Orta Vadeli Program (OVP) ile uzun vadeli sömürü ve yüksek kârlar elde etmeyi hedefleyen sermaye sınıfının hamlelerinden biri de İşbaşı Uyum Programı’dır (İUP). ALO 170 ve İŞKUR'un internet portalı üzerinden başvuru yapılan program, İŞKUR ile MEB ortaklığıyla yürütülecek.
İŞKUR'un açıklamasında, istihdamı arttırmak için programın dezavantajlı kesimler için planlandığı iddia edildi. Buna göre öncelikle uzun süreli işsizler, kadınlar, engelliler, eski hükümlüler programdan yararlanacak.
Programın kapsamına ve çalışma alanlarına bakıldığında, sermayenin İUP ile “sizi daha az paraya daha çok sömüreceğiz” dediği rahatlıkla anlaşılıyor. Öte yandan, söz konusu program “işçiyi ihtiyaç dahilinde çağırıp ihtiyaç yoksa eve yollayacağız” anlamına gelen güvencesiz çalışmayı renkli bir ambalajla sunuyor.
Sarayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “müjde” diye sunulan programı şöyle açıklıyor:
"En son, model olarak ilk kez uygulamaya alınan 'İşgücü Uyum Programı' adında yeni bir sistemi açıkladık. Özellikle ev hayatı ile iş hayatını uyumlaştırmada sıkıntı yaşayan vatandaşlarımıza yönelik, kendilerini çalışma hayatına katmayı hedefleyen, niteliği itibariyle tarihimizde ilk kez uygulanan bir modeli hayata geçirdik. Böylece, üniversite öğrencileri esnek ve part-time çalışabileceklerdir. Çalışma hayatını bu ve benzeri yeni uygulamalarla desteklemeye devam edeceğiz. İşçinin de işverenin de yatırımcının da kazandığı, herkesin hakkını aldığı adil bir sistem hepimizin ortak arzusudur."
Kullan at çalışmanın yaygınlaştırılması ve yasal zemine kavuşması mı adil bir sistem olacak?
İnsanları haftanın belli günleri işe gönderip çalıştığı gün kadar ücret (buna harçlık demek daha uygun) verilmesi, ihtiyaca göre gel-git belirsizliğinde bırakılması neyin müjdesi, kimin adaleti?
2024 yılı için verilecek günlük para 566,73 TL olarak belirlenmiş. Programa göre çalışma günü üzerinden maaş ödenecek. Bu durumda bir kişiye ödenecek ortalama “haçlığın” aylık 6 bin 800 TL olacağı hesaplanıyor. Prim de çalıştığı gün kadar yatırılıyor. Program süresinin ise en fazla 10 ay olacağı, kişinin 140 fiili işgünü çalışabileceği de önden belirlenen kriterlerden.
İşçilere bu ücretin yetmeyeceğini o kadar iyi biliyorlar ki isteyenin ikinci işte çalışabileceğini, bunu engellemeyeceklerini de söylemekten utanmıyorlar. Söylemekten utanmadıkları bir diğer yalan ise kadınların önünü açmaya dönük bir hedefle davrandıklarını iddia etmeleridir.
Kadın işçiler, mevcut çalışma düzeninde çalışma yaşamının ağır yükünden ve zorluklarından fazlasıyla pay alıyor, bu durum olduğu gibi İUP ile devam ettirilecek. Güvencesiz ve düşük ücretin de düşüğü anlamına gelen İUP’te kadınlara “öncelik” verilmesinin nedeni sözde “ek gelir” imkanı sağlamak. Oysa ki bu vahşi sömürü koşullarını kadınlara daha kolay kabul ettirebileceklerini varsayıyorlar. Ayrıca çocuk bakımını, evdeki işleri hatırlatarak yarı zamanlı çalışmayı, haftanın bazı günlerinde çalışmayı kadınlara lütufmuş gibi pazarlıyorlar.
Sermaye sınıfının kimi zorlanmaları aşması, krizleri kolay atlatması için her türlü imkanı sunan devlet, krizin yükünü olduğu gibi işçi ve emekçilerin üzerine yıkıyor. Saray rejimi-Mehmet Şimşek icraatı olan OVP de onun kapsamındaki İUP de emekçilerin üzerindeki sömürüyü daha da derinleştirmeyi hedefliyor. OVP’yi de İUP’i de püskürtmek istiyorsak önümüze sürülenin olanak değil zincirleri bedenimizi saran bir kölelik olduğunu anlamalı ve anlatmalıyız. AKP-MHP rejimine ve bize dayattığı İUP’e, OVP’ye ve sermayenin hak gasplarına karşı gücümüzü birleştirerek mücadeleyi yükseltmeliyiz.
Z. İnanç