Sendikamız Ekim ayı GMYK toplantısı gerçekleşti.
Ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullar, artan enflasyon, ardı arkası kesilmeyen zamlar, iktidarın ve dünya sisteminin artık sürdürülemez olması toplantımızın temel tartışmalarını içerdi. Yaşanan bu ekonomik ve siyasal krizin işçi sınıfına yönelik saldırıları derinleştireceği ve yaklaşan asgari ücret görüşmeleri detaylı bir şekilde ele alındı.
Yapılan tartışmaların ardından dönem faaliyetleri planlandı.
1-Sömürü düzeni yaşadığı aşmazları yine savaş ve saldırganlık politikası ile aşmayı hedefliyor. Ortadoğu’da bataklığa saplanan iktidar sınır ötesi operasyonları içeren savaş tezkeresini uzattı. Hem emperyalizmin sadık bir uşağı olduğunu hem de yeni rant alanlarından payına düşeni almak için mazlum halklara saldırısını sürdüreceğini beyan etti. Bu savaş ve saldırganlık politikaları mazlum halklar için kan ve gözyaşı anlamına gelirken, bizler için ise mülteci ve göçmen sorununun çözümsüzlüğü anlamına geliyor. Sendika olarak halklar arasında yaşanan kirli savaşlara karşı işçileri bilinçlendirmeye devam ederken, göçmenler üzerinde hala devam eden ırkçı düşüncelere karşı da bilgilendirme çalışmalarını sürdüreceğiz. Göçmen işçilerinde sınıfın bir parçası olduğu gerçeğini hatırlatarak tek düşmanın sermayedarlar ve onların uşaklığını yapanlar olduğunu anlatacağız.
2-Kapitalist sömürü düzeni insanca yaşam koşullarını her geçen gün daraltıyor. Üretim kesintisiz devam ederken, işçiler eriyen ücretleri, artan pahalılığı ile günübirlik ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldi. İşsizlik, güvencesizlikle açlık koşullarına terk edilen işçi sınıfının tek kurtuluşunun birlik olmak, mücadele etmek olduğu gerçeğini daha güçlü dillendirmek bir sorumluluk olarak önümüzde duruyor. Birlik, örgütlenme sorununu çözmek için farklı çalışma ve kampanya süreçleri planlandı.
3-Milyonlarca işçiyi ilgilendiren asgari ücret tartışmaları da başlamış oldu. Açlık sınırının 3 bin TL’yi , yoksulluk sınırı 10 bin TL’yi aşmış oldu. Enflasyon %20 lerde gösterilse de gerçek rakamlar %50 yi gösteriyor.
İktidar işçilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz dese de yoksulluk tablomuz değişmeyecek. İktidar kaybettiği tabanını kazanmak ve seçim öncesi herkesin gönlünü hoş tutacağını söyleyerek işçileri bir beklenti içine sokuyor. Ancak bizlerin temsili olmadan, işçilerin örgütlü gücünün temsili olmadan yapılacak olan görüşmelerden sonuç beklemek hayalcilik olacaktır. Görüşmeler patronları temsil eden sendika TİSK ve sözde işçileri temsil eden Türk-İş ve yine işçiyi ezdirmeyeceğiz diyen ama her fırsatta patronlara teşvik, işçiye zülm veren iktidar arasında gerçekleşecek. İşçi sınıfı tabandan birliği ve üretimden gelen gücüyle bu şer 3’lüsünün karşısına dikilmediği koşullarda bir kazanım elde edemeyecektir.
Ücret tartışmalarının en önemli ayaklarından birini de vergi hesaplamaları oluşturuyor. Açlık sınırının altında kalan asgari ücret ikinci vergi dilimiyle daha da düşüyor. Büyük sermaye gruplarının her fırsatta vergi borçlarını silen iktidar en büyük kesintiyi işçilerden alıyor.
DEV TEKSTİL olarak asgari ücret gündemini başta kendi iş kolumuz olmak üzere tüm işçilere “İnsanca yaşanabilir, vergiden muaf asgari ücret için mücadeleye!” şiarını rehber edinip taşıyacak, bu süreci güçlü örgütleyebilmek için her türlü faaliyet ve eylemlilik sürecinin bir parçası olacağız.
4-Asgari ücret görüşmelerinin hemen ertesinde Ocak ayı zamları da tartışmalara konu olacaktır. İnsanca bir yaşam için yeterli ücret çalışmalarımızı bu sürecin sonuna kadar sürdüreceğiz.
5-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele günü yaklaştı. Bu süreçte fabrikalarda, atölyelerde, sokakta, evde şiddetin farklı boyutlarını yaşayan işçi kadınlara bilgilendirme çalışmaları yapmaya devam edeceğiz. Her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yılda gerçekleşecek eylem, etkinlik programlarının örgütleyicisi ve katılımcısı olacağız.
6-Son olarak sendikamız yayınlarının kullanımı üzerine planlamalar yapıldı.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası