Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre dünya genelinde 152 milyon çocuk çalışıyor. Çocuk emeği tüm sektörlerde kullanılıyor. Çocuk işçilerin yüzde 70'i tarım alanında ömür tüketiyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’e göre, dünya üzerinde her 10 çocuktan biri kapitalist çarkların altında eziliyor. Çocuk işçiliğin en vahşi halleri Afrika ve Asya'da yaşanıyor. Afrika ve Asya kıtalarında çocuk işçilik artarak devam ediyor.
Güya emperyalist-kapitalist sistemin efendileri çocuk işçiliğin 2025 yılında sona ereceği sözünü verdiler. 2015'te kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, çocuk emeğinin 2025'te ortadan kaldırılmasını kapsayacak şekilde genişletildi. Bu sözler su yüzüne yazılmış sözlerdir. Kârın kaynağının ucuz işçilik olduğunu en iyi kapitalist asalaklar bilirler. Bu nedenle ucuz işçiliğin kaynağı olan çocuk emeğinden kendi rızalarıyla vazgeçmezler.
Dünyada 73 milyon çocuk tehlikeli işlerde çalışıyor. Kapitalistler çocuk işçiliğin yarattığı artı değerden her yıl daha fazla nemalanıyor. Ülkemizde de kapitalistler çocuk emeğine dört elle sarılıyorlar. Meslek liselerinde okuyan binlerce çocuk sömürü çarklarının altında eziliyor. Adı eğitim, gerçekte çocuk emeğinin sömürüsüne dayalı çark acımasızca dönüyor. Çocuklar ve gençler sermayenin hizmetine koşuluyor. Çocuğun gelişimini değil, sermayenin gelişimini önceleyen eğitim kurumları çocuk emeği ile oluşturulan döner sermayeleriyle övünüyorlar. Usta-çırak ilişkisi çocukların özgür bir kimliğe sahip olmalarını engelliyor
Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin 2018 verilerine göre ise, Türkiye'de resmi olmayan rakamlara göre 2 milyonun üzerinde çocuk işçi bulunuyor. Her yıl yüzlerce işçi iş cinayetlerine kurban oluyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, çocuk işçilikle sözde mücadele etmek için "Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı" hazırlamış ve 2018 yılını "Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı" ilan etmişti. Çocuk işçiliğin kaynağı olan kapitalizmin devamı için mesai yapan bakanlık, çocuk işçilikle mücadele edemez!
Kapitalizm, çocuklar için açlık demektir. Yoksulluk ve sefalet içinde yaşamak demektir. Geleceksizlik ve ölüm demektir. Sosyalizm, toplumsal çıkarı esas alan düzenin adıdır. Sosyalizm, çocuk işçiliğin yasak olduğu, çocukların yetenekleri doğrultusunda eğitildiği düzenin adıdır.
Kapitalizm çocukların emeğinden, kanlarından beslenir. Çocuklara, gençliğe sadece işsizlik ve geleceksizlik dayatır. Eğitim alması gereken yaştaki çocukları ise ucuz işgücü olarak çalışmak zorunda bırakır. Çocuklar bu düzende her türlü istismara, sömürüye ve şiddete maruz kalır.
Kapitalist dünyada 73 milyon çocuk tehlikeli çalışma koşullarıyla karşı karşıya bulunuyor. 2025 yılında çocuk işçi sayısı 121 milyona çıkacak. Sosyalizm, çocukların çalışmak zorunda kalmadığı, çalışırken ölmediği bir dünya için tek seçenektir.
Ekim Devrimi’nin hemen ardından çocukların kurtuluşu ve gelişimi için önemli adımlar atıldı. Çocuk işçilik yasaklandı. Eğitim her kademede zorunlu ve ücretsiz oldu. Tüm öğrencilerin yiyecek, giyecek, ayakkabı ve ders araç gereçleri devlet tarafından karşılandı. İsteyen herkese eşit, bilimsel yükseköğrenim hakkı ve maddi destek verildi.
Çocuk işçiliğini ortadan kaldıracak olan toplumsal sistem sosyalizmdir. Sosyalizmde 17 yaşına kadar zorunlu genel ve politeknik eğitim uygulanır. Eğitim üretim ile birlikte ele alınır. Üretim genel ve mesleki eğitimle birleştirilir.
Çocuk işçiliğine karşı mücadeleye ancak ve ancak emeğin kurtuluş mücadelesinin neferi olan sınıf devrimcileri ve devrimci sınıf sendikaları önderlik edebilir. Çocuk işçiliğin olmadığı Türkiye ve dünyayı kazanmanın yolu sosyalizm yolunda mücadeleyi büyütmekten geçer.
H. Yağmur