Metal Fırtına'nın 5. yılındayız. 100'e yakın fabrikada ses getiren direniş, işçi hareketine büyük bir deneyim kazandırdı. Binlerce işçinin çalıştığı fabrikalarda aynı anda hareket etmenin muazzam bir güç, eşsiz bir enerji ortaya çıkarttığı görüldü. Farklı kentlerden binlerce işçi ortak talepler için mücadele etti.
***
Fırtınadan önce metal fabrikalarında suyun kaynadığı, ancak nerede ve ne zaman taşacağı bilinmiyordu. İlk kıvılcım hangi fabrikada çakılacak, MESS ve Türk Metal'e karşı nasıl bir mücadele hattı izlenecek, kimsenin bir fikri yoktu. Harekete geçecek dinamikleri önden kestirmek zordur. Yıllardır gerici-milliyetçi ideolojilerle uyutulmuş, ağır şartlar altında ezilmiş metal işçisi fırtınayla birlikte gözünü açtı. Gücünü farketti, ancak gücünü nasıl kullanacaktı? Olası darbelere karşı nasıl bir savunma mekanizması geliştirecekti?
Metal işçileri yakın geçmişte defalarca sendikal bürokrasiye tepki gösterdiler. 1998’de olduğu gibi isyan da ettiler. Buna rağmen kısa süreli direnişler somut kazanımlara ulaşmak için yeterli olmadı. Bu defa direnişin sürdürülmesinde büyük bir rol oynayan Metal İşçilerin Birliği’nin (MİB) varlığı ise büyük bir imkandı. Sendikalı olsa da gerçekte örgütsüz olan metal işçilerine politik olarak yön verme, ortak talepler etrafında birlikte harekete geçirme noktasında MİB'in varlığı büyük bir avantajdı.
Direnişin üzerinden 5 yıl geçti. Direniş sürecinde şekillenen öncü işçilere en önemli eksiklik neydi diye sorduğunuzda, 'direnişten önce en azından bir grup işçi bu sorunlar üzerine fikir alışverişi varken, karar alan komitelerimizin yokluğu' diye cevap veriyorlar. “Komitelerimiz olsaydı daha neler yapardık?” diyorlar. Aslında öncü işçilerin ifade ettiği komiteler, önden hazırlanan taban örgütlerinin kendisidir. Direnişe yön verecek sınıf bilinçli işçilerin birarada olması demektir.
***
Hareket ilk tepkisini sendikal bürokrasiye karşı göstermişti. Her ay bir yevmiye aidat ödediği sendikanın hem saltanat kurup hem TİS’lerde işçileri satmasına tahammülü kalmamıştı işçilerin. Sendikadan istifa edildi. Türk Metal çetesine ve sendikal bürokrasiye "işçinin tepesi attı mı, bürokrasinin fişini çekmek çok zor değil" mesajı verildi.
Sendikadan istifa edilmesine rağmen bölümlere, vardiyalara dayanan komiteler olmayınca Türk Metal çetesinin fabrikalara geri dönmesi yazık ki zor olmadı. Metal işçisi, en büyük açmazlarından biri olan taban örgütlerinin yokluğunun bedelini sonradan ödeyecekti. Direnişin temel taleplerinden biri olan “işten atmama” şartı MESS tarafından çiğnendi. Dağılma, parçalanma süreci de başladı. Hareket başlamadan önce tabana dayalı bir örgütlenme olsaydı, Türk Metal'in sahte politikalarına aldanmadan komitelerin gücü ile kararlar alınırdı. MESS ve Türk Metal'in saldırılarına karşı daha güçlü bir direniş hattı oluşturulurdu.
Sonuçta, hareketin omurgası ne kadar güçlü ve dayanıklı hale gelirse saldırılara karşı direnme gücü de o oranda artar. Bu noktada Greif Direnişi somut örnektir. Greif işçilerinin en iyi pratiklerden biri tüm eylemlerinin organize, disiplinli-planlı olması, olası saldırılara karşı önlem alınmasıydı. Burjuvazinin yasalarının tutsağı olmadı Greif işçileri. Öyle olsaydı ne Greif işgali hayata geçerdi ne de ‘işgal-grev-direniş’ ruhu oluşurdu. Bir grup devrimci işçide vücut bulan devrimci-siyasal önderlik, mücadelenin her aşamasında yer aldı. Devrimci öncü işçinin sözünü söylemesini, karar almasını kolaylaştırdı, önünü açtı. İlkeli, işçi inisiyatifinde, enerjik, her an harekete geçebilen örgütlenme ağı kurulmuştu. Sendikanın ihanetçi-işbirlikçi tutumuna karşı azami önlemler alındı. Her bölümde oluşturulan komitelerle işçinin hakimiyeti ilk andan itibaren diri tutuldu. Greif direnişini sınıf hareketinin devrimci geleceği yapan, bu onuru taşımasının en önemli esaslarından biri de taban örgütlülüğünün gücünün, enerjisinin açığa çıkmasıydı.
