ABD’de 5 Kasım 2024’de yapılacak başkanlık seçimleri için “yarış” çoktan başladı. Aylardır Biden’mı, Trump’mı tartışması sürüyor. Trump’ın önü “hukuki” yollarla alınmaya çalışılsa da Demokratların işi zor görünüyor. Sergilediği “zihinsel performans” Biden’ı rezil edince adaylıktan çekilmek zorunda kaldı. Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Biden’ın yerine aday olacağı açıklandı.
Demokrat Parti içindeki önemli isimler ve seçim kampanyasını finanse eden bazı kapitalistler, Biden'ın 2024 seçimlerinde Donald Trump karşısında başarılı olamayacağına dair çekingelerini yüksek perdeden dile getiriyordu. Temsilciler Meclisi eski Başkanı Nancy Pelosi ile önde gelen Demokratlardan Adam Schiff, Biden'ın adaylıktan çekilmesi gerektiğini açıkça dile getirenler arasındaydı. Yarışa geç başlayacak olan Harris’in Trump ile faşist ekibi karşısında ne kadar etkili olacağı ise öne çıkan sorular arasında.
Cumhuriyetçi Parti ise, kriminal dosyaları kabarık olan eski Başkan Donald Trump’ı yeniden aday ilan etti. Bir süre ortalıkta çok dolaşmayan Trup, faşist maiyetiyle birlikte yeniden meydanlara çıktı. Kendisine yönelik “suikast” girişimini fırsat sayan Trump, önce bir süreliğine geri planda kalmıştı ancak şimdi “intikam” için geri dönüyor. Anketlere göre önde olan Trump’a, suikast girişiminden dolayı verilen desteği artacağı öne sürülüyor. Öte yandan Biden’ın çekilip Harris’in yerine geçmesinin nasıl bir etki yaratacağı soruları henüz yanıtlanmış değil.
Sermaye sınıfı iki arada bir derede mi?
ABD sermaye sınıfı Trump ile Harris arasında tercih yapmak zorunda. Biden'ın başkanlığı, politikaları ve ekonomik reformları, sermaye sınıfının önemli kesimini memnun ederken, bazı kesimlerin ise endişelenmesine yol açıyor.
Trump ise iş dünyasına yönelik vergi indirimi düzenlemeleri ve politikaları ile önemli sermaye gruplarının desteğine sahip. Bu iki aday arasındaki yarışta, ABD sermaye sınıfının hangisini destekleyeceği konusundaki belirsizliğin sürdüğü söylense de ibre Trump’tan yana dönmüş görünüyordu. Ancak Harris’in sahneye çıkmasının bu durumu değiştirme ihtimalini yarattığını savunan çevreler de var. Nitekim Trump’ın adaylıktan çekilen Biden’a saldırması, bu karardan memnun olmadığının işareti sayılabilir.
Demokratlar Harris’i aday göstererek rüzgârı tersine çevirebilecekler mi? Bu halen yanıt bulmamış bir soru. İşçiler, emekçiler ve ezilen halklar bir araya gelmeyip, her iki partiye de kırmızı kart göstermedikleri sürece kazanan daima kasa (sermaye sınıfı) olacaktır. Biden çekilmeseydi Trump için seçimler ‘çantada keklik’ sayılıyordu. Şimdi ise tablo yeniden muğlaklaştı.
ABD, Kasım ayında yapılacak seçimlere hazırlanırken, sermaye sınıfının kimi başkan yapacağı merak edilse de bunun emperyalist saldırganlık ve savaş politikasında kayda değer bir değişikliğe yol açması beklenmiyor.