Sağlık Bakanlığı'nın sağlık emekçilerinin tümünü kapsamayan ek gösterge ve maaş artışı açıklamalarına tepki olarak Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)’in çağrısı ile sağlık emekçileri tüm illerde iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
İstanbul, Antalya, Hopa, Cizre, Şırnak, Çorum, Mersin, İzmir, Diyarbakır’da gerçekleşen iş bırakma eylemlerinde hekimlere yönelik maaş artışının ve yıllardır sözü verilen ek göstergenin ayrım gözetilmeksizin tüm sağlık emekçilerine uygulanması istenildi.
“Sağlık ekip işidir! Herkese insanca yaşayacak temel ücret istiyoruz”
İstanbul’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yürüyüş gerçekleştirildi. Samatya'da eylem yapan sağlık emekçikeri hastane içinde yürüyüş yaparak iş bırakma çağrısı yaptı. Eylem sonrası sağlık çalışanları Cerrahpaşa'ya geçti. Cerrahpaşa’da Dev Sağlık-İş ve Sağlık-İş üyesi işçilerinin destek verdiği eylemde konuşan SES İşyeri Temsilcisi Aydın Erol konuştu.
Okmeydanı Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesinde, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Seyrantepe ek hizmet binasında, Eyüp, GOP Eğitim Araştırma’da sağlık emekçileri iş bıraktı.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Kardiyoloji Enstütüsü’nde iş bırakan sağlık emekçileri ise hastane önünde açıklama yaptı. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki sağlık emekçileri de iş bıraktı.
Çapa’da yürüyüş engellendi
Çapa’da İstanbul Üniversitesi Hastanesi önünde yapılan açıklamada “Sağlık ekip işidir! Herkese insanca yaşayacak temel ücret istiyoruz” pankartı açıldı. TTB Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın ve Pınar Saip’in konuştuğu eylemde SES Şişli Şubesi Eşbaşkanı Abuzer Aslan açıklama yaptı. Aslan, iktidarın emeğe, emekçilere, halka karşı “ekonomik darbe” yaptığına vurgu yaparak “İktidar, yakın çevresi ve bir avuç vurguncu dışında hepimiz kaybediyoruz. Yani hepimiz kaybederken bir müteahhit çetesi kazanıyor” dedi. Ülkenin kaynaklarının TÜGVA, TÜRGEV, Ensar İlim Yayma Cemiyeti gibi vakıflara ve cemaatlere aktarıldığına dikkat çeken Aslan şunları ifade etti:
“Görüldüğü ve yaşandığı üzere nüfusun büyük bir bölümü insanca yaşam koşullarının çok uzağında, açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Buradan ekonomik krizin altında ezilen tüm halkımız ve tüm emekçiler için bir kez daha söyleyelim ki; baskılara boyun eğmedik eğmeyeceğiz, ekonomik krizi biz yaratmadık faturasını da biz ödemeyeceğiz.”
Açıklamanın ardından sağlık emekçileri Çapa’dan Çemberlitaş’ta bulunan İl Sağlık Müdürlüğü’ne yürümek istedi. Polis tarafından yürüyüş engellenirken, İl Sağlık Müdürlüğü önüne toplu ulaşım ile geçildi.
İl Sağlık Müdürlüğü önüne giden sağlık emekçilerine polisin tacizi devam etti. Sağlık emekçileri ise tüm engelleme girişimlerine sloganlarla karşılık verdi ve Sağlık Müdürlüğü önünde açıklama okundu. Açıklama boyunca "Direne, direne kazanacağız!", "Zafer direnen emekçinin olacak!", "Sefalete teslim olmayacağız!", "Birleşe, birleşe kazanacağız!" sloganları atıldı.
Basın emekçilerinin de polis tarafından engellendiği eylemde ilk sözü alan SES Bakırköy Eşbaşkanı Hatip Şengül, Sağlık Bakanlığı’na seslenerek “Bizi hasta ile, hasta yakınları ile, emniyet güçleri ile karşı karşıya getirmekten vazgeçin” dedi ve süreci beraber yürütme çağrısı yaptı.
İSAHED Başkanı Vildan Aydın da “Görev, iş ve cezanın en ağırları sırtımıza yüklenirken ödeme ve zam konusunda yok sayılıyoruz” diyerek sağlık çalışanlarına yapılan haksızlıklara dikkat çekti.
SES Aksaray Şube Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Bakır, Türkiye’de sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının ağırlığının pandemi döneminde ortaya serildiğini belirtti.
SES Şişli Şube Eşbaşkanı Fadime Kavak da yaptığı konuşmada “Öncelikle çalışma koşullarımızın düzeltilmesini, ücretlerin yükseltilmesini, söz verilen 3600’ün derhal yarın ödenmesini istiyoruz” dedi.
“Bu kaderi biz yazmadık bozacak olan biziz”
Konuşmaların ardından okunan basın açıklamasında şunlar ifade edildi:
“Döner sermaye performans uygulamalarının kaldırılarak, insanca yaşayacak ve emekliliğe yansıyacak temel ücret için,
3600-7200 ek gösterge sözünün yerine getirilmesi için,
Covid 19 un iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için,
Yıpranma payının koşulsuz ve şartsız hayata geçirilmesi için,
Etkin bir sağlıkta şiddet yasasının çıkarılması için,
Ve tüm bu taleplerimizin sağlık alanında görev yapan meslek gruplarının tamamını kapsayacak şekilde olması için, bugün alanlardayız!
