Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK), devletin diğer kamu emekçileri konfederasyonlarıyla Toplu İş Sözleşmesi (TİS) Kanunu’na aykırı yürüttüğü görüşmeler ve önümüzdeki dönem KESK’in yürüteceği çalışmalara dair basın toplantısı düzenledi. KESK Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda açıklamayı KESK Eş Genel Başkanı Şükran Yeşil Kablan yaptı.
Ekonomik iflasın emekçilerin sırtına yıkılmak istendiğini vurgulayan Kablan, Memur-Sen, Kamu-Sen yöneticileri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında yapılan görüşmelerde; yıllardır mali, sosyal ve özlük hakları yok sayılan tüm kamu emekçilerinin ağırlaşan hayat pahalılığında beklentilerini aşağıya çekmeye yönelik manevralara bir yenisi daha eklendiğini söyledi. Ağustos ayında varılan mutabakatın, artan hayat pahalılığı ve TL’nin döviz kuru karşısında pula döndüğünü kaydeden Kablan, bunun emekçilerin gelirlerini hızla erittiğini belirtti.
Kablan, taleplerini şöyle sıraladı:
“* Öncelikle tüm kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaşları Ocak ayından itibaren en az asgari ücrete yapılan artış oranında artırılmalıdır.
* Elbette ki bu artış maaşları TÜİK’in sanal rakamlarına endekslenen kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı kayıpları gidermeye yetecek bir artış değildir. Kamu emekçilerimin insanca yaşamasını sağlayacak bir maaş için formül açıktır. Bunun tek yolu eşi çalımlayan, iki çocuklu bir kamu emekçisinin maaşında ve kira yardımı, ulaştırma yardımı, yemek yardımı gibi kalemlerde yapılan artışla dört kişilik ailenin yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasından geçmektedir.
*Üç buçuk yıl önce bizzat Cumhurbaşkanı tarafından söz verilen ama aradan geçen zamanda yılan hikâyesine çevrilerek unutturulmak istenen 3600 ek gösterge konusu tüm kamu emekçilerini kapsayacak şekilde çözülmelidir.
*Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi her türlü güvencesiz istihdama son verilmeli, tüm kamu emekçileri güvenceli-kadrolu istihdam edilmelidir.
*Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerin görevlerine iade edilmeli, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmalıdır.
*Kamu emekçilerinin bugün önündeki en büyük engel adına toplu sözleşme dense de onları kapı kulu olarak gören mevcut sistemdir.”