Ekim Destanı ve Lenin Destanı

V. Mayakovski, Lenin Destanı adlı eserinde safını şöyle tanımlar; “Ben şair olarak her şeyimi, tüm gücümü, sana ve haklı davana adıyorum, işçi sınıfı!”

  • Haber
  • |
  • Kültür-sanat
  • |
  • 03 Haziran 2020
  • 15:41

Vladimir Mayakovski kimdir?

 SSCB Eğitim Komiseri Lunaçarski'nin “Hem halkın savunucusu, hem ajitatör hem de lirik bir şair” diye tanımladığı Vladimir Mayakovski, 1893 yılında Gürcistan'da doğdu. Babasını yitirdikten sonra ailesiyle birlikte Moskova'ya giden Mayakovski, orada tanıştığı Marksist dünya görüşünden çok etkilenir. Nitekim çocuk denebilecek bir yaşta parti saflarına katılır, örgütlenme çalışması yapmaya başlar. 

Mayakovski, parti faaliyetlerinden dolayı henüz 14 yaşındayken tutuklanır. Hapisten çıktıktan sonra sanata ağırlık veren Mayakovski, Rusya'daki Fütürizm'in (sonradan bundan vazgeçmiş olsa da) ilk savunucuları arasında yer alır. Mayakovski yazdığı şiirlerde ilk defa "serbest ölçüyü" kullanmış ve bu akımın dünya çapında öncüsü olmuştur. Lenin Destanı adlı eserinde şair safını şöyle tanımlar; “Ben şair olarak her şeyimi, tüm gücümü, sana ve haklı davana adıyorum, işçi sınıfı!”

1917 Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nden sonra sanatını devrimle birleştiren Mayakovski, Bolşevik propagandaya etkin şekilde katkı sunar. Mayakovski şiirin yanı sıra çizimler, afişler, pankartlar tasarlamış, birçok tiyatro oyunu yazmıştır. Mayakovski’nin sanata yenilikçi bakış açışı ve şiirle sosyalizmi birleştirmesi, başta “Nâzım Hikmet” olmak üzere dünya çapında birçok şair ve yazarı etkilemiştir. Şair, 1930 yılındaki trajik intiharına dek üretkenliğini sürdürür. Şairin ölümünden hemen sonra Nâzım Hikmet, Mayakovski için şunları yazar; “İnsanlık büyük bir insan kaybetti. Dünyanın en büyük inkılabı, çok kıymetli bir şiir üstadından mahrumdur bugün.” 

Ekim Destanı

Ekim Destanı, Mayakovski'nin Ekim Devrimi’ni şiirsel biçimde yorumlamasıdır. Desten, “Leningrad Akademik Tiyatrosunun” isteği üzerine Ekim Devrimi’nin 10. yıldönümü için yazılmıştır. Kitap 21 bölümden oluşuyor, her bölüm farklı tarihsel konuları içerir. Bu konular gerçek olaylara dayandığı için “tarihsel belge” niteliği de taşır. Bir bütün olarak bakıldığında, Ekim Devrimi üzerine, bir nehir şiir gibi okunabilen kitap belgesel tadında bir içerik de sunmaktadır.

Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin panoramasını, devrimci bakış acısıyla yorumlayan Mayakovski, Ekim Destanı’nı yazarken hem içinde yaşadığı hem gözlemlediği tarihsel süreci, siyasi olayları, devrimci ve karşı devrimci kişilikleri şiirle anlatma yeteneği göstermektedir.

Anavatanımın, Cumhuriyetimin Şarkısını söylüyorum” başlıklı bölümden:

(...) 

Ben günlük çabaların

          hiç sönmeyen ateşinde,

geçmişin kalıntılarını

          yakıp yok etmeye,

silip süpürmeye

          ve yeniden inşa etmeye

gelenlerle birlikteyim. 

Doğuştan

       Bir değil sanki

              Bin vatan olan

yurdumun

        şanlı destanını

              seslendirmekteyim.

“Yoldaşlar, Ben Askeri Bürodanım" başlıklı bölümden:

(...)

O, deri ceketiyle geldi

        en önemli rolü oynamaya.

Kimliğini gizledi,

                iş kaldı uygun zaman kollamaya.

Diyor ki;

               bugün başlamak için çok erken

yarından sonraysa

              -çok geç olacak. Öyleyse yarın!

Mayakovski, kitabını “Ne Kadar İyi” başlıklı son şiiriyle, devrim sonrasında değişen insan hayatının panoramasını çizerek bitirir.

Lenin Destanı

Mayakovski “Lenin Destanı” adlı çalışmasını, Lenin henüz hayattayken, 1923 yılında yazmaya başlar. Başlangıçta bu çalışmanın ismi “Vladimir İlyiç Lenin” olsa da Lenin’in ölümünden sonra “Lenin Destanı” adıyla yayımlanmıştır. Mayakovski, kitabın ilk hecelerinde “Lenin'in" ölümünün üzerinde yaptığı etkiye lirik öğelerle değinir. 

Eser sadece bir şiir kitabı olarak okunmamalı. Çünkü kitapta birçok tarihi kişilik ve birçok tarihi olaya doğrudan ya da dolaylı göndermeler mevcut. Mayakovski kitabı yazarken Lenin’in hayatı ve düşüncelerinin yanı sıra, kendi düşüncelerini de ahengi bozmadan şiire yansıtmayı başarıyor. Lenin Destanı uzun bir nehir şiirdir. Mayakovski eserinde, Lenin’le beraber yaşanılan dönemin portresini de çiziyor.

Kitaptan bazı bölümler:

(...)

Zamanı geldi.

            Başlıyorum.

                    Lenin'i anlatmaya.

Zamanı geldi diyorsam,

            Sanmayın 

                     yas bitti diye.

Yalnız, 

              ilk andaki şaşkınlık 

                         yatıştı ve duruldu,

Bir acıya dönüştü ki,

                 Sürer gider biteviye.

(...)

Birini anımsarız,

           söz ederken ötekinden

Lenin ve Parti

          ayrılmaz bir bütündür.

(...)

Proleterler ordusu,

          işte dimdik ayaktasın

Tez gelen zaferiyle

          Devrimimiz bin yaşasın!

Tarihin kaydettiği

          savaşlar on bini aştı,

fakat bu en büyük

           ve en haklı savaştı!

Esenyurt’tan bir sınıf devrimcisi