AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum, seçimleri kazanacağını iddia ettiği bir nutukta şöyle demişti:“31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek, Gazze’de elini bize uzatan kardeşlerimiz sevinecek…”
Murat Kurum’a göre AKP’nin kazanması Gazze’deki mazlumları sevindiriyor. Bu sözler elbette her yönüyle tiksinti verici bir riyakarlık gösterisiydi. Saray’ın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yaptığı açıklama ise, AKP-MHP rejiminin Gazze’de soykırım yapan İsrail’le suç ortaklığı yaptığının itirafı niteliğindedir. İsrail’le yapılan ticaretin devam ettiği, hatta geçen yılın aralık ayında arttığı, saray rejiminin resmi kurumlarının raporlarına dayanılarak ortaya konulmuştu. Son olarak gazeteci Metin Cihan siyonist rejimle suç ortaklığını ayrıntılı bir şekilde ifşa etti. İsrail savaş aygıtının kullandığı malzemelerin taşınmaya devam ettiğini ve geçen Ocak ve Şubat aylarında ise İsrail’le ticaretin arttığını belgeleriyle ortaya koydu.
***
AKP’nin seçimlerde hezimete uğraması, Erdoğan başta olmak üzere rejimin şeflerinin kimyasını bozdu. Seçmenlerin bir kısmının Yeniden Refah Partisi’ne oy verdiği, bir kesimin ise oy kullanmadığı görüldü. Bu tepkide İsrail’le yapılan ticaretin etkili olduğu konuşulmaya başladı.
Hezimetin ardından Tayyip Erdoğan’ın saraydaki yardımcılarından Cevdet Yılmaz AKP şeflerini toplantıya çağırdı. Sarayda yapılan toplantının ardından sahneye çıkan Hakan Fidan, İsrail’le ticaretin, Gazze’de ateşkes yapılana kadar kısıtlandığını ilan etti. Soykırım yedinci ayına girdikten sonra böyle bir kararın ilan edilmesi kaba bir riyakarlık olduğu gibi, rejimin kirli hesaplar içinde olduğunu da yansıtıyor. Zira İsrail’le ticaret devam edecek, sadece belli mallara kısıtlama getiriliyor. Bunların da ateşkes sağlanana kadar kısıtlanacağı. Kısıtlamaya uyulup uyulmayacağı ise başka bir mesele.
***
Yıllardan beri Filistin halkının acılarını istismar eden AKP ve onun şefi Erdoğan, bu defa suçüstü yakalandı. Son günlerde “İsrail’le ticareti kesin” tepkisi gösterenlerin sayısı artmış, ancak her olayda bu söylem saldırıyla karşılanmıştır. Bu gözü dönmüşlük boşuna değil. Çünkü onlar ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlar. Örneğin Metin Cihan AKP Milletvekili Mustafa Varank’ın sahibi olduğu bir şirketin İsrail ordusuna silah aksamları gönderdiğini ortaya çıkardı. Yani din istismarcısı AKP, işi siyonistlerle suç ortaklığı boyutuna vardırmıştır. Bir dönem “one munite” diye “kabadayılık” yapan Erdoğan’ın uzun süreden beri süt dökmüş kedi misali Gazze konusunda sessizlik içine gömülmesi tesadüf değil. Zira emperyalizme yaranmak için de İsrail’le karlı ticaretin devamı için de soykırım suçuna ortak olmayı tercih etmiştir.
Saray rejiminin İsrail’le ticaretini kısıtladığını ilan ettiği 54 ürün arasında doğrudan soykırım yapan siyonist ordunun kullandığı çok sayıda malzeme bulunuyor. Örneğin uçak benzini, jet yakıtı, yassı çelik ürünleri, fiberoptik kablolar, elektrik iletkenleri, metallerin işlenmesinde kullanılan kimyasallar, metal işleme makinaları, kepçeler vb. liste uzayıp gidiyor.
***
Hal böyleyken sermayenin bu din bezirganı temsilcileri yakın zamana kadar İsrail’le yaptıkları ticareti gizlemeye çalıştı. Kafalarını kuma gömseler de hilkat garibesi bedenleri ortada kaldı. AKP şefleri bile utanmadan çıkıp yalanlar söylediler. Saraydan beslenen tetikçi medya ve troller ise gerçekleri dile getiren gazetecileri hedef aldılar. Oysa saray rejiminin, “ticaretine kısıtlama getirdik” diye açıkladığı ürünlerin listesi, altı aydan beri Gazze’de soykırım suçu işleyen İsrail ordusuna malzeme taşıdıklarının ilandır. Altı aydır utanmadan Türkiye toplumuna yalan söylerken, soykırımcı siyonistlerle suç ortaklığı yapmışlar. Yapmaya da devam ediyor.
Ticari kısıtlama hamlesi, hiçbir şekilde İsrail’le ticaretin devamına engel teşkil etmiyor. Zira iktidar 54 ürüne kısıtlama getirdi. Oysa İsrail savaş makinesine gerekli olan yüzlerce başka ürün vardır. Onları taşıma noktasında bir kısıtlama yok. Yakında ABD’yi ziyaret etmeye hazırlanan AKP şefleri, Washington’daki efendilere “Soykırım yapan İsrail'ı rahatsız etmek istemezdik. Ancak sıkıştığımız için bu göstermelik adımı atmak zorunda kaldık. Her halukarda İsrail’le ticaretimiz devam edecek” maruzatını sunacaklardır. Aslında bu konuda kendilerini ispatladılar. Gazze’de soykırım devam ederken İsveç’in NATO üyeliğini onayladıkları gibi, İsrail’i rahatsız edecek tek bir ciddi adım atmadılar.
Öncesi bir yana altı aydan beri İsrail ordusuna malzeme taşıyan bu din istismarcısı riyakar takımı, Filistin halkının soykırıma maruz kalmasını zerre kadar umursamıyor. Daha da beteri, hiç utanmadan bunu bir ticari kazanç imkanına çevirmiş olmalarıdır. Bu ise, siyasi boyut bir yana hem ahlaki hem insani açıdan tam bir çöküş, gerçek bir iflastır.