Soma Katliamı davasında 3. duruşma görülüyor. Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlanan ve tutuklu sanığın kalmadığı davanın 3’ncü duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin Ocak 2021’de "bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma” suçundan ceza verilmesini istemesi üzerine 4 sanık yeniden yargılanmaya başlandı.
“Çevrilen dümenleri bozacağız”
Duruşma öncesi madenci aileleri, siyasi partiler, sendikalar ve demokratik kitle örgütleri Akhisar eski tren istasyonundan adliyeye kadar yürüyüş düzenledi. Davanın avukatlarından Can Atalay yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
“Bunlar bu ocakta daha önceden işçilerin öleceğini görmüşler ve alabilecekleri hiçbir önlemi almamışlar. Davamız ekmeğini kazanırken kimse öldürülmesin davası. Ermenek’i, Hendek’i, Milas’ı, Türkiye’nin dört bir yanı Soma’ya bakıyor. Olmadık dümenler çevirdiler, olmadık tezgahlara heves ettiler. Bir kısmın bozduk fakat henüz yolun başındayız. Hepsini teker teker bozacağız.”
Açıklama sonrası Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonuna geçildi. Mahkeme başkanı Salih Pehlivanoğlu, dosyaya gelen belgeleri okuması ile duruşma başladı. Belgeler arasında davanın Silivri Hapishanesi’nde bulunan avukatlarından Selçuk Kozağaçlı'nın duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katılma talebi de reddedildi. Avukatlar söz aldı.
“Bu suçlar sayfalarda kalmayacak”
Av. Can Atalay şunları ifade etti:
“Dosyada siyasi müdahale ilk gün başladı. Kapıya barikat kuran polis aileleri içeri almadı, sanıklar salona getirilmedi. İnsanlar dişleriyle, tırnaklarıyla tutunmasaydı dosya bu hale gelmezdi. Bu suçlar ne kitap ne gazete sayfalarında kalacak.”
“Bu dava politik bir davadır"
Av. Nergiz Tuba Aslan şunları ifade etti:
“Bu dava politik bir davadır. İdeolojik bir davadır. Teorik olarak kanun önünde eşitlik vardır ama biz hep söylüyoruz ki kanunlar burjuva ideolojisine hizmet ediyor, devlet yetkililerine hizmet ediyor. Burada açıkça görüyoruz hepsini. Birçok yolsuzluk var, bir tane savcıya soruşturma açılmıyor. Maske yasaklarının hukuksuz olduğunu söyleyen savcı haricinde bir tane uzaklaştırma yok. Burada yapılan yargılama burjuva hukukuna içkin bir yargılama. Bunu biliyoruz ve buna göre burada, karşınızda duruyoruz.”
“Yalanların tanığıyız”
“Sizden hukuka uygun, adil, ailelerin yüreğine su serpecek bir karar beklemiyoruz. Böyle bir karar vereceğinizi düşünmüyoruz. Siz alelacele bir karar verip altına imza atmak istiyorsunuz. Bizim Soma Katliamı’nda tanıklığımız bakidir. Katliam günü oradaydık. Madenciye atılan tekmenin, atılan tekme karşısındaki acının ve çaresizliğin tanığıyız. Bu fıtrattır, bu kaderdir telkinlerinin tanığıyız. Bu acılar yaşanırken dönemin bakanının fedakârlık olarak iki gündür aynı gömleği giyiyorum dediğinin tanığıyız. Yalanların tanığıyız. Soma’da estirilen polis terörünün, dayanışma için gelenlere yapılanların, daha cenazeler çıkarılmadan ailelerden alınmaya çalışılan feragatnamelerin, Can Gürkan'ın hepimize böcek gibi davranmasının, bunu bir sınıfsal tavır olarak yaptığının tanığıyız. Son olarak, karar günü üç sıra çevik kuvvet getirdiniz. Sizin talimatınızla mağdur annelere saldıran o polisin utancından gözünden düşen damlanın tanığıyız biz. Unutmayız bunları.”
"Can Gürkan rahat rahat otururken 70 yaşındaki madenci babasına söyleyeceğiniz bir şey var mı?”
Aslan mahkeme heyetine seslenerek şunları belirtti:
“Katliam günü doğan bebekler şu an ilkokul çağında. Bu acı büyük. Somaydık Ermenek olduk, Hendektik Çorlu olduk. Bu hikaye niye hep aynı şekilde devam ediyor? Bu duruşma salonundaki genç madencilere ve madenci adaylarına bir söyleyeceğiniz bir şey var mı? Can Gürkan rahat rahat otururken bastonu ile 7 yıldır buraya gelen 70 yaşındaki, katledilen madencinin babasına söyleyeceğiniz bir şey var mı?”
