8 Mart’tan aldığımız güçle 1 Mayıs alanlarına...

Haramilerin saltanatını yıkmak için örgütlenelim!

1 Mayıslarda da biz kadın işçilere ait talepler mutlaka yer almalı ve kadın işçi-emekçilerin örgütlenmesinin manivelasına dönüştürülmelidir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Kadın
  • |
  • 14 Nisan 2022
  • 19:00

Baskının, şiddetin, gericiliğin biz işçi ve emekçi kadınlar için katlanılmaz düzeyde olduğu bir dönemdeyiz. Yaklaşık yirmi yıllık AKP-Erdoğan iktidarının kadınlara faturası ağır ve yıkıcı oldu. Günümüzde bu yıkım AKP-MHP gericiliği tarafından derinleştirilmeye devam ediyor. Türkiye’de kadınların payına her geçen gün artan oranda yoğun şiddete maruz kalmak, katledilmek, tacize-tecavüze uğramak, düşük ücrete çalışmak ile işsiz kalmak arasında bir tercihe sıkıştırılmak vb. düşüyor. 

Pandemi ve kriz sarmalı ile geçen son iki yılda, tüm bunları ve fazlasını en ağır şekilde yaşadık. Topluma “Evde kalın” denildi, fakat çalışma kamplarına dönen fabrikalarda, işyerlerinde biz işçi ve emekçilerin hayatı hiçe sayıldı. Bir kısmımız da uzaktan/evden çalışma adı altında bitmeyen mesailerdeydik. Bu dönemde evdeki iş yükümüz üç-dört katına çıktı. 

Biz kadınlar bu havalarda da mücadele etmesini bildik. Pandemide kadın işçi ve emekçiler fabrikalarda, işyerlerinde örgütlenmeyi ve direnişleri omuzladılar. Yılmadan, yorulmadan mücadelenin en önünde yer aldılar. 25 Kasım’larda, 8 Mart’larda, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ve kadın katliamlarına karşı eylemlerde hep kadınlar vardı. Dinmeyen sesleri, yükselen talepleri ile mücadele sahnesindeydiler. Ve şimdi de sömürüye, baskıya, şiddete karşı direnişin kazanması için 1 Mayıs’ı örgütlemenin vaktidir.

Güçlüyüz ve her eylemimizle, direnişimizle güçlenmeye devam ediyoruz. 2022 8 Mart’ına girerken Farplas, Pas South, Migros direnişlerinin kadınları karanlığa ışık yaktılar. “Geçinemiyoruz” diyen kadınlar hayat pahalılığına kafa tuttular. Ve bu senenin 8 Mart’ına Türkiye ve dünyanın sokaklarında bir kez daha hayatlarından, haklarından, geleceklerinden ve özgürlüklerinden vazgeçmeyen kadınların kararlılığı damga vurdu. 8 Mart’tan aldığımız güçle döneme yüklenelim. Haramilerin saltanatına karşı işçi ve emekçi kadınların bulundukları yerden en az bir adım öne çıkabilmeleri için 1 Mayıs sürecinde de özgün çalışmalar ve taleplerle çalışmalar yürütelim.

Taleplerimizi görünür kılalım, kazanmak için örgütlenelim!

Kadın işçiler olarak çalışma yaşamında her sorunu daha derinden yaşıyorsak, daha özgün sorunlarımız varsa bunların talebe dönüşmesi de yakıcı bir ihtiyaçtır. Her mücadele sürecinde olduğu gibi 1 Mayıslarda da biz kadın işçilere ait talepler mutlaka yer almalı ve kadın işçi-emekçilerin örgütlenmesinin manivelasına dönüştürülmelidir. Bir mücadele hattı oluştururken kadın işçi ve emekçilerin özgün taleplerini dile getirmekten, öne çıkartmaktan geri durulmamalıdır. Bu ayrıştırıcı değil, aksine güçlendirici bir tutum olacaktır.

Bizlere aynı işi yaptığımız erkek işçiden daha düşük ücret verilebiliyor, daha düşük ücret verebilmek için yaptığımız iş farklı gösterilebiliyor. Dolayısıyla, “Eşit işe eşit ücret” talebi biz kadın işçiler için her dönem en öne çıkan taleplerimizden biridir.

En düşük ücretli işlerde çalıştırıldığımız gibi, güvencesiz, esnek, kayıt dışı çalışma biçimleri de en çok bizlerin maruz kaldığı uygulamalardır. Aynı zamanda işsizlik ve işten ilk çıkarılan olmak da biz kadın işçilerin “kaderi” sayılıyor. Pandemi ve kriz döneminde bu sorunları en derinden yaşıyoruz. Tüm bunların da gösterdiği üzere, “İşten atmalar yasaklansın”, “Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi” ve “Esnek ve güvencesiz çalışma yasaklansın” taleplerinin kadın işçiler için özel bir önemi var.

Öte yandan ev ve mutfak işleri, çocuk ve yaşlı bakımı neredeyse tümüyle biz kadın işçi ve emekçilerin üzerine yıkılmış yükümlülüklerdir. Örneğin fabrikalarda, işyerlerinde kreş açmak yerine cezasını ödemeyi tercih eden patronlar olduğu sürece çalışma yaşamına girmemiz zorlaşıyor. Ayrıca çocuk bakmak sadece kadının değil, ebeveynlerin ortak sorumluluğu olmalıdır. Dolayısıyla kreş açılmasının kriteri de tek başına kadın işçi sayısı olmamalıdır. “Ücretsiz-nitelikli kreş, çocuk yuvası, emzirme odaları açılsın”, “Ortak yemekhaneler kurulsun”, “Ücretsiz ve nitelikli hasta, yaşlı ve engelli bakımevleri açılsın” talepleri, kadının sorumluluğu olarak görülen işlerin toplumsallaşması ve kadınların çalışmasının; sosyal, kültürel ve siyasal yaşama katılmasının önünü açacaktır.

İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları