Geçtiğimiz günlerde toplanan Metal İşçileri Birliği (MİB) Türkiye Meclisi tüm metal işçilerine seslenen bir açıklama yaptı.
“Hakkımız olanı söke söke almak için birlik olma zamanı!
Farklı illerden ve MESS kapsamındaki bir dizi fabrikadan metal işçilerinin bir araya gelmesiyle topladığımız meclisimiz içerisinde bulunduğumuz Metal Grup TİS sürecine dair ortak bir irade belirlemiştir. Şu çok açıktır ki, meclisimizle birlikte oluşturulan fikir birliği ve mücadele iradesi çok önemlidir. Metal işçilerini kazanıma götürecek olan şey bu birliğin ve mücadele iradesinin büyütülmesidir. Meclisimizin sözleşme sürecine yaklaşımı ve aldığı kararlar tüm metal işçilerine çağrı niteliğindedir.
- Artan hayat pahalılığı ve düşen alım gücü ile metal işçileri sefalete mahkûm bırakılmaktadır. Taslaklardaki zam talepleriyle bile metal işçileri yoksulluk sınırını geçememektedir. İnsanca yaşamaya yeten ücret talebini yükseltmek, bunun için de dişe diş bir mücadeleye girmek durumundayız.
- Sendikalı olmamıza rağmen 10 yıla kadar bütün işçiler asgari ücret düzeyinde ücretler almaktadır. Ek zam talebimiz görmezden gelinip avans ve mahsuplaşma ile geçiştirilmeye çalışılmaktadır. Bizlerin ek zam talebi ortadadır. Bu çok açık ve nettir. Bizleri sefalete mahkûm edenler tepkimizin önünü almak için bizleri oyalamaya kalkıyor. Bunu kabul etmiyoruz. Brüt 4750 liralık avansı kabul etmediğimiz gibi mahsuplaşmak üzere alınacak rüşvet niteliğindeki sus payları da kabul edilemezdir.
- Vergi dilimlerinin düşürülmesi ile yıl içinde sürekli olarak ücretlerimizden kesilen gelir vergisi oranı artmaktadır. Bunu kabul etmiyoruz. Vergi oranları sabitlenmeli, yoksulluk sınırına kadar vergi alınmamalı, ücretlerimiz brütten değil netten yatırılmalıdır.
- TÜİK'in enflasyon rakamları gerçeği yansıtmamaktadır. Her sözleşme döneminde ücretlerimizin erinesine neden olmaktadır. Sözleşme kapsamında gerçek enflasyon rakamları esas alınmalı, ENAG gibi bağımsız kuruluşlara başvurulmalıdır.
- Çalışma saatleri kısaltılmalı, hafta tatillerinin uzatılmalı, sözleşmeli-taşeron çalışma yasaklanmalı, sendikal eğitimler mesai saatleri içinde fabrikalarda yapılmalıdır.
- Çocuklarımız için kreş hakkı, 8 Mart'ın tüm işçiler için resmî tatil ilan edilmesi, kadın işçiler için regl izni, fabrikalarda şiddetin ve tacizin önlenmesi şarttır.
- Sözleşme görüşmelerinin canlı yayınlanmalı, işçilerin onayı olmadan sözleşme imzalanmamalıdır.
Bizler biliyoruz ki, bu taleplerimizi bizlere altın tepside sunmayacaklar. İstiyor oluşumuz yeterli değildir. Taleplerimize sahip çıkmalı, onları elde etmek için birliklerimizi kurmalıyız. Kazanana kadar geri adım atmadan mücadele etmeliyiz.
Bizler her mücadeleye atıldığımızda sermayenin tehditleriyle, baskılarıyla; AKP hükümetinin grev yasaklarıyla, polis tehdidiyle; sendikal bürokrasinin ayak oyunları, ihanetleriyle karşılaşıyoruz. Hepsi karşımıza dikiliyor. Bunları hepimiz görmeliyiz. Hakkımız olanı almak istiyorsak en az onlar kadar örgütlü olmalıyız. Elbette bu bir anda olmayacaktır. Meclisimiz önemli bir adım atmıştır. Bu adımı fabrika fabrika komiteler kurarak büyütmeliyiz. Fabrikalar arası kurullarla güçlendirmeliyiz. Bu ilk adımları atmak çok önemlidir. Kazanıma giden yol buradan geçer. Örgütlü bir güç olarak inisiyatif alamadığımız sürece emeğimize ve geleceğimize sahip çıkamayız.
Unutmayalım ki, bu sözleşme sürecinde de iki sınıf karşı karşıya geliyor. Karşımızda sermayedarlar ve onların hizmetindekiler. Bizlerse işçi sınıfı olarak el ele vermeli, sıkılı bir yumruk gibi davranmalıyız. İşçi sınıfı tarihi boyunca ne kazandıysa böyle davrandığında kazanmıştır. Bunu aklımızdan çıkarmayalım.
Metal İşçileri Birliği Türkiye Meclisi’nin bütün metal işçilerine çağrısıdır: Fabrikalarımızda komitelerimizi kuralım, fabrikalar arası kurullarımız için adımlarımızı atalım. Sözleşme sürecindeki kazanımımız ne kadar örgütlü olduğumuza bağlıdır. Bunu aklımızdan çıkarmayalım.”