İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Kadın Komisyonu bu haftaki eylemde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için eylem yaparak hapishanelerde kadınların yaşadıkları baskı ve şiddete dikkat çekti.
Basın açıklaması Konak eski Sümerbank önünde gerçekleştirildi. Açıklamayı İHD Kadın Komisyonu adına Cemile Karakaya okudu. Karakaya 25 Kasım’ın tarihçesini aktararak şunları ifade etti:
“Biz kadınlar 25 Kasım’da Dominik Cumhuriyeti’nde Tujula diktatörü tarafından katledilen MİRABEL kardeşlerin mirasını alıyoruz. Özgürlük ve insan hakları mücadelesini sürdürüyoruz”
Açıklamada kadınların hapis hanedeki yaşadıkları hak ihlallerine değinilerek özellikle pandemi döneminde artan baskıya işaret edildi. Karakaya pandemiyi de bahane ederek açık görüşlerin kaldırıldığı tutsakların iyice tecrit edildiği vurguladı. İHD'ye telefonla yapılan başvurular aktarılarak şunlar belirtildi:
“İzmir Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi’nde, Ödemiş, Manisa hapishanesinde Pandemi sürecinde hapishanedeki gardiyanların bir kısmı eldiven ve maske kullanmakta bir kısmı ise kullanmamaktadır. Mahpuslara eldiven ve maske verilmediğinden kendileri temin etmeye çalışmışlardır. Koğuşlara yarım kilo sabun verilirken, sıcak suya erişimde sorun olmuş, içme suyu kantinden alınmıştır. Yemekler yetersiz ve kötüdür. Karantina koğuşlarında farklı düşünce yapısından insanlar bir araya getirilmiş, hasta ve çocuklu olan mahpusların durumları kötüleşmiştir. Karantina koğuşu bir tane olup yeterli dezenfekte işlemi yapılmamıştır. Telefon görüşmeleri oldukça kısa tutulmuş ve telefon görüşmelerine eldivensiz çıkmak zorunda kalmışlardır. Eldiven ve maske almak istediklerinde kantinden yüksek fiyattan satın almak zorunda kalmışlardır. Telefon görüşmelerine kendi temin ettikleri maske ile katılmışlar, telefonları dezenfekte edilmediği için kullandıktan sonra kendileri dezenfekte etmişlerdir. Revire çıkmak isteyenler revire çıkarılmamış, ateş ölçümü, test gibi önleyici işlemler yapılmamıştır. Astım ve tansiyon hastaları havalandırılmayan koğuşlarda tutulmuşlardır. Kanser hastaları bulundukları koğuşlarda, alınabilecek tüm önlemleri kendileri almak zorunda kaldıkları ve kolonya, dezenfektan, eldiven verilmediği ifade edildi.”
Taleplerin sıralandığı açıklama da şunlar ifade edildi:
“Devlet kadına karşı şiddeti önlemek için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür.
Başvuru ve şikayetleri herhangi bir kısıtlama olmadan gerekli yerlere ulaşımı sağlanmalıdır.
Mahpusların sosyal ve kültürel aktivitelerindeki kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
Mahpuslara yaşatılan baskı ortamından vazgeçilmeli, uluslararası hukukun emrettiği şekilde insan onuruna yaraşır bir şekilde muamele gösterilmeli.
Sağlığa ve tedaviye erişim hakları önündeki engeller kaldırılmalı.
Bağımsız sağlık kurumlarının, bağımsız meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri ile ilgili kuruluşların yer alacakları gözlem heyetleri oluşturabilmek için gerekli yasal düzenlemeler yapılarak, hapishanelerin incelemeye açılması sağlanmalıdır.”
“Mirabel kardeşler olmak üzere özgürlük ve insan hakları mücadelesinde öldürülen tüm kadınları saygı ile anıyoruz” denilerek açıklama bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir