Maltepe Belediyesi’nde işçilerin haklı grevine karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), grev kırıcılığını savunduğu bir açıklama yayımladı.
Çöplerin toplanmamasıyla ilgili İBB’ye “çok sayıda şikayet iletildiği” iddia edilen açıklamada, İBB’nin çöpleri toplayarak yaptığı grev kırıcılığı, “halk sağlığının ve dengeli bir çevrede yaşamanın anayasal bir hak olduğu” bahanesiyle gerekçelendirildi.
İşçilere reva görülen sefalet koşulları, pandemi sürecinde işçilerin sağlığını hiçe sayan uygulamalar ve virüse karşı yeterli önlem alınmaması gerçeği orta yerde duruyorken, çöplerin toplanmamasının “hayati önemde olduğu” hatırlanan açıklamada, grev kırıcılığı yapılırken “grev hakkına saygı duyulduğu” öne sürülerek İBB’nin ikiyüzlülüğü de gözler önüne serildi.
Çöplerin toplanmasının İBB’nin de yetkisinde olduğuna dair yasa ve mevzuatlara da yer verilen açıklamada, İBB’nin bu tutumuyla yaptığı grev kırıcılığına karşı “bu yakıştırmaların sahiplerine sözlerini iade ediyoruz” diye pişkinlik gösterildi.
İşçi düşmanlarına karşı işçilerin birliği!
Maltepe Belediyesi’nde devam eden grev; CHP’li Maltepe Belediyesi yönetiminin ve bağlı şirketlerinin yöneticilerinin, İBB başta olmak üzere CHP’li diğer belediye ve mahalli idarelerdeki yöneticilerin, işçilerin en temel haklarına olan tahammülsüzlüğünü ortaya koydu.
İşçilerin haklı grevinin etkisini zayıflatmaya dönük yapılan açıklamalardan fiilen engellemelere ve saldırılara dek hayata geçirilen uygulamalar, aynı zamanda işçi düşmanlığının da bir göstergesi oldu.
Emek dostlarına ve en başta da bu yönetimlere bağlı çalışan işçi-emekçilere düşen sorumluluk, Maltepe Belediyesi’ndeki grevle dayanışmayı büyütmektir. Sermaye sınıfının bir parçası olan belediye yönetimlerinin ve şirket yöneticilerinin grev kırıcılığına karşı işçi-emekçiler birlik olarak Maltepe Belediyesi’ndeki sınıf kardeşlerinin haklı talepleriyle dayanışmayı büyütmelidir. Grevi hedef alan tüm girişimlere karşı işçiler yek vücut hareket ederse bu kazanımlar işçi sınıfının kazanımı olacaktır.
Bu noktadaki en temel sorumluluklardan biri de, grev karşısında suskunluk içerisine bürünmüş olan DİSK/Genel-İş’e düşmektedir. Fakat işçilerden kesilen aidatlarla onbinlerce liralık maaşlar alarak koltuklarına çöreklenmiş sendika bürokratlarının buna niyeti olmadığı ortadadır.
Kadıköy grevinde kapalı kapılar ardında işçilere ihanet eden Genel-İş yönetiminin suskunluğu, bugün grev kırıcılığının da önünü açan etkenlerin başında geliyor. Bu suskunluğu boşa düşürmek için Genel-İş üyesi işçiler derhal harekete geçmeli, Maltepe Belediyesi işçilerinin taleplerine sahip çıkarak mücadeleyi büyütmelidir.