Din istismarına dev bütçe

İşçilerin emekçilerin yoksulluğa sürüklenmelerinin nedeni kaynak yokluğu değil, kaynakların farklı alanlara harcanması ve emekçilerin bütçeden aldıkları payın sürekli azaltılmasıdır. Rejim emekçileri yoksulluğa sürükledikçe din propagandasının dozunu arttırıyor, din istismarına dev bütçeler ayırıyor. Bundan dolayı da milyarlarca lira toplumun yaşamsal ihtiyaçlarına değil Diyanet başta olmak üzere, dinci-gerici kurumlara, tarikatlara ve vakıflara akıtılıyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 08 Ağustos 2021
  • 20:16

AKP-MHP rejimindeki yozlaşma, çeteleşme, çürüme ve pervasız zorbalık arttıkça, din istismarına daha çok ağırlık veriliyor. Halka vaat edeceği bir şey kalmayan rejim şoven ırkçılık ve din istismarına dayalı ideolojik söylem ve icraatlara sarılıyor. Bu nedenle sarayın aparatı Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB) ayrılan bütçe sürekli arttırılıyor. Artık milyarları bulan dev bir bütçe harcanıyor bu kuruma. 

2021 yılının ilk altı ayında Diyanet’e harcanan para 6 milyar lirayı geçmiş durumda. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın “Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri ve Beklentileri Raporu”na göre, din hizmetleri ve yaygın din eğitimi için ocak-haziran döneminde 6,2 milyar TL harcama yapıldı. Devletten aktarılan dev bütçenin yanı sıra Diyanet’in başka gelirleri de var. Vakıflar, gayrimenkuller vb. alanlardan ek gelirler sağlıyor. 

Diyanet sarayın aparatı olunca, rejime yaptığı hizmetin karşılığını da alıyor. Artık Diyanet’in şefleri lüks ve şatafat içinde bir yaşam sürüyor. Milyonluk makam arabaları kullanıyor, kişi başına geceliği bin lira olan otellerde tatil yapıyorlar vb… Durum böyle olunca Diyanet’in “dünyevi” masrafları sürekli artıyor. Nitekim kurumun şefi kaynak yetersizliğinden yakınıyor.   

Anayasaya bakılırsa Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir. Oysa bu asalak kuruma aktarılan bütçe, bu iddianın sahtekarlıktan öte bir anlam taşımadığına işaret ediyor. Diyanet’in gerici faaliyetlerinin yanısıra, okulların tarikatlara, cemaatlere açılması, merdiven altı Kuran kurslarının yaygınlaştırılması vb. icraatlar, rejimin din istismarını giderek daha etkin bir şekilde kullandığını gözler önüne seriyor.  

İşçi sınıfına açlık sınırı altında ücret dayatan, göçmenleri asgari ücretin yarısına çalıştıran rejim, sarayın aparatı olan Diyanet’e milyarları akıtıyor. İşçilerin emekçilerin yoksulluğa sürüklenmelerinin nedeni kaynak yokluğu değil, kaynakların farklı alanlara harcanması ve emekçilerin bütçeden aldıkları payın sürekli azaltılmasıdır.

Rejim emekçileri yoksulluğa sürükledikçe din propagandasının dozunu arttırıyor, din istismarına dev bütçeler ayırıyor. Bundan dolayı da milyarlarca lira toplumun yaşamsal ihtiyaçlarına değil Diyanet başta olmak üzere, dinci-gerici kurumlara, tarikatlara ve vakıflara akıtılıyor.