Ukrayna-Rusya gerilimi tırmanıyor

Ukrayna, ABD ve NATO’nun desteğiyle Donbass bölgesine yönelik saldırganlığını tırmandırırken, Rusya’dan da açıklamalar yapıldı. Sermaye devleti ve dümenindeki AKP-MHP iktidarının bölgede “başrol” kapma çabalarıyla birlikte gerilim, Türkiye işçi sınıfını ve emekçilerini doğrudan ilgilendiriyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 06 Nisan 2021
  • 18:45

Joe Biden yönetimindeki ABD emperyalizmini ve savaş aygıtı NATO’yu arkasına alan Ukrayna devleti, Donbass bölgesinde saldırganlığı tırmandırıyor.

Donbass bölgesine yönelik kapsamlı operasyon hazırlığı yapan ve saldırganlığını sürdüren Ukrayna devletinden Rusya’ya yönelik açıklamalar geldi.

NATO Genel Sekreteri ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasındaki görüşmeye dair Ukrayna Devlet Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Zelenskiy’nin NATO’ya çağrısına yer verildi. NATO ülkelerini Karadeniz’de varlıklarını arttırmaya çağıran Zelenskiy, aynı zamanda ülkesinin NATO’ya üyeliği için de harekat planı belirlenmesini istedi.

Rusya’dan “savaşa hazırlık durumu denetimleri”

Gelişmeler karşısında Rusya da açıklama yaparak Ukrayna’nın NATO üyeliğinin durumu kötüleştireceğine işaret etti.

Ayrıca Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu askeri güçlerinin durumuna, tatbikatlara ve savaş hazırlıklarına dair bir açıklama yaptı. Sputnik’te “savaşa hazırlık durumu denetimi” başlığıyla yer alan habere göre, Rusya Ulusal Savunma İdare Merkezi toplantısında konuşan Şoygu, “Rusya Silahlı Kuvvetleri'nin hazırlık planına uygun olarak askeri idare organlarında, bölgelerde ve birliklerde denetimlere başlandı. Askerler, taktik, özel ve iki taraflı tatbikatlar yapmak üzere poligonlarda çalışmalara başladı” ifadelerini kullandı.

Rusya Savunma Bakanlığı, sözde “savaşa hazırlık durumu denetimleri” kapsamında Nisan ayı boyunca 812'si iki taraflı, 101'i poligonda ve 520'si askeri eğitim tesislerinde olmak üzere toplam 4 bin 48 tatbikat yapılacağını duyurdu.

Bakanlık, tatbikatların tüm askeri bölgelerin ve Kuzey Filosu'nun yanı sıra Uzak Kuzey bölgelerinde, Kuril Adaları'nda ve Kamçatka'da yapılacağını ve her türden askeri birliğin tatbikatlara katılacağını vurguladı.

Bakanlık ek olarak, Doğu Askeri Bölgesi'ndeki denetimlerin Genelkurmay Başkanlığı komisyonu tarafından, diğer bölgelerdeki denetimlerin ise bölge komutanlıkları tarafından yapılacağı bilgisini paylaştı.

NATO’nun tatbikat hazırlığı

Öte yandan, NATO ülkeleri önümüzdeki haftalarda bölgede kapsamlı bir askeri tatbikat gerçekleştirecek. Geçtiğimiz yıl pandemi koşullarında onbinlerce asker ve savaş aygıtıyla ilki yapılan “Defender Europe” tatbikatı bu yıl da 1 Mayıs’ta başlayacak ve Haziran’ın ortasına kadar sürecek.

NATO’nun son yıllardaki en geniş kapsamlı tatbikatlarından biri olacağı söylenen “Defender Europe 21” tatbikatını emperyalist savaş aygıtının şefleri “stratejik önemde” görüyor. NATO ülkelerinin ve Ukrayna’nın yanı sıra Bosna-Hersek, Kosova, Moldavya ve Gürcistan’ın da katılacağı tatbikat, esas olarak Balkanlar ve Karadeniz’i kapsayacak.

Batılı emperyalistlerin Rusya’yı kuşatma/çevreleme politikasının bir parçası olan tatbikat, ABD’nin J. Biden yönetiminin saldırganlığı tırmandıran adımları ve Ukrayna’dan atılan adımlarla birlikte bölgenin yeni bir savaş tehdidiyle karşı karşıya olduğuna işaret ediyor.

AKP-MHP iktidarı da bekasını bu savaşta görüyor

NATO’nun Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’nin (VJTF) bu dönemki komutasını üstlenen Türk sermaye devleti de ABD ve NATO’nun saldırganlığında “başrol” kapmaya çalışıyor. Batılı emperyalistlere bu kez Karadeniz’de tam hizmet sunmaya aday olan dinci-faşist AKP-MHP iktidarı, bu politikayla aynı zamanda kendi “bekasını” da kurtarmaya çabalıyor.

Dolayısıyla bu savaş ve saldırganlık, Türkiye işçi sınıfını ve emekçi halklarını doğrudan ilgilendiriyor. AKP-MHP iktidarının emekçilere çıkardığı pandemi ve kriz faturası, bu savaş hamleleriyle birlikte daha da ağırlaşacaktır. Yaşamı emekçiler için çekilmez hale getiren iktidarın çıkaracağı yeni faturalara ancak Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri engel olabilir. Bu gelişmelere seyirci kalmak ya da sermayenin ve AKP-MHP rejimin yaydığı yayılmacı/ilhakçı hayallere kapılmak emekçiler için daha büyük bir felaket demektir. Bu savaş hamlesinin önüne geçmenin tek yolu, AKP-MHP iktidarına ve sermaye sınıfına karşı sınıf olarak harekete geçip, işçilerin birliği ve halkların kardeşliği mücadelesini yükseltmektir.