80 yıl önce, Ağustos 1944'te işçi hareketi en büyük savaşçılarından birini kaybetti. Almanya’da iktidarın faşist Hitler'e geçmesiyle birlikte işçi hareketine ve KPD'ye (Almanya Komünist Partisi) karşı kanlı bir açık terör başlatıldı. Hitler'in Komünistleri suçladığı 28 Şubat gecesi çıkan Reichstag yangınından (*) hemen sonra ve KPD liderinin Hitler'e karşı aday olmak istediği Reichstag seçimlerinden sadece iki gün önce binlerce Komünist tutuklanır.
1932 yılı sonlarında KPD'nin 367 bin üyesi vardı. Aynı yılın Kasım ayında yapılan Reichstag seçimlerinde yaklaşık 6 milyon oy aldı. Thälmann'ın 3 Mart 1933'te tutuklanmasının ardından KPD 14 Mart'ta resmen yasaklandı. Her türlü işkenceye rağmen Thälmann kararlılığını ve boyun eğmez duruşunu sürdürmüş, destansı direnişiyle faşist rejime karşı direnişin sembolü haline gelmiştir. “Thälmann gibi dirençli ol!” Hitlerin faşist rejimi sırasında anti-faşist mücadelenin sloganlarından biri haline geldi. Faşistler, gösterdiği direniş ve işçi sınıfı içindeki etkisinden dolayı Thälmann'dan korktular. Onu yargılamayı göze alamadılar, serbest bırakmayı ise kendileri için tehlike olarak gördüler.
Thälmann önce Berlin'de, 1937'de Hannover'de, 1943'ten itibaren Bautzen'de olmak üzere on bir yıl boyunca Hitler'in bizzat tutsağı olarak hapsedildi. Uluslararası dayanışmanın etkisiyle Thälmann'ı uzun süre idam etmekten korktu faşistler. 14 Ağustos 1944'te Heinrich Himmler, Doğu Prusya karargahında Führer'e rapor verir. 12. maddenin altına, not defterine şunları yazar: “Thälmann. İdam edilmeli”. Belge, halen Berlin Federal Arşivlerinde bulunmaktadır. Ernst Thälmann 18 Ağustos 1944'te, savaşın bitiminden kısa bir süre önce Buchenwald toplama kampında ortadan kaldırıldı.
Ernst Thälmann kimdir?
Ernst Thälmann 16 Nisan 1886’da Hamburg'da doğdu. Hamburg'un tersaneleri o dönem gelişmekte olan kapitalist sanayi çağının lokomotifidir. Ernst Thälmann 17 yaşında, dönemin komünist partisi kabul edilen SPD'ye (Alman Sosyal Demokrat Partisi) katılır ve kısa süre içinde Hamburg liman işçileri arasında sendikacı kimliği ile öne çıkar. Bir liman işçisi olan Thälmann fakir bir aileden geliyordu. Önceleri, basit vasıfsız işlerde çalışarak hayatını kazanmak zorundaydı. Kapitalist sistemin çelişkileriyle, ücretli emek ile sermaye arasındaki uzlaşmaz çelişkiyi kendi yaşamında deneyimliyor ve buna başkaldırıyordu. Dönemin işçi sınıfı partisi SPD saflarında örgütlendi. Birkaç yıl sonra, Alman burjuvazisinin emperyalist savaş politikasını destekleyerek işçi sınıfına ihanet eden SPD'den ayrıldı. Daha sonra (bağımsız) USPD'ye katıldı. 1918-1919 Kasım Devrimi’nin ateşinde kurulan KPD'de aktif bir militan olarak yerini aldı. Başlangıçta partinin Hamburg bölgesinin başkanıydı. 1923 Hamburg ayaklanması Thälmann önderliğinde örgütlendi. 1925'te KPD'nin genel başkanı seçilen Thälmann, 1932'deki Reich başkanlık seçimlerinde partinin adayı oldu. “Hindenburg'a oy veren Hitler'e, Hitler'e oy veren savaşa oy vermiş olur!” sloganı bir çağrı olarak öne çıktı ve Thälmann’la özdeşleşti.
