ABD Senatosu’ndaki Cumhuriyetçilerin Ukrayna’ya ek askeri yardımı engellemesinden kısa bir süre sonra Almanya Başbakanı Olaf Scholz, perşembe günü ABD’ye uçtu. Biden’la özellikle de Ukrayna savaşı hakkında görüşmek isteyen Scholz, ABD ile birlikte büyük maddi ve insani yıkıma mal olan ve tehlikeli seyir izleyen savaşın her koşulda devam etmesini sağlamak istiyor.
Gezisinden bir gün önce Wall Street Journal gazetesine bir makale yazan Scholz, “Rusya’nın zafer kazanması durumunda Avrupa’nın çehresini önemli ölçüde değiştireceğini ve liberal dünya düzenine ciddi bir darbe indireceğini” savunmuş, “Daha fazla ülke yağmacı bir komşunun kurbanı olma riskiyle karşı karşıya kalacak” iddiasında bulunmuştu.
Halihazırda yüz binlerce kişinin hayatına mal olan Ukrayna savaşını finanse etmek ve sürdürmek için ABD-İngiltere emperyalistleri ile Avrupalı suç ortakları, yoğun bir çaba harcıyorlar. Ancak İsrail’in Gazze’deki soykırım savaşını finanse eden ABD’nin Ukrayna savaşına aktardığı kaynaklar azaldı. Savaşı körüklemek için önerilen 118 milyar dolarlık mali destek yasa tasarısı kongreye takıldı. Biden yönetimi, bu sorunu aşmak için yol ararken, son dönemde Ukrayna savaşının yükünü AB emperyalistleri üstlenmek zorunda kaldı.
Joe Biden çıkış arıyor ama bulacağının garantisi yok. Kongre, Ukrayna’ya mali destek yasasını bloke etmeye devam ederse, bu, Zelenski başkanlığındaki Ukraynalı piyonlar için büyük bir politik ve moral darbe olacaktır. Bu olasılık Scholz’u da diken üstünde bırakmış görünüyor. Zira AB’nin tüm faturayı üstlenmesi mümkün görünmüyor. Birkaç yıl için planladıkları 38 milyar Euro’luk mali destek, Ukrayna savaşını harlamak için yeterli görünmüyor. Nitekim cuma günü Biden ile yaptığı görüşmenin ardından açıklama yapan Scholz, ABD Kongresi’ni bir kez daha Ukrayna’ya yapılacak ABD askeri yardımını hızla onaylamaya çağırdı ve bunu yapacağından emin olduğunu söyledi. Scholz’un temennisi gerçekleşir mi bilinmez. Ama iki savaş kundakçısının çıkış arayışı için bir araya gelmesi, büyük bir baskı altında olduklarına işaret ediyor.
Saldırganlık ve savaş konusunda Biden’la aynı zeminde duran Scholz, her iki partiden senatörlerle de görüşmeler yaparak Almanya’nın Ukrayna savaşını körükleme konusundaki kararlılığı ve ciddiyeti hakkındaki şüpheleri ortadan kaldırmaya çalıştı. Senatörlere yaltaklanan Scholz, “hepimizin birlikte daha fazlasını yapabilmesi için yollar bulmalıyız” diyerek savaş körükleme konusunda ‘karalı’ olduğunu birkez daha gösterdi. Buna karşın Avrupalı ortaklarının savaşı finanse etmek konusunda yeterince kararlı olmamasından duyduğu rahatsızlığı da dile getirdi.
Washington’da, hükümetinin savaşı körükleme konusundaki performansını öven Scholz, “Almanya’nın toplamda yaklaşık 30 milyar Euro’luk mali desteğin yanı sıra askeri teçhizat sağladığını ve bir milyondan fazla Ukraynalı mülteciyi kabul ettiğini” belirtti. Scholz’a göre, tüm devletler Almanya kadar savaşa destek verseydi durum farklı olurdu.
Avrupa’nın olası ek bir ortak çabası da göz ardı edilmiyor, ancak Biden’ın Ukrayna’ya yaptığı yardımda başarısız olması durumunda boşluğun doldurulamayacağı da görülüyor. Scholz, Almanya’nın veya bir bütün olarak Avrupa’nın ABD’nin ayıracağı kaynakları telafi edebileceği fikrini reddediyor. Bir dünya gücü olarak ABD’nin Ukrayna’ya vereceği desteğin “vazgeçilmez” olduğunu söylüyor. Haksız da sayılmaz. Zira savaş ateşine sürekli benzin dökmek için hem silah ve mühimmat akışının devam etmesi hem de Zelenski rejiminin ayakta tutulması için finanse edilmesi gerekiyor. Görünen o ki, ABD olmadan AB’nin bu yükü sırtlamasının mümkün olmadığını bilen ‘sosyal demokrat’ Scholz, “ya Ukrayna savaşı biterse” diye kaygılanıyor.
Her iki taraftan yüzbinlerce askerin ölümüne ve sakatlanmasına neden olan ve Avrupa’da nükleer tehdide yol açabilme potansiyeli taşıyan bir savaşın tırmanması için elinden gelen her türlü kışkırtıcılığı yapan Scholz, adeta ateşle oynuyor. Zira savaşın yayılması durumunda, Scholz ve onun gibilerinin savaşın yaratacağı yıkımın altında kalma ihtimalleri yüksektir.
Vurgulamak gerekiyor ki, Almanya’nın ABD ile birlikte işlediği savaş suçları işlediği tek yer Ukrayna değil. Benzer sucuları Filistin halkına ve Yemen’e karşı da işliyor.
Ukrayna’ya askeri yardımın yapılmaması durumunda bunun “dünya barışı ve güvenliğine tehdit olacağı” iddiasında hemfikir olan Biden’la Scholz, savaş suçları işlemeye devam ediyor…