25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü'nde metal fabrikalarında kadın işçiler bildiriler okudular. Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu’nun "İşyerlerinde kadına yönelik şiddete, tacize, mobbinge hayır" dediği bildirileri Gebze'de vardiya giriş ve çıkışlarında okundu.
Gebze’de Legrand, Sarkusyan, Yücel Boru fabrikalarında okunan bildiri şu şekilde:
"Fabrikalardan sesimizi yükseltiyoruz!"
İşyerlerinde Kadına Yönelik Şiddete, Cinsel Tacize, Mobbinge Hayır!
Yeryüzünde görülen en yaygın hak ihlallerinden biri olan kadına yönelik erkek şiddeti suçtur. Kadınlar, en yakınlarındaki erkekler tarafından çeşitli bahanelerle öldürülüyor. Kadınlar evde, sokakta, işyerlerinde fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve tacizle karşı karşıyalar. Kadına yönelik şiddetin kaynağında kadınlarla erkekler arasındaki yüzyıllardır süren eşitsiz güç ilişkileri ve kadını yaşamın her alanında ikincilleştiren, emeğini sömüren erkek egemen kapitalist düzen var.
1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde üç kız kardeş olan Mirabel kardeşlerin hükümetin askerince tecavüz edilerek öldürüldü. Kadın mücadelesi, 1981 yılında 25 Kasım’ın Mirabel Kardeşlerin anısına “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edilmesini sağladı.
"İstanbul Sözleşmesini ve 6284'ü uygula!"
Dünyayı etkisi altına alan salgın koşullarında cinsiyetler arasındaki eşitsizlik derinleşti. Kadına yönelik şiddet, cinsel saldırı, taciz ve ekonomik şiddet arttı.
Salgınla mücadelede kadın emeğinin hayati önemi ortaya çıktı. Kadınlar artan bakım, sağlık ve hijyen yükünün yanı sıra evde ve işyerlerinde artan şiddet ve taciz ile mücadele etmek zorunda kaldı. Kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Sığınakların sayısı arttırılmalı, kadınlar maddi-manevi her yönden etkili biçimde desteklenmelidir.
"İşyerinde şiddet ve cinsel taciz çalışma hakkının ihlalidir"
Kadınların en az yüzde 80’i çalışma hayatında cinsel tacize uğruyor. Yine, 18-24 yaş arası genç kadınların en az yüzde 63’ü işyerlerinde erkeklerin tacizi ile karşı karşıyalar. Mobbing ise yaygın olan bir diğer şiddet türü. İşyerlerinde şiddet ve cinsel taciz, kadının insan hakları ihlali olduğu gibi çalışma hakkının da ihlalidir.
Çocuk bakımı, ev içi işler, hasta bakımı gibi kadının üzerinde kalan cinsiyet rolleri nedeniyle kadınların çalışma biçimi haline dönüşmüş kayıt dışı, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri, ücret eşitsizliği, sermayenin ve hükümetin kadınlara yönelik ekonomik şiddetidir.
Şiddetsiz bir yaşam her kadının en temel insan hakkıdır diyerek, başta sendikalar meslek örgütleri, siyasi partiler olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar kadına yönelik fiziksel, cinsel, ekonomik şiddete ve tacize karşı mücadele etmeli, kadınların sesine kulak vermelidir.
Bizler metal işçileri olarak fabrikalardan ses veriyoruz. Sesimizi kadına karşı fiziksel, cinsel her türlü şiddete ve tacize karşı sesini yükselten kadınların sesine, öfkesine katıyoruz.”