Sefillikle küstahlık arasında bir sendika ağası!

Ergün Atalay, sarayın “düşkün soytarısı” olmaktan öte özelliği olmadığını, efendileri karşısında tam bir sefil gibi davrandığını gözler önüne sermiştir. Bu madalyonun diğer yüzünde ise, işçi sınıfıyla küstahça alay etmek de var.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 02 Aralık 2022
  • 19:00

Uzun zamandan beri Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı olan Ergün Atalay, sendikacılığı “sermayeye ve iktidara hizmet” sayan işçi düşmanı anlayışın en berbat temsilcilerinden biridir. AKP’ye ve Saray'a, yani “sermayenin demir yumruğu” olan rejimine dalkavukluk yapan Atalay, sendikacıdan çok “kullanışlı bir siyasi figür” olduğunu ispatlayan roller üstleniyor.

Saray rejiminin borazanı olan TRT televizyonu, arada bir bu yozlaşmış sendika ağasına ekranlarını açarak, ona Saray rejimine hizmet etme alanı açıyor. En önemli misyonlarından biri, asgari ücretin tespit edilmesinde figüranlık rolü oynamasıdır. 1 Aralık’ta AKP ile kapitalistlerin temsilcileriyle toplantı yaptıktan sonra basına açıklama yapan Türk-İş şefi, akşam saatlerinde ise TRT televizyonunda canlı yayına katıldı. Basın açıklamasında ne anlama geldiği belli olmayan birtakım saçma sapan laflar ederken, televizyonda asgari ücretle ilgili yaptığı açıklamalar, on yıllardır işçileri sırtından hançerleyen bu zatın, “bu kadar da olmaz” dedirten bir noktaya vardığını gösterdi.

***

Ergün Atalay’ın şefi olduğu Türk-İş, 30 Kasım 2022’de açlık ve yoksulluk sınırını açıklandı. Buna göre dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 25 bin 365 TL'ye yükselirken, açlık sınırı ise asgari ücretin 2 bin 285 TL üzerine çıktı. Yani asgari ücret 5500 TL iken açlık sınırı 7785 TL’ye ulaşmış.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda güya işçileri temsil eden Atalay, ‘kırmızı çizgilerini’ TRT ekranlarından ilan ederken şunları söylüyor:

“Asgari ücretin en düşük 7 bin 785 lira olması gerekiyor. Bu rakam kırmızı çizgi. Bu rakamın altında bir konuyla ilgili masada olmayız…”

Sendika ağasının Saray rejiminden ve kapitalistlerden istediği asgari ücret, 30 Kasım 2022 itibarıyla hesaplanan açlık sınırına tekabül ediyor. Enflasyon oranına bakıldığında açlık sınırının 1 Ocak 2023’e kadar 8 bin TL’ye ulaşması işten bile değil. Bunun anlamı şudur: İşçi sınıfını masada temsil etme iddiasında bulunan zat, asgari ücretin açlık sınırı altında kalmasını sağlayacak bir ‘zam’ talep ediyor. Utanmadan da bunu “kırmızı çizgi” ilan ediyor!

Bu, işçi sınıfına ihanetin de ötesine geçen bir tutum; bu ağa ve onun gibiler adına tam bir skandaldır. AKP şefleri bile bu kadar düşük bir ücreti telaffuz etmezken Ergün Atalay’ın bunu tam bir pişkinlikle canlı yayında söylemesi, kişinin kendi itibarını kurşuna dizmesi gibi bir şeydir. Belli ki, ona bu alçaltıcı görevi Saray tarafından dikte edilmiştir. Zira Saray rejimi bile bu kadar düşük bir asgari ücreti işçi sınıfına dayatmayı göze alamaz.

Bu açıklama Saray rejimine verilmiş bir “pastır.” AKP şefi, açlık sınırının biraz üstüne çıkan bir asgari ücret ilan ederek bunu “gole” çevirmek isteyecektir. Bu sayede işçi sınıfına “lütuf” yapmış havalarına girebilecek. Zira düşkün sendika ağasının talep ettiğinden daha yüksek bir ücret “lütfetmiş” olacak.

Bu açıklamayı yapan Ergün Atalay, Saray'ın “düşkün soytarısı” olmaktan öte özelliği olmadığını, efendileri karşısında tam bir sefil gibi davrandığını gözler önüne sermiştir. Bu madalyonun diğer yüzünde ise, işçi sınıfıyla küstahça alay etmek de var. Zira en düşkün sendika ağası bile, tespit edildiği anda açlık sınırının altında kalan bir asgari ücreti “kırmızı çizgi” ilan etme cüretini gösteremez. Bu işçi sınıfına yapılmış kaba bir hakarettir.

Saray rejiminin Türk-İş şefini kullanarak işçi sınıfına böylesine iğrenç bir oyun tezgahlaması, yazık ki işçi sınıfı hareketinin zayıflığından güç alıyor. İşçi sınıfı sadece Ergün Atalay gibi Saray soytarılardan değil, ondan da önemlisi, sendika ağalarını pervasızca kullanan AKP-MHP rejiminden de hesap sorana kadar bu iğrenç oyunu bozmak mümkün olmayacaktır.