KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), yarın görüşülmesi beklenen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 bütçesine ilişkin Antalya ve Ankara’da düzenlediği basın toplantısında görüş ve taleplerine yer verdi.
Ankara’da genel merkez binasında yapılan basın toplantısında SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey, bütçe görüşmelerinin gerçekleştiği sürecin emekçiler ve hizmet alacaklar için her zamankinden daha önemli hale geldiğini belirtti. Ekonomik krizin gün geçtikçe ağırlaştığını, faturasının ise emekçiler ve halkın sırtına yıkıldığını belirten Atabey “Gelirlerimizi azaltma yönünde politika güden iktidar, mevcut haklarımızı da ortadan kaldırmak, sermayeye ise her türlü kaynağı aktarmak tercihinde ısrar etmektedir” dedi. Atabey, Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bütçesine dair şu ifadeleri kullandı:
“Bakanlık bütçesi, salgın koşullarında daha da risk altında olan ama yeterince korunamayan kadınlar- çocuklar, mülteciler- engelliler-ekonomik yoksunluk içerisinde olan kesimlerin acil kamu hizmetleri ile sarmalanmasına ihtiyaç duyduğu ve bu ihtiyaçların iktidar tarafından ne kadar dert edinileceği ve ne kadar bütçe ayrılacağı tartışılacaktır.”
“Görüşmelere sendikamız dahil edilmedi”
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi Eşbaşkanı Şükran İçöz şunları ifade etti:
“Bütçe görüşmelerine, ne taslak hazırlığı aşamasında ne de hazırlanan taslağın meclise sunulması aşamasında Sendikamız ve iş kolunda örgütlü yapılar dahil edilmemiştir. Bütçeden etkilenecek kesimlerin örgütlü temsilcilerine açık bir bütçe hazırlık ve karar süreci bulunmamaktadır.”
Talep ve öneriler
Basın toplantılarında emekçiler için talep ve öneriler şöyle sıralandı:
“-Bütçe halkın ve emekçilerin örgütleri aracılığı ve onların katılımı ile yapılmalıdır.
-Ayrı bir Kadın Bakanlığı ve Çocuk Bakanlığı kurulmalı; ayrı ve ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır.
-Sosyal hizmet alanlarındaki politikalar sorunları önlemeye odaklı, iktidarın siyasi ihtiyaçlarından arındırılmış, kapsamlı politikalar olmalıdır. Bu alanda yapılacak planlarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaç neyse gerekli bütçe ayrılmalıdır.
-Sosyal yardımlarda bir bağımlılık ilişkisi yaratma ve rant-siyasi çıkar hedefi kaldırılmalıdır.
-Yardım alanların yardım kesilme tehdidi ile düşük maliyetli çalıştırılmalarına neden olacak uygulamalardan vazgeçilmelidir.
-Mevcut bütçe teklifi pandemi, deprem gibi olağanüstü dönemleri hesaba katmamaktadır. Oysa ki pandemi süresince ve ekonomik krizin de etkileri ile çok sayıda insan işsiz kaldı. Halkın büyük kısmı yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamaktadır. Tüm bunları gören yoksulluğu teşvik eden değil istihdamı önceleyen ve yoksulluğu bitirme hedefiyle bütçe planlamaları yapılmalıdır.”
İşkolu emekçileri için ise talepler şu şekilde sıralandı:
“-İş kolunda çalışan tüm emekçilerin temel ücreti yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
-Pandemi nedeni ile bakanlık personelinin iş yükü çok fazla artmıştır. Bütçede personel ödemelerinde personel açığı düşünülerek kadrolu ve güvenceli istihdamla personel açığının hızlı bir şekilde giderilmesi için ödenek arttırılmalıdır.
-Ağır engelli, çocuk ve yaşlılara hizmet veren yatılı kurumlarda çalışanların ek ödeme oranlarına 10 puan ilave edilerek artış sağlanmıştı. Benzer koşullarda ve risk altında hizmet vermesine rağmen kadınlara hizmet veren yatılı kurumlarda çalışanlara puan ilavesi yapılmamıştı. Bu maddenin düzeltilmesi ve kadınlara hizmet veren yatılı kurumların da aynı puan artışından yararlanmaları sağlanmalıdır.
-Meslek farklılıklarını ve meslek sorumluluk sınırlarını ortadan kaldıran, kişilere görevi ve yetkisi olmayan işlerin yaptırılmasına zemin hazırlayan ‘sosyal çalışma görevlisi' tanımı tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmalıdır.
-Meslek çalışmaları mesleklerin sorumluluk alanları ve sınırları çerçevesinde tanımlanmalı, çalışanlara keyfi ve görevleri olmayan işlerin yaptırılması engellenmelidir.
-Mesleki çalışmalara ve meslek elemanları tarafından hazırlanan raporlara yöneticiler tarafından bilimsel ve mesleki olmayan biçimlerde müdahale edilmesi engellenmelidir.
-Yatılı kurumlarda çalışan personelin nöbet ücretleri artırılmalıdır. Yatılı olmayan kurumlarda gerçekleştirilen fazla çalışma ücretlendirilmelidir.
-İcap nöbetleri ve danışmanlık tedbirleri için ödenen ücretler yapılan işin ve çalışanların emeklerinin karşılığı olabilmekten çok uzaktır, ücretlerde artış sağlanmalıdır.
-Görevde yükselme ve unvan değişikliğinde mülakat kaldırılmalıdır.
-Ek ders karşılığı çalışma kaldırılmalı, personel ihtiyacı kadrolu istihdamla karşılanmalıdır.
-Fiilen genel idari hizmet sınıfı işlerini yapan yardımcı hizmetler personelinin sınavsız genel idari hizmetler kadrosuna geçişleri sağlanmalıdır.
-Çocuk eğiticilerinin kadrosu genel idari hizmetler sınıfından çıkartılarak sağlık hizmetleri sınıfına alınmalıdır.
-Vekaleten idarecilik kaldırılmalı, asil idarecilik kadrolarına liyakat ile seçim yöntemi ile atama yapılmalıdır.
-Atama ve yer değiştirme yönetmeliği değiştirilmeli, tayin ve yer değiştirmede hiçbir kurumda olmayan koşul ve kriterler ortadan kaldırılmalıdır.
-Sosyal hizmetler risk ve tehdidin yüksek olduğu bir çalışma alanıdır. Sosyal incelemeler, evde hizmet verilmesi gereken durumlar, güvenlik riski olanlara yönelik kurumlarda yapılan çalışmalar, çalışanlara yönelik tehditler başta olmak üzere çalışanların fiziki ve hukuki güvenliklerinin sağlanması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
- Bütçe görüşmelerini dikkatle takip etmeye ve sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.”