Bizleri temsil etmeyen asgari ücret tespit komisyonu sefalet ücretini belirlemek için bir araya geliyor. Asgari ücret tespit komisyonunda Bakanlık temsilcileri, sermaye örgütü Türkiye İşveren Sendikası Konfederasyonu (TİSK) temsilcileri ve patronlara hizmette kusur etmeyen Türk-İş temsilcileri yer alıyor. Bu şer üçlüsü yer almadığımız masada sermayenin çıkarları neyse onu uyguluyor bizleri de süreç boyunca hamaset nutukları atarak oyalıyor.
Yaşam şartlarımız hiç olmadığı kadar ağırlaştı, değişen kur nedeniyle ücretlerimiz iyice kuşa döndü. Hemen hemen her gün gelen zamlar nedeniyle temel tüketim maddelerine artık ulaşamıyoruz, kuru ekmeği dahi kısıtlar hale geldik. Hal böyleyken sermaye sözcüleri “en ucuz iş gücü bizde” diyerek bizleri yabancı kapitalistlere pazarlıyorlar. İşçi maliyetini sıfırlayan sermayedarlar, asgari ücret tartışmaları başladığı andan itibaren yine mağduriyet edebiyatlarına sarılıyor ve asgari ücrette eğer iyileştirme olacaksa onun da devlet tarafından karşılanmasını talep ediyorlar. Yani, işsizlik fonunun daha fazla yağmalanması ve yine biz işçi emekçilerin sırtına binecek olan dolaylı vergiler ile…
Toplumsal desteği iyice zayıflayan AKP iktidarı ise haftalar öncesi asgari ücret tartışmalarını başlatarak “halkımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” söylemlerini ileri sürmüştür. Soruyoruz hangi enflasyon? TÜİK’in açıkladığı yüzde 19 mu yoksa yüzde 50’lere varan gerçek enflasyon mu? Tabii ki Saray rejiminin yalan aparatı olan TÜİK’in açıkladığı enflasyonu kastetmektedirler. Böylece öne sürdükleri bu söylem yalandan ve kuru gürültüden öte bir şey değildir.
Tekstil işçisi kardeşler!
İnsanca yaşayabilecek bir ücrete sahip olmak bizim elimizde!
Her yıl oynanan bu senaryoya artık dur demenin vakti geldi de geçiyor. Çünkü bıçak kemiğe dayanmasından öte kemiği delip geçmek üzere. Bize dünyayı dar eden sermayedarlara, sözcülerine ve sendika ağalarına dünyanın kaç bucak olduğunu gösterelim. Bizi sefalete mahkum edenlerin, ürettiğimiz artı değer üzerinden sırça köşklerde, saraylarda lüks ve bolluk içinde yaşamalarına sessiz kalmayalım. “Genel grev, genel direniş!” sloganını söylem olmaktan çıkaralım. Üretimden gelen gücümüzü kuşanalım, bu güçlü silahımızı düşmanlarımıza karşı doğrultalım ve onlara diz çöktürelim.
Tekstil İşçileri Birliği