İstanbul’da asgari ücret eylemi gerçekleştirildi. Mecidiyeköy’de bulunan Cevahir AVM önünde toplanan işçi, emekçi örgütleri sömürü, rant, talan, savaş düzenine karşı birleşme çağrısı yaptı.
Bileşenler adına okunan basın açıklamasında asgari ücret tartışmalarının bu yıl erken başladığı belirtilerek şunlar ifade edildi:
“Öyle anlaşılıyor ki, ölümü gösterip sıtmaya razı etmenin hesabı içindedirler. Diğer ödenekleri hariç en az 30-40 bin TL maaş alan ve işçi-emekçiler adına masaya oturan sendikacılardan Türk-İş başkanı, 45 yılın acısını çıkaracağız diye üst perdeden konuşup Aralık’ın 10’una kadar bu işi çözelim diye yangından mal kaçırırcasına beyanlar verirken, geçinemeyen milyonların şimdilik kulaktan kulağa dillendirerek istediği rakamı alçaltmak adına hükümet sözcüleri asgari ücrete yapılacak yüksek zamdan söz ediyorlar”
“Peki bu masaya kimler oturuyor?”
Erdoğan’ın söz ettiği “ekonomideki fırsatlar” ve patron örgütü TİSK’in “refah koruma” beklentisine değinilen açıklamada “Kimler bu masaya oturuyor?” diye sorularak şu şekilde devam etti:
“Asgari ücreti her sene aralık ayında toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu belirliyor. Bu komisyon 5 hükümet yetkilisi, 5 patron temsilcisi, 5 işçi sendikaları temsilcisinden oluşuyor. Hükümet yetkililerinin patronlardan çok patronu düşünen tavrı biliniyor. Komisyona işçileri temsilen ise, işçileri patronlar adına denetimde tutmakla görevli Türk-İş bürokratları katılıyor. Kısacası pazarlık masasında işçiler gerçek anlamda temsil edilmiyor! Ucuz bir filmdir bu. O hâlde asgari ücret tespit komisyonu görüşmeleri aynen Meclis görüşmeleri gibi canlı yayınlansın. Hepimiz tarafları görelim. Maaşı 30 binden başlayan kişiler bizim ücretimizi belirliyor ve bizden çıkacak sonuca razı olmamız bekleniyor.”
“Bizler bu tabloyu kabul etmiyoruz!”
Asgari ücret görüşmeleri ile bütçe görüşmelerinin aynı tarihlerde yürütüldüğü hatırlatılarak şu vurgu yapıldı:
“İşçilerin vergileri geliri eline geçmeden peşinen kesilirken, nüfusun %90’nını oluşturan emekçiler dolaylı vergilerin de en büyük kaynağını oluşturuyor.
Buna karşılık Cengiz’inden Sabancı’sına, Kalyon ’undan Koç’una, Eczacıbaşı’na hepsinin vergileri affediliyor. Bizim sırtımızdan alınan vergilerden oluşan bütçeden ise emekçilere, halka düşen ise, tam da kepçe ile alıp, kaşıkla vermeye benzemektedir”
“İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf asgari ücret!”
“Sanki farklı taraflarmışçasına masaya oturan patron-devlet-sendika mafyası tiyatrosuna seyirci kalmayacağız” denilen açıklamada talepler şu şekilde sıralandı:
“1. İnsanca yaşamaya yetecek asgari ücret ve güvenceli çalışma istiyoruz!
2. Asgari ücretten dolaylı, dolaysız tüm vergiler kaldırılsın!
3. Herkese iş ve gelir güvencesi sağlansın!
4. Asgari ücret görüşmeleri halka açık yürütülsün!
5. Düşük ücret yüksek vergi politikasından vazgeçilsin ve vergiler sermayedarlar için artırılsın. Karlarına kar katanlar krizin faturasını ödesin!
Biliyoruz ki, insanca ve onurlu bir yaşam için sıraladığımız taleplerimiz bize bahşedilmeyecek, mücadelemizle kazanılacaktır.”
Açıklama, insanca yaşama yetecek vergiden muaf asgari ücret için İstanbul’un havzalarında eylemlerin süreceği belirtilerek sona erdi.
İmzacı kurumlar şu şekilde:
“4. Vardiya İşçi Dayanışması, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Birleşik İşçi Kurultayı, Birleşik İşçi Zemini, DEV TEKSTİL, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik, Devrimci Hareket, Devrimci İşçiler, Dostluk ve Kültür Derneği, Ekmek ve Onur, Emekçi Hareket Partisi, ESP, İnşaat-İş, İstanbul KHK'lılar Platformu, İşçi Hareketi Koordinasyonu, İşçinin Kendi Partisi, Kaldıraç, Kırmızı Gazete, Partizan, Proleter Devrimci Duruş, SODAP, Sosyalist Kadın Hareketi, TEHİS (Turizm, Eğlence Ve Hizmet İşçileri Sendikası), Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS)”
Kızıl Bayrak / İstanbul