“Yasakları tanımıyoruz!”
İş cinayetlerinin son bulması, pandemi önlemlerinin alınması ve insanca çalışma koşulları için Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası’na (TOMİS) üye olan ve bundan dolayı işten çıkarılan Dilbent Türker direnişini sürdürüyor. Kod 29’un kaldırılması talebiyle haftalardır Sinbo fabrikasının önünde kurduğu çadırda direnen Türker, valiliğin keyfi yasaklarına karşı da direniyor. Bu kapsamda 21 Nisan’da direnişçi işçilerin Bakırköy Meydanı’nda yapmak istediği eyleme saldıran polis onlarca kişiyi gözaltına almıştı. Saldırıya ilişkin görüşlerini aktaran Türker şunları ifade etti:
“Valiliğin 15 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasında eylem yapılmasını yasaklaması, 1 Mayıs’ı da engellemeye dönük bir karardır. Bu gerekçeyle Kod29 saldırısı ve hak gasplarına karşı gelişen direnişler de engellendi. Sinbo fabrikası önünde “kanunlara aykırı eylem yapıyorsunuz” denilerek defalarca kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alındık.
Valiliğin almış olduğu keyfi yasak kararı, anayasal hakların üzerinde sayıldı. 21 Nisan'da Sinbo, SML, Bayrampaşa Belediyesi, Bakırköy Belediyesi direnişçileri olarak ortak ve kitlesel basın açıklaması gerçekleştirecektik. Ortaklaşa almış olduğumuz bu kararla “yasaklar sökmez direnişler bitmez” demiş olduk. Eylemimiz valiliğin almış olduğu keyfi yasak gerekçe gösterilerek engellenmeye çalışıldı. Hak arama mücadelesi verdiğimiz için polis şiddetine maruz kaldık ve direnişçilerin de içinde bulunduğu 44 arkadaşımız darp edilerek gözaltına alındı.
Burada görüyoruz ki, direnişçi işçiler olarak bir araya gelip açıklama yapmamızdan bile korkuyorlar. Korkularını büyüteceğiz. Sermayedarların çıkarları için alınmış yasak kararlarını tanımayacağız. Mücadelemizi sürdürecek, haklı ve meşru taleplerimizi her alanda haykırmaya devam edeceğiz.”
SML Etiket direnişçileri: Keyfi yasakları kabul etmiyoruz!
Pandemiyi bahane edenler kongreler yaparken virüs bulaşmıyor. Fabrikalarda ve AVM’lerde bulaşmayan virüs sadece bizim çadırımız da mı bulaşıyor? Bu yasakların keyfi olduğunu biliyoruz. Sendika masasında polisler gelip “Şimdi çadır kurmayın, 17 Mayıs’tan sonra çadır kurun” diyorlar. “O zaman yasaklar da kalkar, sizlere müdahale etmeyiz” diyorlar. 17 Mayıs’tan sonra pandemi bitecek mi? Onların tek amacı 1 Mayıs eylemlerimizi ve direnişlerimizi bitirmektir.
Bizler SML etiket önünde yapmak istediğimiz eylem için daha fabrika önüne gelir gelmez, etrafımız 200 yakın çevik kuvvet, sivil polis ve trafik polisi ile sarıldı. Bizler fabrika önünde sadece üç kişiydik, anayasal hakkımızı kullanacaktık. Direnişimizin 76. gününde fabrika önünde oturma eylemi yapacak ve fabrika çıkışında işçi arkadaşlara seslenecektik. Ama buna bile tahammül edemediler. Yaka paça gözaltına aldılar.
Ayrıca bir araya geldiğimiz direnişteki işçi arkadaşlarla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda “Keyfi işten atmalara, sendika düşmanlığına geçit vermeyeceğiz! 1 Mayıs yasaklanamaz” şiarlı basın açıklaması yapacaktık. Fakat biz daha toplanmaya başlamadan, polisler “Emir büyük yerden” diyerek alanda bulunan herkesi darp ederek gözaltına aldılar. Alanda basın varken kötü görüntü vermemek adına kelepçe takmayan polisler, Bayrampaşa Devlet Hastanesi önünde gözaltı aracının içinde kelepçe takmamızı istediler. Bizler bu keyfi uygulamayı kabul etmedik. Daha sonra doktor kontrolüne götürürken önlüklerimizi çıkarmamız istendi. Bunu kabul etmeyen arkadaşlarımızı darp ederek zorla üzerindeki önlükleri çıkartmaya çalıştılar. Doktor kontrolünde yerlere yatırarak darp edilerek plastik kelepçe taktılar. Aynı zamanda hastane önüne gelen avukatlar da aynı şekilde darp edildi.
Bu keyfi baskılar ve gözaltılar bizi yıldırmaz. Haklı mücadelemizden direnişimizden vazgeçmeyeceğiz. Keyfi gözaltıların, fabrika önündeki baskıların bizi yıldıracağını sananlar yanılıyor. Emek ve onur mücadelemizi sürdüreceğiz.
Yaşasın sınıf dayanışması!
Yaşasın 1 Mayıs!