696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile taşerondan devletin kadrosuna alınan sürekli sağlık işçisiyim.
Hükümet birçok vaatte bulunmasına rağmen hiçbir hakkımızı karşılamayıp, var olan haklarımıza da saldırdı. Kadro sevincimizi kursağımızda bıraktı. Sağlık işçileri olarak, çalışma alanlarımızda yapılması beklenen iyileştirmeler için umut beslerken, mevcut hükümet bizi açlığa ve yoksulluğa itmek için türlü planlar yapıp uygulamaya koydu.
Ve bununla beraber, şu an dünya gündeminde olan koronavirüs salgınında bile canımızı hiçe sayarak canla başla çalışmamızı istiyor. Bu virüsün ülkeye tehlike arz etmesiyle birlikte, kendimizi koruma altına almak istememize bile tepki gösterdiler.
Çalıştığım hastane yönetimi maske takmamızı yasaklayarak "Hastalar sizi maskeyle görünce panik oluyor. Hastanede koronavirüsü var algısı yaratıyorsunuz." dedi.
Bir çalışma arkadaşımız koronavirüs sebebiyle hayatını kaybettiğinde, göstermelik olarak maske yasağı kaldırdı. Bu aşamaya kadar hastanede 20 işçi bu salgın hastalığa yakandı ve karantinaya alındı. Çalışamayacak duruma gelen arkadaşlarımız işe gelmedikleri için onların işleri bize paylaştırıldı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca her gün ekranlarda hastanelere yeteri kadar malzeme gönderdiğini söylese de bizim önlüğümüz yok, koruyucu ekipmanımız yok. Dezenfektan, tuvalet kâğıdı, peçete, su gibi ihtiyaçlarımız karşılanmıyor. Ayrıca günde bir adet maske takma hakkımız var ve 9-10 saat aynı maske altında çalışıyoruz.
Öldürücü salgın hastalık koşullarında bile işçi sınıfının payına düşen tek bir seçenek var, o da çalışmak.
Çalıştığımız ortamda tehlike altındayız. Hastalık taşıyıp taşımadığımıza dair test yapmadılar. Bütün bu süreçte çok yıprandık. Muayene olmak istediğimizde "Eğer hasta değilsen zaten hastalanacaksın muayene olmana gerek yok" diyerek kapıdan çeviriyorlar. Sağlık Bakanı her hastaneye hızlı kitler gönderdiğini söylese de bu da yalandan ibarettir.
Performans ödemeleri, ek ödemeler, ücretimizde iyileştirme ve ikramiye gibi isteklerimizi geri çevirdiler. Alkışlamaktan başka bir şey yapmıyorlar. Sağlık çalışanlarına %100 ek ödeme duyurusu yapanlar, bunların sadece doktorlar için olduğunu söylemiyor.
Toplum üzerinde farklı etki yaratmak ve gövde gösterisi yapmak istiyorlar. Her toplumsal meseleden kendilerine prim sağlamayı ihmal etmeyen hükümet, bu konuda da emeğimizin karşılığını ödüyormuş gibi gösterip kendi reklamını yapmayı ihmal etmiyor. Açlıktan ölmeyecek kadar yeten maaş karşılığında bir de sağlığımızı ortaya koymak zorunda bırakıldık.
Böyle bir düzende birbirimizden güç alarak mücadele etmekten başka çaremiz yok.
Çalışma alanlarımızda ve her yerde sesimizi gür çıkarmak zorundayız. Bizimle aynı kaderi paylaşan işçi arkadaşlarımıza farklı bir bakış açısı kazandırıp düzene başkaldırma çalışmalarımızı kuvvetlendirmeliyiz.
Çünkü bu düzen bize yoksulluk ve ötesinde ölüm getirmektedir.
Sağlık çalışanları ölmek istemiyor!
Yaşamak için sosyalizm!
Küçükçekmece’den sağlık çalışanı bir emekçi kadın