Kalemiyle yoksulluğa, sömürü ve kirli savaşlara karşı mücadelenin kalemi olan usta yazar Yaşar Kemal’i yitirişimizin üzerinden tam üç yıl geçti. Ancak usta yazar geride bıraktığı eserleriyle yoksulluğa ve sömürüye karşı mücadelede yaşamaya devam ediyor.
28 Şubat 2015’te yaşama veda eden Yaşar Kemal ölümünden sadece birkaç ay öncesinde, Kasım 2014’te Bilgi Üniversitesi’nin kendisine ‘fahri doktora’ unvanı vermek için düzenlediği törene sağlık sorunları nedeniyle katılmazken gönderdiği mesajla ilettiği vasiyeti de usta yazarın son nefesine kadar aynı değerleri savunduğunu ortaya koymaktadır:
“Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin.
Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir.
Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar.”
Eserlerini yazarken Çukurova’dan beslenen Yaşar Kemal ağalık düzenine, sömürüye karşı ortaya çıkardığı eserlerle ezilen, yok sayılan kitlelerin sesi, soluğu olurken geride İnce Memed, Ağrı Dağı Efsanesi, Yer Demir Gök Bakır, Yılanı Öldürseler gibi onlarca eser bırakmıştır. Kemal son romanı ‘Tek Kanatlı Kuş’u ise 2013 yılında yayınlamıştı.
Yaşar Kemal, Adana’nın bir ilçesi olan Osmaniye’nin Türkmen köyünde (Hemite Köyü) tek Kürt ailenin çocuğu olarak 1923’te dünyaya geldi. Asıl adı Kemal Sadık Göğceli olan usta yazarın, küçük yaşta geçirdiği kaza sonrası gözlerinden biri kör oldu. Yaşar Kemal, öğrenim hayatını ise ancak ortaokula kadar sürdürebildi.
Adana’da pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı. Yaşar Kemal’in 1940’lı yıllarda yazdığı şiirler ilk olarak önce Çığ dergisinde, ardından da başka dergilerde yayınlandı.
Henüz 17 yaşındayken politik nedenlerden dolayı tutuklandı. 1940’lı yılların başlarında Pertev Naili Boratav, Abidin Dino, Arif Dino gibi sanatçı ve yazarlarla ilişki kurdu. Bu yıllarda öğretmen vekilliği ve kütüphane memurluğu da yaptı.