KPD Kasım Devrimi'nin ateşi içinde doğdu. Ancak devrimin yenilgisi, Alman emperyalizminin SPD’yi yanına alarak işçi sınıfına karşı saldırıları artırdığı koşullarda bir parti olarak mücadeleye başladı. Parti önderleri Karl Liebknecht ile Rosa Luxemburg KPD’nin kuruluşundan kısa bir sonra Ocak 1919'da Berlin’de hunharca katledildi. Mart ayında ise Leo Jogisches hapishanede öldürüldü. O yıl KPD fiilen yasadışı durumdaydı.
Ernst Thälmann Komünist Enternasyonal'de önemli görevler üstlendi. Genç bir komünist olarak 1921'deki Komünist Enternasyonal’in (KE) 3. Kongresi'ne katıldı ve burada Lenin'le tanışma fırsatı buldu. 1924'teki 4. Dünya Kongresi'nden itibaren KE Yürütme Komitesi'nin üyesi, daha sonra Başkanlık Divanı üyelerinden biri oldu.
17 Eylül 1944'te Alman komünistlerinin Pravda gazetesinde yayınlanan anma yazısında şu ifadeler yer aldı:
“Alman Komünist Partisi liderinin faşist gangsterler tarafından öldürülmesini unutmayacağız!”
Georgi Dimitrov ise 1934'te şöyle yazıyordu:
“... Devrimci bir ruha sahip olmak yeterli değil; devrimci teori silahına da hakim olmalısınız. Ama salt teorik bilgiye sahip olmak da yeterli değil: Kendinizde devrimci kararlılık ve azmi, Bolşevik iradeyi, sınıf düşmanıyla kesintisiz mücadelede azim ve kararlılığı, sürekli zorlukların ve tehlikelerin üstesinden gelmek için kendinizi nasıl eğiteceğinizi de bilmelisiniz. Komünizmin zaferi için ne yapmanız gerektiğini bilmek yeterli değildir: Gerekli olanı yapma cesaretine de sahip olmalısınız. İşçi sınıfının davasına hizmet eden şeyleri her türlü fedakarlık pahasına yapmaya her zaman hazır olmalısınız. Hayatınızı tamamen proletaryanın davasına adamayı bilmelisiniz.
Gerçek proleter devrimci, savaşan proletaryanın devrimci pratiğiyle ayrılmaz bağlar içinde şekillenen devrimci teorinin canlı cisimleşmesidir.
Böyle bir proleter devrimcinin en iyi örneği, Alman işçilerinin önderi Ernst Thälmann'dır. O, Alman işçi sınıfının ve tüm proletaryanın kanından kan, canından candır.”
(Georgi Dimitrov: Yoldaş Thälmann'ı Kurtaralım! Seçme Yazılar, Cilt 2, sayfa 486). (Georgi Dimitroff: Retten wir Genossen Thälmann! Ausgewählte Schriften, Band 2, Seite 486.)
Thälmann'ın savaş kışkırtıcılarına ve faşist güruhlara karşı baş eğmeyen tutumu, sınıf bilinci ve işçi sınıfına bağlılığı, bugün de sınıf hareketi için vazgeçilmez örneklerden birini temsil ediyor. Onun mücadelesi ve hayatı devrimci işçi hareketinin büyük mirasının bir parçası olmaya devam edecek. Sermaye ve onun satılık kalemşor takımının karalamalarına karşı, Ernst Thälmann devrimci sınıfın unutulmayan komünist savaşçısı ve önderi olarak hep anılacaktır.
(*) Reichstag yangını: 28 Şubat 1933’te gerçekleştirilen Reichstag/Alman Parlamentosu yangını, Hitler'in komünistlere karşı sürek avı başlatmak ve faşist iktidarını tahkim temek için organize ettiği provokasyon.