Taleplerimiz karşılanana ve insanca yaşama koşullarımız sağlanana kadar hep birlikte, sözümüzü de SES’imizi de yükselterek daha da güçlü mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Eylem son olarak “Üreten, giydiren, doyuran biziz. Açlığa sefalete mahkûm edilen biziz. Bu kaderi biz yazmadık bozacak olan biziz” sözleriyle bitirildi.
Şişli’de bildiri dağıtımı
Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sabah saatlerinde bildiri dağıtan İstanbul Şişli Şube yönetici ve üyeleri iş bırakma eylemi hakkında sağlık emekçilerini ve halkı bilgilendirdi.
Mardin’de engelleme, Diyarbakır’da polis ablukası
SES Mardin Şubesi üye ve yöneticileri, iş bıraktıkları Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin kapısına eylemle ilgili pankartlar asarken, polisler, Mardin Valiliği'nin “eylem-etkinlik yasağı”nı gerekçe göstererek pankartların kaldırılması istedi. Sağlık emekçilerinin talebi reddetmesi üzerine tartışma yaşandı.
Sağlık emekçilerinin hastane önündeki bekleyişi sürerken, SES Mardin Şubesi, yaşananlara dair sosyal medya hesabında şu paylaşımda bulundu:
“Mardin Valiliği haksız ve hukuksuz yasaklama kararlarını bahane ederek Artuklu Eğ. ve Ar. Hastanesi'nde devam eden iş bırakma eylemimizi engellemeye çalışmaktadır. Ayrımcılıkları ve siyasileşmiş yönetim anlayışıyla tanıdığımız Mardin Valiliğinin baskıcı uygulamalarını kınıyoruz!”
Diyarbakır Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesi'nde iş bırakma eylemi polis ablukası altında gerçekleşti. “Vazgeçmiyoruz, haklarımız için direniyoruz” diyen sağlık emekçileri eylemlerini sürdürdü.
***
Tüm illerde iş bırakan sağlık emekçilerinin eylemlerinde ortak okunan açıklamada ekonomik krizin etkilerine değinilerek şunlar ifade edildi:
“Ekonomik krizle birlikte iyice yoksullaşan halkın verdiği vergiler sağlık hizmeti almasına yetmiyor. 14 kalem de halkın cebinden çıkan katkı-katılım payları ve ilave ücretler, SGK ödemesi kapsamından çıkarılan ilaçlar ve yılbaşından sonra zam gelecek diye piyasaya sunulmayan yüzlerce kalem ilaç nedeniyle yaşanan ilaç krizi, ilaçta reklamın ve reçetesiz ilacın önünü açacak uygulamalar, Eczacıları SGK’nın tahsilatçısı konumuna düşüren muayene ücretleri, İlaç politikaları nedeniyle eczanelerin yaşadığı ekonomik zorluklar, Halk sağlığı için yaratacağı risklere aldırış etmeden ilaçların marketlerden satılması ve zincir eczanelerin yaşama geçirilmesi girişimleri. Pandemi koşullarının tıkattığı sağlık sistemi nedeniyle kronik hastalıkları olanların dahi sıra alamaması, Koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerine ve özel sektöre bütçeden ayrılan payların büyüklüğü, insanların yaşam alanlarına yakın hastanelerin kapatılması, erişim olanaklarının zor olduğu şehir hastaneleri bünyesinde sermayeye kaynak aktarılan uygulamalar başta olmak üzere birçok sorun sayabiliriz.”
Özlük haklarını bölmeye yönelik uygulamalarla karşı karşıyayız
Bunca sorunun yaşandığı yetmezmiş gibi işyerlerinde ekip olarak çalışan emekçilerin ekonomik ve özlük haklarını bölmeye yönelik uygulamalarla sağlık emekçilerinin sıklıkla karşılaştığı aktarılan açıklama şu şekilde devam etti:
“TİS döneminde ek ödemelerin belli sayıda meslek grubuna verilip diğerlerine verilmemesi, en son 1 Aralık’ta torba yasada yaşatılan benzer durum çalışanlar arasında tartışmalara neden olmuştur. Torba yasada hekimlerin sabit ek ödemeleri ile emekli ek ödemelerine yönelik azda olsa yapılan artışı olumlu bulduk. Bu düzenlemenin tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri içinde yapılması için yasa teklifleri hazırladık. Mücadele yürüttük. Ancak hükümet yetkilileri, muhalefetin bizler için verdiği teklifi kabul etmedikleri gibi emekli hekim ve diş hekimleri için yaptıkları düzenlemeyi de geri çektiklerini ifade edip görüşmeleri ileri bir tarihe ertelediler. Bu durum kabul edilemezdir, iş bilmezliktir. Sağlık ortamının iş barışını, huzurunu kökten dinamitlemektir.”
Sağlığın ekip işi olduğunu ve ekibin her bir üyesinin insanca yaşayabileceği bir ücret ve güvenli çalışma koşullarında ekip olarak iş barışının bozulmadan çalışmak istenildiği dile getirilen açıklamada, ayrıştırılmaya çalışılan politikalara karşı mücadelenin süreceği belirtildi.