Kocaeli Dilovası Makine İhtisas OSB’de bulunan Asen Metal’de DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlendiği için tazminatsız bir şekilde işten çıkarılan işçilerin sayısı 55’ten 82’ye çıktı. Fabrika yönetiminin sendikanın yetki belgesine itiraz etmesinin ardından işçiler, önceki gün Asen Metal patronuna ait olan ve Ankara Polatlı’da bulunan ORS Rulman önünde işten çıkarmaları protesto etti.
Anayasal hak
Deniz Güngör’ün BirGün’de yer alan haberine göre, Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenmeye başladıklarını belirten Emre Baki isimli işçi, “Dilovası’nda fazla çalışma saatine karşılık aldığımız ücretin düşük olduğunu söyleyince bize kapının önü gösterildi” dedi. Sendikalaştıktan sonra baskı ve mobbingin arttığını dile getiren Baki, şöyle devam etti:
“Sendikalı olduğumuz öğrenildiğinde yöneticilerden biri silahla kapalı alan olmasına rağmen kuşları korkuttuğunu iddia ederek ateş etti. Konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduk ancak kendisine hâlâ işlem yapılmadı. Sendikalıları tespit etmek için e-Devlet şifreleri istenmeye başladı. Şifrelerini vermek istemeyenleri de ‘Siz sendikalısınız’ diyerek işten çıkardılar.”
Baki, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“İşten çıkarılmalara karşı fabrika içerisinde anayasal hakkımızı kullandığımızı, işverenin sendikayı tanıması gerektiğini söylediğimiz günün gecesinde işten çıkarıldık. Bazı arkadaşlarımızsa sonrasında işten çıkarıldıklarını servis şoförlerinden öğrenirken bazıları da mesajla öğrendi. İşveren yasadaki tüm boşlukları kullanarak bizim anayasal hakkımızı kullanmamıza engel oluyor.”
Yasa işçiyi korumalı
Sendikanın yetki tespitinin taraflara ulaşmasının ardından işten çıkarmaların başladığını hatırlatan Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube Başkanı Selçuk Çiftçi ise şunları söyledi:
“İşveren tespitimize direkt itiraz etti. İşveren bu şekilde yetkimizin gelmesini uzatacak hamlelerde bulunuyor. Bugün Türkiye’de maalesef ki sendikalı olmak imkânsız hâle gelmiş durumda. Çalışma Bakanlığı gerekli yasal düzenlemeleri yapmıyor ve aynı zamanda kendi çıkarttıkları yasalara uymayan patronları koruyan bir yapı söz konusu. Çalışma Bakanlığı düzenleme yapmayarak patronları kollarken öteki taraftan Adalet Bakanlığı ise sorunların çözüme ulaşması için bir adım atmıyor. Dolayısıyla bunlar demokrasiye ve sendikal özgürlüklere kara leke olarak yaşatıyorlar.”