Ege İşçi Birliği’ne ulaşan Türk Metal üyesi bir işçi 1 Mayıs’a ilişkin görüşlerini paylaştı. EİB’in sosyal medya hesabında yer alan paylaşımlar şu şekilde:
“İzmir'den bir metal işçisinden…
İşte Türk Metalin 1 Mayıs'ı...
Bir yandan CMS'de Türk Metal tarafından fişlenen yüzlerce işçi diğer yanda kuru milliyetçilik ile örtülen işçi düşmanlığı.
Bir yanda Ege Çelik’te patronun taşeron dayatması diğer yandan Türk Metalin patrona biat etmesi.
Bir yanda Micha’da öncü işçileri işten atılmasını sağlayan Türk metal diğer yanda 1 Mayıs meydanında kuru milliyetçilik…
Metal işçisi kardeşim işte bunun aynısını 2015 Metal fırtınada da yaptılar işçiler ücret eylemleri yazarken Türk Metal elinden Türk bayrağı ile poz veriyordu. Bugünde aynısı millet ekmeğinden oluyorken onların ağzından aynı vatan millet Sakarya. Sömürücü sermaye devletinden farkları yok bunların. Çünkü bunları işi işçi fişlemek, sermayeye biat etmek, işçi aidatları üzerinden asalakça yaşamak. Bunlar emeğe dair bir şey bilmez, bunlar mücadeleye dair bir şey bilmez, bunlar taşeron düzeni nedir anlamaz.
İşte bu ihanet çetesinin tek sığındığı şey işçilerin millî ve dinî duygularını istismar etmek...”
“Bu iki resimdeki ortak nokta nedir?”
Bir başka paylaşımda ise Lezita işçilerine ve İstanbul 1 Mayıs’ında yaşanan polis saldırısının fotoğraflarına işaret edilerek şunlar ifade edildi:
“Bu iki resimdeki ortak nokta nedir?
Biri 1 Mayıs fotosu polis ve 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkmak isteyen devrimci irade.
Diğer yanda haklarını aradığı için gözaltına alınan Lezita işçileri, ayrıca gözaltında jandarma tarafından fişlenirsiniz denilerek tehdit edilen Lezita işçileri.
Tam 54 gündür Lezita sürüyor peki bugün 1 Mayıs'ta bazı görüntüler üzerinden polisimize vurdular haberi yapanlar neden 54 gündür Lezita'yı görmüyor. Aynı polisin aynı jandarmanın Lezita'da, Agrobay'da işçileri yerlerde sürüklediğini yazmıyor neden?
Çünkü bu kanalların sahipleri sen ben değiliz işçi kardeşim bu kanalların sahibi sermaye sınıfının ta kendisi.
Bugün sendikalaşma hakkın yok sayılıyor mu?
Bugün ücretin açlık sınırı dibinde mi?
Bugün iş güvencen elinden alındı mı?
Bugün ulaşım, sağlık, eğitim özelleşti mi?
İş cinayetleri mahkeme kapılarında kayboluyor mu?
Taşeronlaşma ile ucuz iş gücü arttı mı?
Patronlar fabrika içinde 16 saat mesai dayatıyor mu?
Peki 1 Mayıs Taksim'de neden yasaklanıyor? Amaç ne, Taksim'de sermayeyi korkutan nedir?
Düşün işçi kardeşim kavga etmezsen açsın, yoksulsun, geleceğin ellerinden alınır. Yasakları değil haklarını savunmak için kavga etmelisin yoksa sana insanlık yok…”
“İDÇ sermayesinin 1 Mayıs aymazlığı!”
Bir başka işçi ise İDÇ sermayesinin 1 Mayıs’ta ikram ettiği keki teşhir ederek tepki gösterdi. Paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
“İDÇ sermayesinin 1 Mayıs aymazlığı!
İşçiyle dalga geçiyorlar!
İDÇ Sermayesin bir yandan 16 saat gibi insanlık dışı bir uygulamayı aylardır sürdürürken diğer yandan 1 Mayıs'ta yeni çelikhanenin üretim yapacağını duyurarak mesaiye gelmeyenleri işten atmakla tehdit ediyor.
Aynı İDÇ sermayesi birde utanmadan o gün işçiye 1 Mayıs diyerek özel pakette kek ikram ediyor. İkram edilen kek 1 Mayıs’ın mücadele günü olarak anılmasını es geçip sadece emek ve dayanışma günü olarak yazdırıyor.
İDÇ işçisi kardeşim sana 1 Mayıs'a gitme diyenlerin sana reva gördüğü 16 saat çalışma insani değildir.
Sana reva görülen bu uygulama yine geçinemediğin ücretlerden kaynaklıdır.
İşte 1 Mayıs bu haramzade düzene karşı var. Bunu iyi bilen sermaye sınıfının derdi tam olarak işçinin bu köle düzeninde kalma isteğidir…”