"And olsun ki bu sefalet düzenini değiştireceğiz. Daha fazla işçinin ölmemesi için mücadeleye devam edeceğiz"
Av. Nergiz Tuba Aslan sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bu bizim için bir son değil. And olsun ki bu sefalet düzenini değiştireceğiz. Daha fazla işçinin ölmemesi için mücadeleye devam edeceğiz. Elbette yolun sonunda ışık var.”
“Bu yaşam hakkının ihlalidir”
Av. Hatice Arslan Atabay şunları ifade etti:
“Bizim, sizin vicdani kanaatinizle tarafsız ve bağımsız olmadığınız konusundaki fikrimiz tamdır. 301 işçinin isimlerini alt alta yazıp sonunda da bilinçli taksir diyemezsiniz. Bu yaşam hakkının ihlalidir.”
“Kararlarınız tarafsız değil”
Duruşma avukatların beyanları ile devam etti. Av. Mürsel Ünder şunları ifade etti:
“Biz sizin yargılama sürecine geldiğinizden beri bütün kararlarınızın tarafsız olmadığını düşünüyoruz. Sizin bu dosyanın başından beri dosyaya esasa dair en ufak katkınız da olmadı. Sizin yanınızdaki iki genç hakimin bahtsız iki kişi olduğunu düşünüyoruz. Cumhuriyet tarihinin en büyük işçi katliamı dosyasında hiçbir şey yapmıyorsunuz. Meslektaşımız monitöre belge sundu, ayağa kalktım, size baktım monitöre dahi bakmıyordunuz. Alakanız bu kadar. Meslek etiğiniz için, kariyeriniz için bu pespayelikten çıkmamız gerekiyor.”
“Kim yargılanıyor burada?”
Ünder beyanının devamında sanıkların duruşmada yer almamasına tepki göstererek şunları söyledi:
“Siz sanıklar Haluk'un, Adem'in, Can'ın burada yargılandığını söylebilir misiniz? Kimse yok burada. Kimi yargılıyoruz biz burda? Biz sanık müdafii miyiz? Aileler mi yargılanıyor mu burda? Biz mi yargılanıyoruz?
“Can Gürkan bize göre sermayeyi temsil ediyor. Burada en çok korunan kişi Can'dır. Bu da sınıfsal konumundandır. Biz biliyoruz Can'a, Adem'e bilinçli taksir vereceksiniz. Burada meslektaşlarımız olası kast için çok açık deliller sundular. Bunlara bakmadınız bile. Burada ideolojik bir yargılama dönüyor. Biz hukukun herkesin üstünde muktedir bir kuvvet olmadığını biliyoruz. Biz yargının mağdurun yanında olmasını talep ediyoruz. Ama burada sadece kirli ilişkiler dönüyor. Savcı ayarlanıyor, hakim ayarlanıyor bu duruşmada.”
Ünder’in konuşmasının ardından madenci aileleri heyete “Sizin gibi hakim olacağına hiç hakim olmasın! Bu devir elbet biter” diyerek tepki gösterdi.
“Fıtrat diyeni de, tekme atanı da, kararlarınızı da unutmayacağız”
Pek çok avukatın beyanlarını sunduğu duruşma ailelerin ifadeleri ile devam etti. Katliamda oğlunu kaybetmiş bir baba mahkeme heyetine şunları söyledi:
“Verdiğiniz cezalar 301 madenci için altışar güne denk geldi. Dört kişiyi koruyarak burada bir tiyatro sergiliyorsunuz. Fıtrat diyeni de, tekme atanı da, sizin vereceğiniz kararları da unutmayacağız.”
“Adaletsizlik ülkenin üstüne çöktü”
Madenci ailelerinden Naciye Kaya söz aldı ve şunları söyledi:
“Adaletsizlik ülkenin üstüne çöktü. Benim kızım Soma için Erdoğan’a laf söyledi diye iki yılla yargılandı. Adalet bize mi işliyor. Eşim diyordu ki yanıyor diyordu yanıyor. 301'in çoğu yanarak çıktı. 301'in katillerine ödül veriyorsunuz.”
Ailelerin ardından sanık Can Gürkan’a söz verildi. Gürkan “Ben hayatım boyunca kimseye kötülük etmedim. Beni anlayın” diyerek mağdurmuş görüntüsü sunmaya çalıştı. Sanık Can Gürkan'ın ardından sanık müdafileri dinlendi.
Mahkeme heyeti, kararı açıklamak üzere 16 Haziran Çarşamba gününe duruşmayı erteledi.