Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu (MİB-MYK) olarak Ocak ayı toplantımızı gerçekleştirdik. Toplantımızda sınıfa ağır sonuçlarının olduğu ekonomik kriz, asgari ücrete yapılan sefalet zammı ve tüm metal işçilerini ilgilendiren MESS ile sürmekte olan Grup TİS süreci üzerine değerlendirmeler yapıldı ve belli sonuçlar çıkarıldı.
Krizin faturası enflasyon ve zamlar ile işçi-emekçiye kesiliyor
Türkiye’de sürmekte olan siyasal ve ekonomik krizin faturası son aylarda yaşanan zam furyası ile işçi ve emekçilere kesilmek isteniyor. Neredeyse hemen her gün iğneden ipliğe gelen zamlar ile hayat artık çekilemez bir duruma gelmişken, çalışma koşullarımız daha da ağırlaşmakta. Sermaye iktidarının yalan aparatı TÜİK 2021 enflasyonunu %36’larda göstermek için elindeki her türlü oyunu oynamıştır. Milyonlarca işçi ve emekçiye yapılacak olan ücret zamları bu orana dayandırılarak sefalet sınırlarında tutulacaktır. Bağımsız akademisyenlerin kurduğu ENAG ise gerçek enflasyonun %82 seviyelerinde olduğunu söylemektedir. Bir de bununla beraber yılbaşı gecesi elektriğe, doğalgaz gibi birçok temel ihtiyaçlara gelen fahiş zamlar TÜİK’in bile hesabına göre yılın başında enflasyonun %50’lere çıktığını göstermektedir.
Türkiye bir yandan sermaye için ucuz işgücü cenneti olurken, işçiler için ise sömürü cehennemine çevrilmiştir. Birçok işçi ve emekçinin bu durumdan rahatsız, öfkeli olduğu birçok şekilde gözlemlenmektedir. AKP iktidarının işçi ve emekçilere “müjdeleri” bir gün hatta saatler içinde geri tepmekte, yalanları açığa çıkmaktadır. AKP iktidarının her politikasının sermayenin ihtiyaçları için olduğu, toplumda her gün daha fazla görülmektedir. Tüm bunlarla beraber AKP’nin karşısında duran düzen muhalefeti ise tepkileri, öfkeyi bastırmak, dindirmek için seçimleri adres göstermektedir. İşçi ve emekçilerin biriken sorunlarının çözümü için sandığı beklemelerini tavsiye etmektedir. Seçimlerin mevcut sorunlarımıza çözüm olmayacağını, işçi-emekçilerin tek çözüm yolunun kaderimizi kendi ellerimize almaktan geçtiğini hatırlatırız. MİB MYK bu noktada, emekçileri, ortak sorunlara ortak talepler ekseninde birlik olup örgütlü mücadeleyi büyütmeye çağırmaktadır.
Asgari ücrette, şapkadan çıka çıka yine sefalet çıktı
Asgari ücret büyük bir şov eşliğinde, sarayda, yanına topladığı sendika ağaları ile birlikte, bizzat Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Açıklandığı andan itibaren de yapılan gösterinin işçiler için büyük bir aldatmaca olduğu ortaya çıktı. Asgari ücrete yapılan “en büyük zam” söylemleriyle gerçekleşen “zammın”, temel ihtiyaç ürünlerine gelen yeni zamlarla ve belli olan ayrıntılarla büyük bir aldatmaca olduğu görüldü. Halen asgari ücretteki belirsizlikler netleşmiş değil. Asgari ücret vergiden muaf tutuldu ancak AGİ’nin kalkması, dolaylı vergilere (KDV-ÖTV vb.) gelen fahiş zamlar ve artan hayat pahalılığıyla asgari ücret 2022 yılında da sefalet ücreti olmaya devam edecek. Ayrıca söylenen tarihi olduğu savunulan %50 zam oranı, TÜİK’in düşük gösterdiği enflasyonun bile 2022 Ocak ve Şubat ayında eriyip gidecektir. Bununla birlikte sermayeye teşvikler yine tam gaz devam edecek. Ayrıca en alt sınır olması gereken ve açlık sınırına denk düşen “asgari ücret” çalışanların daha da geniş bir kesimine dayatılacak. Sefalet işçi-emekçiler arasında yaygınlaşacak. Kriz koşullarında kendi kârlarını korumak için “artan işçi maliyetlerini” bahane eden sermayedarlar, yeni yılda işten atmaları da daha yaygın biçimde devreye sokacak. İşçi sınıfı bu sefalet koşullarını kabul etmemeli ve fabrikalardan başlayarak harekete geçmelidir.
