Taksim'deki patlamanın ardından Örsan Fabrikası’nda Suriyeli işçilere yönelik bir ırkçı saldırı gerçekleşti. Suriyeli işçilere sözlü sataşmayla başlayan gerginlik fiziki müdahaleye dönüştü. Bazı işçilerin araya girmesiyle ortalık sakinleşti. Ama ertesi gün tüm Suriyeli işçiler işten çıkarıldı.
Başta Örsan’da çalışan işçileri olmak üzere sermayedarlar aşırı kâr hırsı için göçmen işçilerin sınırları aşmasını dört gözle beklediler. Göçmen işçiler ucuza ve hiçbir iş güvencesi olmadan yıllarca kölelik koşulları altında çalıştırdılar. Asalak sermayedarlar, işçiler daha iyi ücret, daha iyi çalışma koşulları istediklerinde ise ‘sizin yerinize çalışacak çok göçmen var’ diyerek tehdit ederek kölece çalışmayı kabul ettirdiler ancak ilk fırsatta da sesini çıkaran işçileri kapının önüne koydular.
13 Kasım günü Taksim’de bombalı bir saldırı yaşandı; insanlar katledildi, yaralandı. Ama bunun suçlusu ne savaştan kaçan göçmenler ne de buralarda alınteriyle çalışan emekçilerdir. Gerçek suçlular ve katiller halklar arasında savaşı kışkırtan, toprakları kan gölüne çeviren sermayedarlar ve onların işbirlikçileridir. Selefi-cihatçı çeteleri bölge halklarının başlarına bela eden emperyalistler ve gerici bölge devletleridir.
Bu kirli savaşa karşı aynı çatının altında yaşadığımız aynı makinede çalıştığımız dili, dini, ırkı ne olursa olsun birlikte paydos ettiğimiz işçi kardeşlerimizle birlikte ve ortak bir mücadele yürütmeliyiz. Hem kirli savaşa hem çeşitli karanlık provokasyonlara hem de sömürü düzenine dur demek için birliğimizi ve mücadelemizi güçlendirmeliyiz.
Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
DEV TEKSTİL İstanbul Temsilciliği