Şule Çet’in katledilmesine ilişkin dava sürerken, Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye iletilen yeni mütalaa da genç kadının cinayete kurban gittiğine işaret etti.
Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından mahkemeye iletilen 25 sayfalık bir mütalaada, Çet’in ölümünün intihar olmadığının üzerinde duruldu, boynundaki kırıkların düşme öncesi de meydana gelmiş olabileceğine dikkat çekildi.
BirGün’den Erk Acarer’in haberine göre, 15 Mayıs’taki 2’inci duruşmanın hemen ardından ise Adli Tıp Kurumu, 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu, Ankara 31.Ağır Ceza Mahkemesi’ne ek mütalaa göndererek, olayın bir intihar olmaktan uzak olduğuna şu ifadelerle dikkat çekti:
“Şule Çet’in, intihar için risk etmeni olan yoğun bir ümitsizlik duygusu içinde olmadığı ve sorun çözme becerisinin olduğu görülmektedir.
“Ölümünden önceki dönemde, yakın çevresi tarafından farkedilen ciddi intihar planının eşlik ettiği aktif bir depresif tablo içinde olmadığı kanaati oluşmaktadır.
“Bir kişinin olaydan yaklaşık 1.5 yıl önce aldığı depresyon tanısından yola çıkarak olay anındaki ruhsal durumunu tahmin etmenin tıbben çok mümkün olmadığı bilinmektedir.
“İdrarında tespit edilen ilaç etken maddesi, kişinin intihar ettiğini gösteren somut bir tıbbi kanıt niteliğinde değildir.
“Boynu düşmeden önce kırılmış olabilir”
Mütalaada ayrıca daha önceki 3 raporda belirtilmeyen bir noktaya vurgu yapılarak “Boyun bölgesinde kırık var. Travmaya maruz kalmış olması ihtimaller dahilinde” denildi. Kurumun raporunda, Çet’in boynundaki kırıkla ilgili şu ifadelere yer verildi:
“Şule Çet’in otopsisinde tespit edilen ‘hyoid kemik sağ boynuz orta bölümde ekimozlu kırık’ bulgusu, kişi canlı iken boyun bölgesinin travmaya maruz kaldığının göstergesi. Bu, boyna bası sonucu oluşabileceği gibi, yüksekten düşme sonucunda da oluşabilir.”