebileceğini ortaya seriyor.
BirGün / 04.01.22