Sözleşme süreci kritik aşamada! Ortak taleplerle, ortak mücadele!
MESS ile süren Metal Grup TİS sürecinde uyuşmazlık zaptının tutulması ve grev kararlarının alınması ile birlik MESS teklifini %12’lerden %21’lere kadar çıkarttı. Mart 2022’deki enflasyon zammı ile %50 teklif eden MESS’e yeşil ışık yakan Pevrul Kavlak, metal işçilerini ikna etmek için elinden geleni yapan sendika bürokratları adım adım satış sözleşmesine yürüyor. Danışıklı dövüş devam ediyor. Taslakların açıklandığı ilk günlerden beri işçilerin taslakların yetersiz olduğunu söylemelerine kulaklarını tıkayan sendika ağaları, metal işçisinin taleplerini içermeyen taslaklarla göstermelik eylemlerle metal işçisini kandırmaya çalışmaktadır.
Ne MESS’in dayatmaları ne de sendika bürokratlarının MESS’e sunduğu yetersiz taslaklar metal işçisinin taleplerini yansıtmaktadır. Metal işçisinin hem MESS’e hem de sendikal bürokrasiye karşı öfkesi artmıştır. Ancak bu oluşan rahatsızlık, fabrikalardan yükselen sesler yeterli değildir. Metal işçisi taleplerini netleştirmeli ve inisiyatifi eline almalıdır. Kazanmanın tek yolu da budur.
MİB MYK olarak tekrar söylüyoruz, sözleşme süreçleri ücret zamlarına sıkıştırılmamalıdır. MESS’in bu TİS’te de çalışma yaşamına dair ciddi dayatmaları bulunmaktadır. Kapitalistler, kazanılmış haklarımıza göz dikmektedir. Bu yüzden metal işçisi insanca yaşanabilecek bir ücret talebini yükseltirken, bununla beraber, 3 yıllık sözleşmeye, deneme süresinin 4 aya çıkartılmasına, ikramiyelerin çalışılan gün sayısına göre verilmesine, sendikal izinlerin tırpanlanmasına ve de kıdem tazminatının gaspı anlamına gelen taslak maddesine karşı da mücadeleyi yükseltmelidir.
Bu süreçte, yıllık enflasyon %80’i aşmıştır. Yoksulluk sınırı 13 bin liradır. Bütün metal işçileri bu gerçekleri görmelidir. İnsanca yaşamaya yeten zam talebini bu gerçekler ışığında belirlemelidir. Halen geç değildir. Taslakların revize edilemeyeceği yalanına kanmamalıyız. Bizler inisiyatif alırsak, gücümüzü ortaya koyarsak değişmez denilen her şeyi değiştirebiliriz.
Birleşik Metal’in 14 Ocak itibarıyla 4 fabrikada başlatacağı grev kararı da önemlidir. Ancak, göstermelik bir grevin ötesine geçmesi için metal işçileri inisiyatif almalıdır. Olası bir grev yasağına, baskılara, satış sözleşmesine karşı metal işçileri birliğini kurmalıdır. Bize rağmen sözleşmenin imzalanmasına izin vermemeliyiz.
Tablomuz ortadadır: Metal işçisi geçmiş mücadele deneyimlerinden de dersler çıkartarak, olası bir satışa engel olmak için; metal işçisini köleliğe ve sefalete razı etmeye çalışan MESS kapitalistlerine, işbirlikçi sendika bürokratlarına ve her adımıyla sermayeye hizmet sunan AKP-MHP iktidarına karşı topyekûn bir mücadele yürütmelidir. Bunun içinde sendika ayrımı gözetmeden, ortak taleplerle, ortak bir mücadele için adım atmalıdır. “Kazanmak için grev, grev için komite” bakışını benimsemeli ve söz-yetki-karar hakkını eline almalıdır. İşbirlikçi, ihanetçi sendikal bürokrasinin bize rağmen bir sözleşme imzalaması ancak bu şekilde boşa düşürülebilir.
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu
