Sene sonuna gelinirken 2022 yılının asgari ücret görüşmeleri de başladı. Milyonlarca işçi ve emekçiyi etkileyen bu süreç, TL’nin değer kaybettiği, her geçen gün enflasyon oranının yükseldiği, gün içerisinde gıda ürünleri başta olmak üzere 2-3 defa ürünlerin fiyat etiketlerinin değiştirildiği, kısacası açlık ve yoksulluğun derinleştiği bir dönemde başladı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda ise her yıl olduğu gibi patronlar, sendika ağaları ve sermaye devleti kısacası toplumun çıkarlarını gözetmeyen her kesimden temsilciler yerlerini aldı.
Görüşmeler, sermaye devletinin, pandemi ile birlikte derinleşen sosyal, siyasal ve ekonomik krizlerin içerisinde debelendiği bir dönemde gerçekleşiyor. Kapitalistler ve iktidardaki AKP-MHP rejimi ise, bu krizlerin faturasını ise işçi ve emekçiler başta olmak üzere tüm topluma ödetmeye çalışıyor. Milyonlarca insanın evine ekmek dahi götüremediği bugünlerde ise tüm toplumun aklı ile alay edilircesine küstah açıklamalar yapılıyor, saraylarında saltanat sürenler, çifter maaş alanlar işçi ve emekçilerden utanmadan fedakârlık bekliyor! “Gerekirse soğan-ekmek yeriz” diyerek demagojik açıklamalarda bulunuyor.
Böyle bir ortamda başlayan görüşmeler asgari ücrete yüksek zam yapılacağı vaatleriyle başladı. Ancak TL’deki kayıplar, TÜİK’in gerçekleri yansıtmayan enflasyon oranları düşünüldüğünde vadedilen zammın önümüzdeki yıl sefalet demek olacağına işaret ediyor.
İşçi sınıfının talebi bizim de talebimizdir!
Türkiye’de “asgari” olmaktan çıkıp emekçilerin büyük bölümünün aldığı ücret halini alan “asgari ücret” gençliğin de doğrudan gündemidir. Bugün gelinen noktada gençlik, yalnızca yarının değil bugünün de işçisi konumundadır. Bu düzende gençlik, açlık, işsizlik ve sefalet koşullarından üzerine düşen payı fazlası ile almaktadır. Gençlik işsizlik tehdidini daha da yakıcı biçimde hissetmektedir; zira, istihdam yerinde sayarken milyonlarca genç iş gücüne katılmaktadır.
Ayrıca, çalışmadan okuyamaz hale getirilen işçi-emekçi çocukları henüz sıralarının başındayken acımasız sömürü çarklarının arasında ezilmektedir. Fabrikalarda, hizmet sektöründe, yarı zamanlı işlerde güvencesiz, sigortasız, esnek ve ucuz iş gücü olarak çalıştırılmaktadır.
Henüz sıralarının başındayken sömürülmenin meşrulaştırılmış bir diğer adı ise staj sömürüsüdür. Gençlik, staj adı altında fabrikalarda, kamu kuruluşlarında ve birçok alanda hem nitelikli hem ucuz iş gücü olarak çalıştırılmaktadır.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, milyonlarca işçi ve emekçinin “Vergiden muaf, insanca yaşamaya yetecek asgari ücret” talebine gençlik de sahip çıkmalıdır.
Devrimci Gençlik Birliği olarak gençliğe çağrımızdır: Bizleri geleceksizleştiren, haklarımızı ve özgürlüğümüzü ellerimizden alan bu sisteme karşı sokaklarda, okullarda, iş yerlerinde kısacası bulunduğumuz her alanda mücadeleye omuz vermeli, insanca bir yaşam mücadelesini işçi-gençlik el ele daha da yükseltmeliyiz! Asgari değil insanca yaşayacağız!
Devrimci Gençlik Birliği