Özer Elektrik işçileri bir aydan fazladır sendikal hakları için fabrika önünde onurlu bir mücadele sürdürüyorlar. Özer Elektrik sermayedarının yaptığı tekliflere kulak asmayan, “Birimiz değil hepimiz” diyen Özer Elektrik işçileri sendika fabrikaya girene dek mücadeleyi büyüteceklerini söylüyorlar.
İçerdeyse işçilere nefes aldırmayan Özer Elektrik sermayedarı son dönemde işe aldığı asker emeklisi Tuncay Dursun adlı şahıs üzerinden işçileri baskı ve tehdit altında tutuyor. Özer Elektrik işçileri, daha önce BBS Metal’de idari işler sorumluluğu yürüten bu şahsın orada da işçilerin önüne baskı ve tehditle dikildiğini belirtiyor. Bugünse Özer Elektrik'te sorumluluk alan Tuncay Dursun, fabrikada Özer Elektrik işçilerine adeta kan kusturuyor.
Özer Elektrik işçilerinin verdiği bilgilere göre, fabrikada her türlü hukuksuzluğu yürüten Tuncay Dursun, sendika üyesi işçilerin ailelerinin numarasını baskıyla alarak eşler üzerinden basınç yaratmaya çalışıyor. İşçilerin dolapları için iki anahtar taşıyan Dursun, anahtarların birine el koymuş durumda. Ayrıca içerideki bazı işçileri silahla tehdit ederek istifaya zorladığı da ifade ediliyor. Alenen suç işleyen bu işçi düşmanı direnişçilere “ceset” benzetmesi yaparak, çalışan işçileri de “onların yanına yollamakla” tehdit ediyor. Fabrikayı kendi karargâhı sanan Tuncay Dursun isimli şahıs molalarda iki işçinin yan yana gelmesini de yasaklıyor.
Tam bir zorbalığın hüküm sürdüğü fabrikada yasa ve hukuk hak getire. Özer Elektrik işçileri kendi emekleri üzerinden milyonlar kazanan asalak sermaye sürüsüne karşı insan onuruna yakışır bir yaşam istiyorsa, kapı önünde direnen işçi kardeşlerini sahiplenmeli ve üretimden gelen güçlerini kullanmalıdır.
Bugün pandemiyi fırsata çevirme hesapları yapan kapitalistler kendileri için dikensiz gül bahçesi yaratmak istiyorlar. Ücretsiz iznin yasalaşması, kısa çalışma ödeneğinin uzatılması, esnek çalışmanın genel kural haline getirilmesi… İşsizlik kılıcı tepemizde sallanırken, açlık mı hastalık mı ikileminin içine sıkışmışken, bizden kesilenlerle oluşturulmuş fonları yağmalayan, teşvik üstüne teşvik koparan sermayedarlar kârlarını büyütmede birbiriyle yarışıyor. Bu zorbalığa karşı işçilerin birliği ve üretimden gelen gücü tek silahıdır. Bu silahı kuşanmadığımız takdirde hak gaspları, onur kırıcı davranışlar, her türden zorbalık bizlere dayatılacaktır.
Bugün yapılması gereken; sermayedarlara ve onların uşaklarına karşı yan yana gelmek, dışarıda en temel hakları için direnen 10 işçinin mücadelesini büyütmektir.
Kızıl Bayrak / Gebze