Milyarderlerden oluşan bir kabine - Patrick Martin

  • Çeviri
  • |
  • Dünya
  • |
  • 05 Aralık 2016
  • 09:42

Trump sağlık sistemine ve işçilerin haklarına saldırmak için bir Wall Street hükümeti oluşturuyor

 

Başlıca ABD gazeteleri başkan seçilen Donald Trump’ın,  kampanyasının mali işlerinden sorumlu eski Wall Street bankeri Steven T. Mnuchin’i sonraki Hazine Bakanı– ekonomik politika, işler ve çalışan kesimin yaşam standartları konusunda en etkili kabine pozisyonu- olarak seçtiğini Salı gecesi yazdı. Görevlendirme çarşamba günü resmi olarak açıklandı.

Trump bunun öncesinde, Sağlık Bakanlığı'nın başına, sağlık sigortasına karşı olan, önde gelen sağ kanat Cumhuriyetçilerinden, Georgia Milletvekili Tom Price’ı atadı. Bu bakanlık sosyal güvenlik, sağlık sigortası ve yardımlarından, federal hükümetçe yapılacak olan devasa sosyal harcamalardan sorumlu.

Ayrıca milyarder spekülator Wilbur Ross’un yakında ticaret bakanlığına, Senato'daki Çoğunluk liderinin karısı, George W. Bush yönetiminde de kabine üyesi olan Elaine Chao’nun da ulaştırma bakanlığına atanacaklarına dair basında söylentiler var.

Trump eğitim bakanlığı için bir başka milyarderi, okulların özelleştirilmesini savunan avukat Amway Dick DeVos’un karısı Betsy DeVos'u çoktan açıkladı.

Bu atamalarla beraber yeni yönetimin sosyal politikaları belirginleşmiş oldu. Trump’ın “bataklığı kurutma” şeklindeki demagojik iddialarının tam tersine Wall Street ve Washington’un arasındaki bozuk bağ her zamankinden daha güçleniyor.

Birçok açıdan Trump yönetimi, ABD'nin ilk 500 veya daha çok sayıdaki milyarderlerinden üçünün de -Trump, Ross ve DeVos- içerisinde bulunduğu finansal aristokrasinin göze çarpan üyelerini, ülke sermayesinin başat konumlarına yerleştirerek bu ikisi arasındaki birleşmeyi temsil ediyor.

Trump tarafından açıklanan milyarder olmayan her kabine üyesi ya milyoner ya da multi-milyoner. Bunların arasında Senatör Jeff Sessions, Vekil Tom Price, Elaine Chao ve tabii ki 50 milyon dolara yakın servetiyle Goldman Sachs’ın eski ortağı Mnuchin de bulunuyor.

Mnuchin, kampanya içerisinde de yer alan, Trump’ın yüksek pozisyonlara atadığı ilk Goldman Sachs kıdemlisi değil. Kampanyanın CEO’su ve aşırı sağcı Breibart News’in başkanı olan Stephen Bannon’un Wall Street’in faşist kanadını temsil ettiği söylenebilir, Mnuchin ise daha uzlaşmacı kanadını temsil ediyor.

Eski bir Goldman Sachs’lıyı hazinenin başına getiren Trump Henry Paulson’u getiren George W. Bush ve Robert Rubin’i atayan Bill Clinton örneklerini takip ediyor. Mnuchin’in babası ve kardeşinin firmada uzun bir kariyeri vardı ama Mnuchin kısa süreli bir ortaklıktan sonra ayrıldı, önce milyarder George Soros (2016’da öne çıkan bir Clinton destekçisi) için çalıştı, sonra bir Hollywood finansörü olarak milyonlar kazanmak için batıya gitti; X- Men, Avatar, Gravity ve American Sniper gibi getirisi yüksek bazı aksiyon filmlerini finanse etti.

Onun Batı Yakası’ndaki en tartışmalı finansal hamlelerinden biri, başarısızlığa uğramış California mortgage kreditörü IndyMac’ı 2009’da devralmasıydı. Indymac’i hükümetten satın alan bir gruba öncülük etmiş, adını OneWest olarak değiştirmiş, borçlulara baskılar uygulayarak şirketin bilançosunu geliştirip şirketi 2014’te iki katından daha yükseğe CIT’ye satmıştı. Adil emlak grupları, OneWest bazı azınlık bölgelerine borç vermeyi ve o alanları finanse etmeyi reddettiği için Onewest’e karşı ayrımcılık davaları açmıştı.

Mnuchin geçen yaz Trump’ın kampanyasının fonlarının yönetiminden sorumlu olunca Hollywood ve Wall Street’te büyük oranda Demokrat Hillary Clinton'ı destekleyen çevrelerce eleştirildi. Mnuchin'in kendisi Demokrat adaylara bağışlar yapmasına rağmen Trump’ı yaptıkları önceki işlerden biliyordu. Zamanında Bloomberg Businessweek’e söylediği gibi: “Eğer ki yönetimde yer alırsam, kimse şöyle düşünmeyecektir; ‘Peki bu adam niye böyle yaptı?’”

