Metal İşçileri Birliği sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla “Rakamlar yalan söylemez!” dedi. MİB’de yayınlan açıklama şu şekilde:
“Sözleşme süreci boyunca başta TM olmak üzere sendikal bürokrasi beklentileri düşürmek için elinden geleni yaptılar. Kendi açıkladıkları yoksulluk sınırı bile 50 binlere dayanırken ne taslakları yoksulluk sınırını aşıyordu ne de yarattıkları 30 bin psikolojik sınırı metal işçilerini sefalet koşullarından kurtarıyor.
Metal işçileri insanca yaşamaya yeten ücret tartışmasını değil de kendilerini asgari ücretle kıyaslamaktadır. Bu, sermayenin ve sendikal bürokrasinin algı operasyonlarının bir sonucudur.
Metal işçilerinin bugün için örgütsüz ve dağınık olsa bile ortaya koyduğu tepki ile sözleşme bir yere geldi ve sermayenin ihtiyaçlarına uygun bir düzey belirlenmiş oldu.
İmzalanan sözleşme ve sendika bürokratlarının açıklamaları ışığında rakamların gerçekliğini ortaya koymak gerekiyor.
Sözleşmeyi ücret zammına, ücret zammını ilk altı aylık zamma sıkıştıran anlayış halen devam etmektedir ve bu da metal işçilerini sefalete sürüklemektedir. Bu ne demektir? İlk altı ay için hangi ücrret zammını alırsak alalım, metal işçisi TÜİK enflasyonuna mahkûm bırakıldığı ve ücretleri netten değil de brütten hesaplandığı sürece vergi dilimleri soyulmaya, kayıp yaşamaya devam edecektir.
100 bin metal işçisi 65 liralık saat ücretinin altındaydı!
65 liranın altındaki saat ücretlerinin 65 liraya çekilmesi yaklaşık 100 bin metal işçisini kapsamaktadır. Bu demektir ki, asgari ücretin 59 lira olan saat ücretine neredeyse denk bir ücretle metal işçilerinin çoğunluğu (8-9 yıl kıdeme kadar) sefaletin dibini yaşamaktaydı. İkramiye ve sosyal hakları hariç çıplak ücretler bütün metal işçileri için ortalama ücretler de asgari ücretler seviyesindeydi diyebiliriz.
Burada şunu ifade etmek gerekir ki, sosyal medyada, whatsapp gruplarında ve sendikaların açıklamalarındaki kimi rakamlar metal işçilerinin aldığı gerçek saat ücretini yansıtmamaktadır. Birçok fabrikada 8-9 yıl kıdeme kadar 65 lira ve altında saat ücretleri varken 68-69 gibi saat ücretleri yazılmaktadır. Bunun nedeni kimi fabrikalarda gruplandırmalar ve fabrikaların özgün durumundan kaynaklı istisnaların olmasıdır. Geneli yansıtmamaktadır. Bu da algı operasyonunu bir parçasıdır.
Saat ücreti ilk yıl için 150 liranın üzerine çıkmıyor!
İmzalanan sözleşme ile bir yıl kıdemini doldurmamış işçiler için brüt saat ücreti 115,8 liraya yükseldi. Mart enflasyonu ile 150 liraya çıkacağı sürekli propaganda ediliyor. Öncelikle şunu söyleyelim saati ücreti ilk yıl için 150 liraya çıkmış olmuyor. Ortalamaya vurduğunuzda ilk yıl için saat ücreti 133 liraya denk gelmektedir.
Ücretler 30 bin bandına ancak gelebildi
115,8 liralık brüt saat ücreti net olarak ücretin 21 bin liraya, ikramiye ve yakacak ile birlikte 28-29 bin liraya çıkması anlamına geliyor ki bu da kıdemsiz işçilerin genel olarak aldığı 64,39 liralık saat ücretine % 80’lik zam anlamına geliyor. 5 yıllık kıdeme sahip bir işçi için de kıdem zammı ile birlikte 125,8 liralık brüt saat ücreti 23 bin liralık net ücrete, ikramiye ve yakacak ile birlikte 30 bini gelebilmektedir.
Üç basamaklı zamlar kime yansıdı?
Ortalama %98’lik veya üç basamaklı zam söylemleri de esasında birçok işçiyi kesmemektedir. Sayısı az olan kıdemli işçiler üzerinden ortalama ücret yüksek gösterilmektedir. Kıdem zammı ile esasında eski-yeni işçiler arasında yarattıkları ayrım ile ortak mücadeleyi baltalanmış, kıdemli işçiler için birçok fabrikada işten çıkarmalara zemin hazırlanmıştır. Metal işçisi buna dikkat etmelidir.
Metal işçisi TÜİK enflasyonuna mahkûm!
Sözleşmenin devam eden altı aylık dönemlerinde metal işçileri TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına mahkûm edilmiştir. Bu da sözleşme dönemi sonuna kadar alınan ücretlerin erimesini garanti altına alınmasıdır. Metal işçilerinin gerçek enflasyon rakamlarının kullanılması talebi rafa kaldırılmıştır.
Vergi dilimi soygununa devam!
Ayrıca ücretlerin halen brütten hesaplanması yıl içinde metal işçilerinin vergi dilimlerinin değişmesine yılsonuna kadar %27’lik hatta %35’lik vergi dilimine girmesi anlamına gelmektedir. Bugün için bile yetersiz olan ücretler yıl içinde kesintilerin artması ve alım gücünün düşmesi ile iyiden iyiye eriyecektir. Enflasyon zamları da bunu engellemeyecektir. Bu çok açıktır.
Gelinen aşamada metal işçileri kedi ücretlerini asgari ücretle kıyaslamaktan vazgeçmeli, insanca yaşamaya yeten ücret talebiyle hareket etmelidir. Bunun için de örgütlenmekten, mücadele etmekten başka yolu yoktur."