İşçi sınıfı tarihinin en büyük katliamlarından biri olan Soma katliamının davası 7 yılın ardından sona erdi. Davanın sonucu, katliamda yakınlarını kaybedenlerin yüreğini bir damla bile ferahlatmadı. 7 yıldır ailelerin mücadelesi, avukatların sahiplenmesi ve kamuoyunun basıncıyla devam eden dava sonucunda Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a 20 yıl, mühendisler Efkan Kurt ve Adem Osmanoğlu’na 12 yıl 6’şar ay hapis cezaları verildi. Acil eylem plan yöneticisi Haluk Evinç beraat etti. Can Gürkan yeni infaz yasasına göre hiç hapis yatmayacak.
Mahkemenin kararı, avukatlar ve Soma maden katliamında yaşamını yitirenlerin yakınları tarafından protesto edildi. Aileler, duruşma salonunu terk etmediler. Bazı aileler kararı açıklayan heyete ayakkabı fırlattılar. Son mahkemede ailelerin tepkileri sadece verilen karara dönük değildi. Davanın yargı sürecinin sermayenin hukuk anlayışına uygun işletilmesineydi aynı zamanda.
Yargı sürecinde yaşanan hukuksuzluklar
Katliam 13 Mayıs 2014’te yerin yüzlerce metre altında çıkan yangın sonucu madenin kısa sürede dumanla dolması ile gerçekleşmişti. Madencilerin ellerinde eskimiş ve işlevsiz gaz maskeleri dışında hiçbir sağlık ekipmanı yoktu, havalandırma sistemleri yetersizdi. Uyarılara rağmen alınmayan önlemler nedeni ile resmi rakamlara göre 301 madenci yaşamını yitirdi.
Katliamın ardından ailelerin açtığı davada aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın da bulunduğu 5’i tutuklu 51 kişi yargılandı. Dava katliamdan ancak 11 ay sonra açıldı. Davanın ilk duruşması, 13 Nisan 2015’te Akhisar’da görüldü. Aileler her duruşma günü eylem yaptı. Davada Yargıtay’ın bozma ilamından önce 23, sonrasında 3 duruşma olmak üzere 26 duruşma görüldü.
11 Nisan 2018’deki karar duruşmasında patron Alp Gürkan’ın da aralarında olduğu 37 kişi beraat etti, 9 kişi adli kontrolle serbest bırakıldı, 5 kişinin tutukluğunun devam etmesine karar verildi. Duruşmada tutuklulara 15 yıl ila 22 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Şirketin yönetim kurulu başkanı Can Gürkan’a “taksirle insan öldürmekten” sadece 15 yıl hapis cezası verilmişti. Mahkeme Gürkan’ın 3 yıl süreyle maden işletmeciliğinden men edilmesine de hükmetti.
Ancak temyiz başvurusunu inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi, 18 Nisan 2019’da Can Gürkan’ı duruşmaya dahi gerek görmeden tahliye etti. Üstelik patronun “ruhsat sahibi ve rödovansçı olarak maden ocağı işletme icrasından yasaklanmasına” dair yerel mahkeme kararını da kaldırdı. Böylece Can Gürkan’ın yeniden maden işletmesinin önü açılmış oldu.
Ardından Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, daha itirazını daireye sunmadan heyette değişiklikler olmaya başladı. Açık açık sermaye iktidarı eliyle Yargıtay 12'nci Ceza Dairesi’nin 5 kişilik heyetinin 3 üyesi değiştirildi. Beş kişilik heyete atanan üç isim ilk iş olarak eski iki üyenin karşı oylarına rağmen Soma davasının kararını bozdu. Yeni heyet, madenin patronu Can Gürkan’a “bilinçli taksir”e dayalı ceza verilmesine karar verirken, sanıkların infaz yasasından yararlandırılmasına da hükmetti. Buna göre sanıklar “olası kasıt”tan değil “bilinçli taksir”den yargılandı. Bu kararla birlikte işçi katilleri cezasızlıkla ödüllendirildi, yeni işçi katliamlarının yolu düzlendi.
Bu süreçte rödovans yoluyla madenleri özel şirketlere kiralayan, üretim baskısı yapan, iş güvenliği önlemlerinin alınıp alınmadığını denetlemediği için katliamda büyük bir role sahip devlet ve hükümet yetkililerinden hiç kimse yargılanmadı. Dayanışma eylemlerinde polis terörü estirildi, ailelerin önüne barikatlar kuruldu, madenci yakınları tekmelendi, avukatlar yerlerde sürüklendi. Davanın avukatlarından Selçuk Kozağaçlı “halkı hükümete karşı kışkırtma” suçlamasıyla hala tutuklu bulunuyor.
Soma katliamı kapitalizmin, yargılama ise burjuva hukukun özeti
Yargılama, ilk duruşmadan bu yana sanıkların salona getirilmemesinden hakimin görevden alınmasına, sanıkların tahliye edilmesinden değişen mahkeme heyetine kadar yaşanan tüm gelişmeler sermayenin lehineydi. Bizzat sermaye iktidarının müdahaleleri ile katiller cezasız kaldı, esas sorumlular yargılanmadı.
Yargı sürecinde yaşananlarla başka katliamların da yolu açılmış oldu. Ermenek, Hendek, Çorlu... O günden bugüne yüzlerce işçi ihmaller sonucu yaşamını yitirdi. Soma Holding patronu Can Gürkan, sermaye devletinin denetim görevlileri ve AKP iktidarının elinde madencilerin kanı var.
Soma Davası’nın seyri bir kez daha kapitalizmin karanlığını gözler önüne serdi. Katiller korunarak sergilenen mizansen, dava sürecinde yasaların burjuvazi için işlediğinin yeni bir kanıtı oldu. Taş ocaklarında, madenlerde, fabrikalarda, atölyelerde, limanlarda işçiler katledilmeye devam ediyor. Yalnızca şehirler, isimler, sayılar değişiyor. Teknoloji ve bilim dünya tarihinde ulaştığı en üst noktadayken, iş güvenliği ve çalışma koşulları yüzyıllar öncesinden bir farklılık göstermiyor. Eline işçi kanı bulaşanlar er ya da geç işçi sınıfının örgütlü mücadelesi tarafından yargılanacak, Soma’nın ve nicesinin hesabı mutlaka sorulacaktır.