Şurası kesindir ki Mnuchin Hazinesi, Obama yönetimi ve Demokratların 2010 Dodd-Frank banka yasasıyla hayata geçirdiği Wall Street'i düzene koyuyor görüntüsünü tamamen bir kenara bırakacaktır. Dodd-Frank tarafından gerçekleştirilen tek kurumsal değişim -o da tali bir değişimdi-, Tüketici Finansal Koruma Bürosunun kurulması, tersine çevrilecekmiş gibi gözüküyor.

Trump yönetiminin Wall Street’e tam yetki vermesi, çalışan kesimin sağlık güvencesine yapılan saldırıları derinleştirecek ki bu saldırılar Obama yönetimi altındayken halihazırda üst seviyelere çıkmıştı. Price’ın Sağlık Bakanı olmasının anlamı budur.

Bir gazete manşetinin de dediği gibi: “Obama’nın sağlık sistemini ortadan kaldırmak Tom Price’ın sağlık ajandasındaki en az tartışmalı bölüm olabilir.” Eski ortopedi cerrahı ve Newt Gingrich'i seçen aynı zengin Atlanta cenahından gelen oylarla altı dönem Temsilciler Meclisi üyeliği yapmış olan Price, parası olmayan kimsenin kaydolamayacağı, tam anlamıyla piyasa bazlı bir sağlık sistemini destekliyor.

Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu Başkanlığına yükselen yakın dostu, Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi Sözcüsü Paul Ryan’a benzer şekilde Price, Obama’nın sağlık sisteminin sevilmeyen taraflarından faydalanarak federal sağlık sisteminin bütününe saldırmanın yollarını alıyor. Özellikle yaşlıların, fakirlerin ve en ağır hastalıkları çekenlerin de içinde bulunduğu 130 milyon kişiyi ilgilendiren sağlık sigortası ve yardımları konusunda.

Cumhuriyetçilerin kontrolündeki bir kongreden çıkacak, Price'ın düzenleyeceği ve Trump’ın da imzalayacağı bir programda, sağlık yardımları federal yetki programı şeklinde sonlanıp 50 eyalete bölünecek, bu da alınan faydanın ve standartların düşmesiyle sonlanacaktır. Sağlık sigortası, pek çok patronun sunduğu Sağlık Tasarrufları Hesaplarına benzer şekilde makbuz programı haline dönüşecek, federal hükümet bu özel sigortaya en fazla 3 bin dolar katkı yapacak ve geri kalan mali yük yaşlıların sırtına binecektir.

Aile Planlaması Derneği, kadın hakları grupları, gey ve lezbiyen gruplarının tümü Price'ın atanmasını kınayarak bunun Trump yönetiminin karşıt yöneliminin bir işareti olduğunu tanımladı. Bunun aile düzenlemesi, kürtaj hakkı ve diğer sosyal konularda on yıllarca hatta 50 yıl geriye götürebileceği konusunda uyardılar.

Price kürtaj hakkı karşısında her zaman sert bir rakip olmuştur. Aile Planlaması Derneği'nin fonlarını keseceğini ve gey evliliği konusunda da anayasal değişikliğe gideceğini açıklamıştı. Bir rapora göre bazı kadınların doğum kontrolü için mali desteğe ihtiyaç duydukları konusunda o kadar düşmanca bir tutumu vardı ki bir gazeteciye “Bana gebelikten korunamayan bir kadın gösterin” demişti,

Öyle ki, Price'ın sorumlu olacağı bölümde artık Sosyal Güvenlik'ten kimin yetim/dul yardımı alabileceği, Plan B gibi ilaçların tezgahlarda satılıp satılamayacağı, sağlık sigortası uygulamalarının doğum kontrolü ve kürtajı kapsayıp kapsamayacağı gibi konular üzerinden politikalar belirlenecek.

Bu kabine tercihleri, Demokratların Trump’ı olumlu sunma girişimlerinin absürdlüğünü gösteriyor. Dış politikada aşırı militarizmden, mesleklere, yaşam standartlarına, sosyal programlara ve demokratik haklara pervasızca saldıran bir hükümet olacaktır.

Yeni Azınlık Lideri Charles Schumer’in yorumları Demokratların Trump’a cevabının ikiyüzlü karakterinin tipik bir örneği oldu. Bir yandan Price’ın Sağlık Bakanlığı’na getirilmesini “Price sağlık sigortası, Uygun Bakım Yasası ve Aile Planlaması Derneği konusunda Amerikalı’lardan ne kadar uzak olduğunu kanıtlamıştı” diyerek kınadı. Ama öte yandan da Elaine Chao’nun ulaşım bakanlığına seçilmesini “ülkemize hizmetlerinde uzunca bir geçmişe sahip” diyerek övdü.

Schumer ekledi: “Senato’daki Demokratlar şunu söylüyor ki: Eğer başkan seçilen Trump, vergilerden, sağlık ve eğitim gibi diğer programlardan yapılan kesintilerle değil ama gerçek dolarlarca desteklenen gerçek bir altyapı harcaması konusunda ciddiyse biz onunla çalışmaya hazırız.” Aslında Demokratlar Trump ile her şart altında çalışmaya hazır, eğer desteklemek için “pozitif” bir şeyler bulamazlarsa bir şeyler icat ederler.

30 Kasım 2016
Kaynak: wsws.org
Çeviri: Kızıl Bayrak Çeviri Kolektifi