Asgari bir hazırlık olmayınca kazanma ihtimali azalır. Burjuvaziye, sendikal bürokrasiye, kolluk kuvvetlerine karşı mücadelede eksik, kimi zaman hatalı tutumlar sergilenebilir. Masada hareket planı yoksa, strateji-taktik yoksa önemli eksikliklerin olması da kaçınılmazdır. Buna sınıfın siyasal mücadelesini güçlendirecek zeminlerin zayıflığı da eklenince, burjuvazinin hareketi bozguna uğratması, dağıtması zor olmuyor. Planı, amacı belli olan grevlerin, işgallerin, direnişlerin uzun soluklu olmasının gerisinde de bu hazırlıklar vardır. İşçi, eyleme başlamadan önce toplanır, izleyeceği yolu tartışır, karara bağlar ve eylem kararını hayata geçirecek güne kadar hazırlıklarını yapar. Tüm hazırlıklarını eylemi güçlendirme hedefiyle hayata geçirir. Grevi dayanaklı hale getirmek için grev fonu oluşturur. Söz konusu Greif gibi bir direniş ise grev boyunca alınacak tedbirler, iş bölüşümü ve daha birçok hazırlık da vardır.
***
Metal Fırtınası sürecinde birçok fabrikada açığa çıkan tepkilerin örgütlenmesi, ortak bir hareket planı belirlemenin aciliyeti ortadaydı. Bu ihtiyacı gidermenin ilk adımı Fabrikalar Arası Kurul oldu. Renault, Coşkunöz ve Mako'dan işçi temsilcilerinin biraraya geldiği ilk kurul, sonraki sürecin seyrinde kritik bir rol oynayacaktı. Eylem kararları, Türk Metal'den istifa hareketi kararı bu kurulda alındı. Kurulun daha ilk toplantısında, komite kurmaları için metal işçilerine yaptığı çağrının önemi büyüktür.
Komite kurma çağrısı anlamlı olsa da pratikte büyük zorluklarla karşılaşıldı. Zira anlık öfke patlamasını kontrollü bir şekilde hayata geçirip yönlendirmenin zorluğu, kolluk kuvvetleri ya da Türk Metal çetelerinden gelecek olası saldırılara yabancılık söz konusu idi. Her şeye rağmen sonraki toplantısında farklı fabrikalardan işçilerin katılımıyla gücünü artıran kurula yönelik baskılar da gecikmedi. Kurula dönük devlet baskısı artmış, öncü işçileri karakola çağırmakla birlikte, direnişi karalayan propagandanın yapılması kurulun zayıflamasına, zaman içinde dağılmasına sebep oldu. Tüm bunlar, öncü şahsındaki zayıflıklıkların dışavurumuydu. Tabi aynı zamanda, direnişin öncü gücü MİB' e yönelik operasyonlar da dağılmayı engellemek için yapılacak müdahaleyi sınırlandırdı.
Büyük bir direnişin önderliğini eline alan kurul, onbinlerce işçinin olduğu bir direnişi yönetebilme adına kayıtlara geçen tarihi bir örnek yarattı. Sendikalardan bağımsız, onlarca fabrikadan işçilerin birlikte hareket edebilecekleri yeni bir örgütlenme formu ortaya çıktı. Kurul gibi örgütlenmeler sayesinde metal işçisi bir bütün halinde burjuvazinin karşısına çıkabildi.
***
Burjuvazi, direnişi hafızalardan silmek için çok uğraşıyor. Direniş içinde deneyim kazanan, öncülük yapan birçok işçi büyük fabrikaların dışına itildi. Sermaye ile Truva ataları yeni, genç işçilerin deneyimsizliğini fırsata çevirmek istiyor. Ancak kapitalistlerle sendika ağalarının tüm ayak oyunlarına rağmen fabrikalarda direniş havasını soluyan binlerce işçi var. Yıpratılmış, korkutulmuş olsa da neyin kazandırıp neyin kaybettireceğini mücadele içinde öğrendi metal işçileri. Bugün için kazandıracak mücadele hattından uzak dursa da!
İşçi sınıfı yeniden hareketlenmeye başladığında taban örgütlülüğüne dayanan, bölümlerde, vardiyalarda sağlam komitelerini kuran, fabrikalar arası kurullarını oluşturan metal işçilerinin daha güçlü fırtınaların yaratılmasında etkin bir rol oynayacağından kuşku duymamak gerek.