MİB, sözleşme imzalandıktan sonra yatırılması gereken geriye dönük farkın birçok fabrikada yatırılmadığını belirterek metal işçilerini uyardı.
“Susma, farkını göster!
Ya hak ya eylem!
Sözleşme imzalandıktan sonra geriye dönük sözleşme farkının bir an önce yatırılması gerekiyordu.
Ancak, MESS üyesi birçok fabrikadan sözleşme farkının yatırılmadığına dair haberler geliyor.
Metal işçisi, aylardır kredi kartı limitini sonuna kadar tüketiyor, üst üste krediler çekmek zorunda kalıyor.
Bir nebze de olsa borçları kapatma umuduyla beklenen farkların ise yine yalan oluyor.
Eylül-Ekim 2023'te alınması gereken ücretler halen yatırılmış değil.
Zaten sefalet ücretlerine mahkum edilen metal işçisinde bıçak kemiğe dayandı.
MESS üyesi kapitalistlerin kazandığı servetin yanında sözleşme farkları devede kulak kalır.
Hem emeğimizi gasp ederler hem de üç kuruşluk parayı gıdım gıdım vermek isterler.
Utanmadan ödemedikleri farkların vergisini dahi kestiler.
MESS, metal işçisinin sabrını sınıyor.
Sözleşmeyi yoksulluk sınırının altında ücretle bitirmeleri yetmezmiş gibi, patron değnekçisi sendika ağalarını da arkalarına alarak, pervasızca uygulamalar hayata geçiriyor.
Günlerdir fabrikalarda şov peşinde koşan, pastalar kesen, konfetiler patlatan TM temsilcileri ve başkanlarından ise yine ses seda yok.
Muhatap olarak temsilcilere giden işçiler ya kapı duvar odalarla ya da oyalama taktikleriyle karşılaşıyorlar.
Keyifleri yerinde olan sendika ağaları, metal işçilerini krediyle, borçla baş başa bırakıyor.
Yine sahtekarlık, Ali Cengiz oyunlarının peşindeler.
Hatta bazı fabrikalarda, sözleşme farkının iki taksit şeklinde yatırılacağı söyleniyor.
Bir çift sözümüz de sendika ağalarına...
Yangından mal kaçırır gibi sözleşmeye imza attınız, şimdi neden bunun peşine düşmüyorsunuz?
Susma, diren, dikil karşısına hakkını çalanın!
Sözleşmenin imzalanmasının üzerinden üç haftadan fazla zaman geçti. Her şeye zam gelmeye, ücretlerimiz daha elimize geçmeden erimeye, biz işçiler kaybetmeye devam ediyor.
Üstelik, eksi hesaplardan dolayı kesilen faizler de cabası…
Patronların kazanında kepçe olmak istemiyorsak, SESİMİZİ ÇIKARMALIYIZ. Ama fabrikalarda, temsilci odalarında, şube binalarında…
Her bölümde, her vardiyada!
Karşılığı aylar önce çalışarak ödediğimiz sözleşme farklarını metal kapitalistlerinin insafına bırakamayız.
Banka, ev sahibi, tefeci beklemiyorsa, metal işçileri de bekleyemez.
İşçiler dilenci değil, sadaka da istemiyor. Hakkını istiyor!”