AKP-MHP rejiminin “kurtarıcısı” Amerika’dan…

Göründüğü kadarıyla Saray borazanı medyanın cilaladığı bu yeni “kurtarıcı”, Amerika’da “yetenekli müflise”den başka bir şey değilmiş. Ancak AKP-MHP rejiminin esas derdi, Batılı emperyalistler için “makbul” bir vizyon oluşturmak.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 11 Haziran 2023
  • 19:00

Türkiye’de sermaye iktidarı ne zaman ciddi bir ekonomik krize sürüklense Amerika’dan bir “kurtarıcı” ithal edilir. 1993’te Tansu Çiller, 2001 krizinde Kemal Derviş şimdi de Hafize Gaye Erkan. “Yerli/milli” söylemini bir sos gibi her tarafa bulaştıran AKP-MHP rejimi, bu söylemin ne anlama geldiğini Merkez Bankası (MB) Başkanlığı’na Amerikan’dan ithal ettiği birini atayarak da gösterdi.

Daha önce de Maliye Bakanlığı yapan, ancak Tayyip Erdoğan’la bazı konularda anlaşamadığı için görevden atılan, her tür küfür, hakaret ve aşağılamaya maruz kalan Mehmet Şimşek, yeniden aynı bakanlığın başına getirildi. “Yerli/milli” İngiliz vatandaşı Şimşek’in ilk işi MB yönetimini değiştirmek oldu. Apar-topar ABD’den getirtilen Hafize Gaye Erkan jet hızıyla görevi devraldı.

Londra’daki finans oligarklarıyla iyi ilişkileri olduğu bilinen Mehmet Şimşek, bu özelliğinden dolayı bir “kurtarıcı” gibi pazarlanıyor. Göründüğü kadarıyla Saray rejimi Londra’nın mali oligarklarına da “yerli/milli” unvanı vermeye hazırlanıyor. Zira “milli ekonomi”yi onlardan gelecek parayla “kurtarma” hesapları yapılıyor. “Kurtarıcı” Şimşek’in ilk iş olarak Gaye Erkan’ı ithal etmesi, Londra’daki oligarklara “güven” verme telaşının ne kadar büyük oluğunu gösterdi. Atamayla ilgili Twitter hesabından mesaj yayınlayan Şimşek şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan sn. Hafize Gaye Erkan’ı kutluyorum. Bilgisine ve tecrübesine güveniyorum. Sn. Erkan bugün devir teslim töreni ile görevine resmen başladı. Kendisine başarılar diliyorum. Ülkemize hizmet yolunda Allah yardımcısı olsun.”

Resmi Gazete’de yayımlanan cumhurbaşkanlığı atama kararı ile Şahap Kavcıoğlu'nun yerine TCMB Başkanlığı’na getirilen Gaye Erkan, bir seremoni ile görevi devraldı. Seremonide yaptığı konuşmada son 2 yılda Merkez Bankası Başkanı olan Kavcıoğlu’na teşekkür eden ithal başkan şunları söyledi:

“Zorlu bir süreci ekibinizle yürüttünüz. Güzel emekleriniz için teşekkür ediyoruz. Hem ülkemiz adına hem de Merkez Bankası'nın çalışanları adına bu desteğinizi, emeğinizi ve hizmetlerinizi her zaman minnetle hatırlayacağımı bilmenizi isterim. Cumhurbaşkanımıza da bu görevi şahsıma, ülke ve vatanımız adına beni layık gördükleri için çok teşekkür ediyorum. Minnettarım, onur duydum.”

“İthal kurtarıcı” Gaye Erkan’ın, Saray rejiminin MB’nin rezervlerini yağmalamasına aracılık eden eski başkan Şahap Kavcıoğlu’na ve yaptıklarına dizdiği methiyeler, yağma ve talan düzenine bir tür biat sayılabilir. Rezervleri eksi 4,6 milyar dolar seviyesine getiren birine methiyeler dizmenin başka ne anlamı olabilir ki?

***

Kokuşmuş Saray rejiminin Amerika’dan ithal ettiği TCMB Başkan’ın uzun süre çalıştığı bankanın iflas ettiği, o bankanın müşterilerinin Hafize Gaye Erkan hakkında toplu bir dava açtıkları ortaya çıktı. Göründüğü kadarıyla Saray rejimi tam kendi meşrebine uygun bir “kurtarıcı” bulmuş.

Erkan’ın “marifetleri” ile ilgili haberi Hürriyet’in ABD Temsilcisi Razi Canikligil gündeme getirdi. Canikligil, iddiasını Twitter hesabından şu ifadelerle duyurdu:

“Merkez Bankası yeni başkanı Hafize Gaye Erkan hakkında, ABD’de yöneticisi olduğu çöken First Republic Bank’ın müşterileri tarafından bankacılık yasalarını ihlal etmek, yanlış ve yanıltıcı beyanlar vermek suçlamalarıyla toplu dava açıldı.”

Göründüğü kadarıyla Saray borazanı medyanın cilaladığı bu yeni “kurtarıcı”, Amerika’da “yetenekli müflise”den başka bir şey değilmiş. Ancak AKP-MHP rejiminin esas derdi, Batılı emperyalistler için “makbul” bir vizyon oluşturmak. Yeni MB Başkanı, onu oraya getirten Şimşek gibi her açıdan bu niteliklere haiz bir figüre benziyor. Emperyalistleri ve mali oligarşiyi memnun etmeye odaklanan Saray rejimi, içine girdiği bu yönelimin de tüm faturasını işçi ve emekçilerin sırtına yıkmaya çalışacaktır. İşçi ve emekçilerin buna da katlanıp katlanmayacağı ise önümüzdeki süreçte belli olacak.