Koronavirüsün kapitalizmin ölümüne bir çalışma düzeni olduğunu gösterdiği bir dönemdeyiz. Bu ücretli kölelik ve sömürü düzeninde işçi sınıfının acil görevi en ufak bir hak kırıntısı için bile örgütlü mücadeleyi yükseltmektir. Bu yönlü her çaba ve adım sermayenin saldırılarını yavaşlatırken, onun çürümüş sistemini aşma yolunu da gösteriyor. Bize mevcut sömürü düzenini alaşağı etmemizi öğretecek, kurtuluşumuz yolunda yürümemizi sağlayacak süreç, bu tür mücadelelerden geçmektedir. Tekil bir fabrika mücadelesinden ülkedeki yeni yasa tasarılarına karşı mücadelelere kadar bu böyledir. Bizler bunu Fransa’da Toray işçilerinin mücadelesinden veya polis yasasına karşı militan eylemler içinde somut olarak da görüyoruz.
Fransa İşçilerin Birliği Halkların kardeşliği Platformu olarak mücadeleye bu perspektifle bakıyor, yaşadığımız her yerde sınıf mücadelesine dair bu görüşü pratiğe dökmeye çalışıyoruz. Karanlık dönemlerin içerisindeki her bir mücadelenin önemli olduğunu biliyoruz. Doğal olarak geldiğimiz toprakların sınıf mücadelesinden de kopmuş değiliz. Türkiye’de son dönemde maden ve metal işçileri şahsında eylem ve direnişlerin ortaya çıkması bizleri de heyecanlandırıyor, bugünlerin mücadele yöntemine örnekler sunuyor. Bu açıdan siz Sinbo işçilerinin ücretsiz izin dayatmasına karşı direnişi sadece Türkiye’deki sendikal örgütlülük için mücadelelere değil, Fransa’daki işçilere de yol gösteriyor. Sendikal bürokrasi tarafından “Grev ya da hiç” denklemine sıkıştırılarak pasifize edilen işçilere ücretsiz izin ya da işten atma saldırılarına karşı somut bir yol çiziyorsunuz.
Bizler Fransa’da sınıf mücadelesine dair çabamızın ve enternasyonal sınıf mücadelemizin bir görevi olarak sizlerin direnişini de gündemleştirmeye çalışıyoruz. İşçi sınıfının salt kendi çalıştığı fabrikadan ibaret olmadığını ve mücadelesinin de tıpkı sermaye cephesinin olduğu üzere uluslararası olması gerektiğini göstermek için, Sinbo Direnişi’yle dayanışmayı önümüze bir görev olarak koyuyoruz. Direnişinizi büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Bu kısa sürede ve koronavirüsün yarattığı sınırlara rağmen direniş çadırını mücadele okuluna dönüştürdüğünüzü, kadına karşı şiddet gibi önemli gündemleri de direnişin bir gündemine çevirdiğinizi gördükçe kattığınız değerle mücadelemiz güçleniyor. Bizler de kendimizi sizin direnişinizin bir parçası sayarak, üstümüze düşen maddi ve manevi görevleri yerine getirmeye çalışacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
Bir-Kar Fransa