Trakya’da sınıf devrimcileri 1 Mayıs vesilesi ile tekstil ve metal işçilerine çağrı yaptı ve “Sömürüye, köleliğe ve hayat pahalılığına karşı; Haydi 1 Mayıs’a” dedi. Çağrı şu şekilde:
Trakya metal ve tekstil işçilerine çağrımızdır!
Sömürüye, köleliğe ve hayat pahalılığına karşı; Haydi 1 Mayıs’a
İki sınıfın karşı karşıya geldiği, işçilerin “birlik, mücadele ve dayanışma” günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Emperyalistlerin, çıkar kavgaları ile krizler derinleşiyor, bunalımlar artıyor. Faturası ise biz işçi ve emekçilerden kesiliyor.
Türkiye’deki bizler ise bu tablonun mevcut iktidarın ekonomi politikaları ile daha ağırını ödüyoruz. Döviz almış başını gitmiş, enflasyon son yılların en yüksek seviyesine çıkmış. Ücretlerimiz artık en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamaktan çok uzaktır. Asgari ücrete sene başında yapılan %50 zam bile ilk aylarda eriyip bitmiştir. Trakya’da en yüksek ücretlerin alındığı B/S/H, Arçelik gibi fabrikalarda bile bizler dağıtılan bir şişe suyu çocuğumuza götürmek zorunda bırakılıyoruz. Tekstil fabrikalarında durum daha da kötüye gitmektedir. Artık ücretlerimiz sadece gıda alışverişine zar zor yetmektedir. Fazla mesailerle ailemizi geçindirmeye çalışıyoruz. Bu da çalışma koşullarımızı daha da ağırlaştırmaktadır.
Trakya metal ve tekstil işçileri;
Yaşanan bu tablonun tek sebebi vardır o da kanımızı emen kapitalistlerin doymak bilmez kar hırslarıdır. Öyle ki bizler açlık ve yoksullukla boğuşurken, sermayedarlar her gün yeni kar rekorları açıklıyorlar. En yakın örneği KOÇ sermayesidir. Sırtımızdan kazandıkları ile diğer ülkelerde yeni fabrikalar açarak kazancını katlamaktadır. Patronlar bizlere kriz var diyerek, ücretlerimizi arttırmaya yanaşmazken, kendilerinin servetleri her geçen gün artmaktadır.
Tüm bunlara ek fabrikalarda bizlerin sırtında kambur olan, her başkaldırımızda, her isteğimizi dillendirdiğimizde karşımızda beliren sendikal bürokrasi sorunu vardır. Metalde son sözleşmede taslağın revize edilmesi çığlıklarımıza kulaklarını tıkamaları aslında her şeyi özetlemektedir. Bizlere enflasyon zammını zafer diye yutturmaya çalışmaktadırlar. Tekstilde ise sürmekte olan Grup TİS’lerinde işçiler adına masaya oturanlar bir an önce sefalet ücretlerine imza atmak için çalışmaktadır.
İşçi sınıfı olarak bu olumsuz koşullardan kurtuluşumuz ancak bizim vereceğimiz mücadeleye bağlıdır. Sendikal bürokrasiden bağımsız, kendi birliklerimizde yer almalı, fabrikalarda komitelerimizi kurmalıyız. Aslında tutulması gereken yolu, yakın zamanda yaşanan direnişler, fiili grevler göstermektedir. İşte sözleşmeyi tanımayan Çimsataş işçileri, ücretlerini arttırmak isteyen tekstil ve çorap işçileri, çalışma koşullarını düzeltmek isteyen gemi söküm, Farplas, Trendyol, Migros işçileri...
O yüzden bu 1 Mayıs’ı güçlü bir şekilde örgütlemek, tüm işçilerin sorumluluğudur diyoruz. Sizleri hem kendiniz için hem de aileniz ve çocuklarınız için sorumluluk almaya çağırıyoruz. TİB ve MİB olarak sendikalı, sendikasız tüm metal ve tekstil işçilerini 1 Mayıs’ta birliklerine katılmaya, sermaye sınıfına karşı mücadeleye çağırıyoruz.
Kızıl Bayrak / Trakya