Metal işçileri olarak her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Pandemisiydi, ekonomik kriziydi, her şey daha kötüye gidiyor. Daha da kötüye gideceğinin işaretleri her gün gelen yeni zamlarla, hayat pahalılığının artmasıyla çok açık değil mi? Bununla beraber çalıştığımız fabrikalarda patronlar daha fazla kazanmaya, servetlerini arttırmaya devam ediyor. Bizlerin sırtından milyonlar kazanırlarken, bizler ise daha yoğun çalışmamıza rağmen, ailemizin ve kendimizin insani ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma geldik... Türkiye’nin en büyük fabrikalarında çalışıyoruz ama işyerindeki bir şişe suyu bile eve götürmeye çalışıyoruz. Kurumsal firmalar deniyor ama yemekte verilen zeytinden, meyvesine kadar birçok şeyi topluyor çocuklarımıza götürüyoruz. Artık sadece yoksulluk değil, açlıkla yüzyüze kaldık.
Bugünlerde bir de toplu sözleşme sürecini geride bıraktık ama dönüp baktığımızda bize kalan koca bir hiç! Ücretler yetersiz, çalışma koşulları ağır. Baskılar alabildiğince artmış durumda...
Bir de bunlara ek başımızda sanki İK’ymış gibi davranan, her fırsatta patronların çıkarlarını savunan Türk Metal var. Pevrul efendi sözleşmeyi allayıp pullayıp, bize zafer diye yutturmaya çalışıyor. Paranın değer kaybını gösteren enflasyonu bile zam diye gösterip, başarı hikayesi çıkartmaya çalışıyorlar.
Aylarca taslağın revize edilmesini dillendirdik ama sesimizi duymamazlıktan geldiler. Fabrikalarda her türlü kirli işleri çeviriyorlar. Kendilerine saltanat kurmuşlar. İstemedikleri biri oldu mu işten attırıyorlar, istediklerini işe aldırıyorlar. Kale Kilit’te yaşanan aynen bu değil miydi? Girdikleri her fabrikada bırakın hak almayı, haklarımızı da kaybetmiyor muyuz? Samsung örneği halen gözümüzün önünde duruyor... Türk Metal girdiği her fabrikada önce hakimiyet kuruyor sonra da içerde baskı ve sömürü artıyor. Bir çok hakkımız gasp edildi. Patronla işbirliği içinde her yerde terör estiriyorlar. Bizleri ekmeğimizle tehdit ediyorlar. Kimilerimizi tatillerle satın almaya çalışıyorlar.
Fabrikalarda ağırlaşan çalışma koşulları, patronların kazandıkları devasa kazançların karşısında bizlerin kazandığı üç kuruşun sorumlulusu sermayedarlar ve onun uşağı Türk Metal olduğunu hepimiz çok iyi bliyoruz.
O zaman daha neyi bekliyoruz. Her gün daha kötüye giden bir yaşam, geleceğe kalacak olan sadece ağarmış saçlarımız olacak. Bundan daha ilerisi yok. Patron TM işbirliğini bozma zamanı gelmedi mi?
İlk olarak birbirimizle sorunlarımızı konuşalım, neler yapabileceğimizi tartışalım. Fabrikalarda bizleri temsil etmeyenlere meydanı bırakmayalım. Bölüm, bölüm, fabrika, fabrika birliklerimizi kuralım. Komitelerimizi kurup, kendi temsilcilerimizi seçelim. Metal İşçileri Birliği ile bağlarımızı güçlendirelim.
Haydi B/S/H, Arçelik, HEMA,
Haydi Kale Kilit, Samsung, Trakya Döküm,
Haydi Dinex, Hüppe, EGO işçileri
Şimdi birlik olma zamanı,
Şimdi hesap sorma zamanı,
Şimdi sömürüyü ve ihaneti durdurma zamanı...
Metal İşçileri Birliği