Tekirdağ Çerkezköy’de kurulu AdkoTurk (İndomie) fabrikasında Tek Gıda-İş sendikasına üye olan işçilerin, patronun sendika ve emek düşmanlığına karşı başlattığı mücadeleleri sürüyor. Aylarca fabrika kapısı önünde sürdürülen direniş dün fabrikadaki işçilerin greve çıkmasıyla büyüdü.
İlk gün patronun yasa ve kural tanımaz sınıf düşmanlığı polis marifetiyle desteklenmiş, grev kırıcılığı baskı ve manipülasyonla devreye sokulmuştu. Patronun ayak oyunlarına, polisin saldırgan tutumuna rağmen grevci işçiler, dayanışmaya gelen güçlerle birlikte kararlı ve coşkulu sloganlarını tüm gün fabrika önünde haykırmaktan geri durmadılar.
Grevin ikinci günü de sabahın erken saatlerinde sloganlarla başladı. Polis yığınağını yine sermayeyi korumaya aldı. Bununla birlikte grev kırıcı işçiler polis koruması eşliğinde fabrikaya sokuldu. Bu işçilerin sabah vardiyası ile birlikte üretime başladığı ifade ediliyor.
Greve çıkan işçiler ise kararlılıklarını koruyor. Fabrikanın önünde bulunan alana pankartlar asarak taleplerini ve sloganlarını haykıran işçiler, içeride çalışanlara greve katılma çağrısı yapıyor, patronun baskı ve karalamalarını teşhir ediyorlar.
Türk-İş ağaları işçilerin birliğinden korkuyor mu?
Onbinlerce işçinin çalıştığı ve özellikle Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü birçok büyük fabrikanın bulunduğu Çerkezköy’de hem direniş sürecinde hem de grevin başlamasından itibaren sendikal bürokrasinin vurdumduymaz tavrı dikkat çekiyor. Bu sendikalardan Türk Metal’in örgütlü olduğu B/S/H/, Arçelik, Hema Traktör, Petrol-İş’in bulunduğu Eaton, TEKSİF’in bulunduğu Altın İplik gibi binlerce işçinin çalıştığı fabrikalar grev alanına birkaç yüz metre mesafede bulunuyor. İşçi servislerinin giriş ve çıkışlarda grevin önünden geçmelerine rağmen bu sendikaların yönetiminde bulunan bürokratlar dayanışma anlamında hiçbir adım atmıyor. Bu pratikleriyle işçilerin birlik olmasından ve dolayısıyla da koltuklarında olmaktan duydukları korkuyu da dışa vuruyorlar. Sınıf mücadelesini koltuk kapma yarışına çeviren bu ağa takımı, sessizlikleriyle AdkoTürk patronunun tüm pervasız tutumuna da bir anlamıyla destek vermiş oluyor.
İşçilerin mücadelesinin zayıflığından, dayanışmanın yeteri kadar örgütlenememesinden güç alan sermaye sınıfı, işçilere karşı daha örgütlü hareket etmenin fırsatlarını kaçırmıyor. Öyle ki, Bel Karper ve Döhler gıda sermayedarları, AdkoTurk’e açıktan destek veriyor, birlikte tutum alıyorlar. Grevin ilk günü bu iki sermayedarın avukatları da AdkoTurk fabrikasındaydı. Bel Karper ve Döhler avukatlarının, sürecin nasıl yönetileceğine dair AdkoTurk kapitalistlerine destek verdikleri ifade edildi.
Kızıl Bayrak / Trakya