“MESEM mesleki eğitim değil, çocuk emeği sömürüsüdür”

Birleşik Metal-İş MESEM'ler ve çocuk ölümleriyle ilgili düzenlediği basın toplantısında MESEM projesinin durdurulmasını talep ederek önerilerini sıraladı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 15 Şubat 2024
  • 21:30

Birleşik Metal-İş MESEM'ler ve çocuk ölümleriyle ilgili düzenlediği basın toplantısında MESEM projesinin durdurulmasını talep ederek önerilerini sıraladı.

MMO İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar konuştu. 14 yaşında MESEM kapsamında çalıştırıldığı yerde katledilen Arda Tonbul’u hatırlatan Atar MESEM’in çocuk işçiliğine yasal kılıf olduğuna dikkat çekerek şunları ifade etti:

“Mesleki eğitim, bireyleri toplumsal yaşam için gerekli mesleklere dair fiziksel ve zihinsel bilgi ve becerilerle donatan, ekonomik ve sosyal anlamda hayata hazırlayan bir süreçtir. Ancak bu alanda sermayenin talep ve ihtiyacı doğrultusunda benimsenen neoliberal politikalar ve yapılan düzenlemeler, bu tanımın aksine, öğrencilerin ucuz işgücü haline getirildiği, sömürüye dayalı bir gerçeği ortaya koyuyor.

‘Mesleki eğitim’ adı altında öğrencilerin ucuz işgücü olarak kullanılması, 2016 ve 2021 yıllarında yapılan iki yasa değişikliği ile ciddi biçimde arttı. Bu yasal düzenlemelerle mesleki eğitimin en önemli sacayağını oluşturan meslek liselerindeki öğrencilerin fiilen okuldan ayrılarak çocuk işçi olarak çalışmasının önü açıldı.”

MESEM projesinin detaylarını aktaran Atar MESEM öğrencilerinin çalışma koşullarına ilişkin şunları ifade etti:

“MEB’e bağlı eğitim kurumları aracılığıyla işçi olarak sermayeye pazarlanan çocuklar, daha birinci sınıftan itibaren okullarından koparılarak sanayiye sokuluyor. Sistem, çocukların haftanın 4 gününü fabrikada, 1 gününü okulda geçireceği şekilde kurgulanmış. Ancak alandan gelen bilgiler, çocukların çok daha fazla süreyle çalıştırıldığına işaret ediyor. Yasaya aykırı şekilde gece geç saatlere kadar çalıştırılan, hafta sonları da işe çağrılan çocuklar var. Okullarda eğitime ara verildiği dönemlerde örgün eğitimdeki çocuklar tatil yaparken, bu çocuklar fabrikada işçilik yapmaya devam ediyor. Bu durum, işte çok yorulan, eğitimden fikren uzaklaşan çocukların okulla bağlantısının tamamen kopmasına yol açıyor.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği açısından da çocukların fabrika ortamında bulunması, tehlikeli koşullarda çalıştırılması, tıpkı Arda gibi makinenin olduğu yerde tek başına bırakılması, daha vücut gelişimini tamamlamamış çocuklara erişkinlere yönelik kişisel koruyucu donanım verilmesi ya da hiç verilmemesi, hijyen kurallarına uyulmaması, ısınma ve havalandırmanın yeterince olmaması gibi ihmaller, çocukları büyük tehlikelerle yüz yüze getiriyor.”

Mesleki eğitim vermesi gereken okulların çocuk emeğinin ticaretini yapan kurumlar haline dönüştürüldüğünü belirten Atar şöyle devam etti:

“Sonuç olarak;

* MESEM projesinden derhal vazgeçilmelidir. Kamu kaynakları sermayenin çıkarı doğrultusunda çocuk işçiliğine yasal kılıf sağlayan MESEM’ler için değil, gerçek ve nitelikli bir mesleki eğitim için meslek liselerinin güçlendirilmesi amacıyla kullanılmalıdır.

*Staj yapacak öğrenciler için yaş sınırı getirilmelidir. Staj alanları çocukların fiziksel, ruhsal ve akademik gelişimleri için uygun olmalı, sistematik olarak denetimi ve takibi yapılmalıdır. Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çocuğun üstün yararı gözetilerek ek önlemler alınmalı, koruyucu düzenlemeler yapılmalıdır.

*Meslek liseleri bünyesindeki okul atölyelerine, işliklere yatırım yapılmalı; çocuklar ilk pratik eğitimlerini bu atölye ve işliklerde yapmalıdır. Öğrenciler temel mesleki dersleriyle altyapıları oluştuktan sonra, son sınıfta, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin eksiksiz alındığı, denetim ve takibin sağlandığı koşullarda sınırlı sürelerle fabrika ortamına sokulmalıdır.

*Öğrencilerin staj yapacağı işyerlerinin seçimi için kriterler net şekilde belirlenmeli, bu kriterleri yerine getirmeyen işyerlerine öğrenci gönderilmemelidir. İşletmelere kurallara uymamaları ve yasa dışı işlem yapmaları durumunda etkin yaptırımlar uygulanmalıdır. Stajyer öğrencilere uygun kişisel koruyucu donanım sağlanmalıdır.

*Usta öğreticilik belgesi alma koşulları zorlaştırılmalı, usta öğreticiler yüz yüze ve uygulamalı pedagojik eğitimden geçirilmelidir.

* 12 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin yerine getirilen ve 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 eğitim sistemi, çocuk işçiliğini besleyen bir sistemdir. Bu nedenle kademeli eğitimden vazgeçilmeli, yeniden 12 yıllık zorunlu temel eğitime dönülmelidir.

* Çocuk işçiliği yoksulluğun bir sonucudur. Yoksullukla mücadele kapsamında gerekli sosyal politikalar hayata geçirilmelidir. Çocuk işçiliğine ve çocukların örgün eğitimden koparılma riskine karşı meslek lisesi öğrencilere ve ailelerine ekonomik destek sağlanmalıdır.”