Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadelenin simgesi olan Mirabal Kardeşler (Kelebekler) 25 Kasım 1960 tarihinde diktatörlük tarafından katledildiler. Kelebekler’in anısına atfen 25 Kasım tarihi, uzun yıllardır tüm dünyada Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü olarak anılıyor. Kadına yönelik şiddeti döne döne yaratan kapitalist sisteme karşı her sene 25 Kasımlar, tüm dünyada çeşitli eylemlerle karşılanıyor.
Kadınlar bu sistemde ikincil cins olarak görülüyor, toplumsal yaşamın her alanında haksızlık ve zorbalıkla karşılaşıyorlar. Yaşadığımız topraklarda da kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve çifte sömürü her geçen gün artıyor. Pandemi ile birlikte bu vahim tablonun gittikçe katlandığına, neredeyse her gün bir kadının şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kaldığına, katledildiğine tanık olduk. Sadece bu senenin Ekim ayı içerisinde 18 kadın katledildi, 19 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
AKP-MHP iktidarı böylesi bir dönemde zaten uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi’ni feshediyor, yargı eliyle katilleri-tecavüzcüleri aklıyor, cezai indirimler sağlıyor. Af yasaları çıkararak tacizcileri, tecavüzcüleri ve şiddet faillerini serbest bırakıyor. AKP-MHP iktidarı adeta katilleri-tecavüzcüleri korumakta, kadına yönelik şiddetin önünü açmaktadır.
Kadınlar yalnızca evde, sokakta değil, işyerlerinde de şiddetin türlü biçimlerine maruz bırakılıyor. İşyerlerinde taciz ve mobbing kadın işçiler üzerinde bir yıldırma politikası olarak hayata geçiriliyor.
Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde en büyük fatura da işçi ve emekçi kadınlara kesiliyor. İşyerlerinde kapı önüne konulanlar ilk önce kadın işçiler oluyor. Kapitalizmde kadınlar çifte sömürüye maruz kalıyorlar. Kirli savaşların en ağır bedeli de kadınlara ödettiriliyor. Kadınlar köle pazarlarında satılıyor, göç yollarında katlediliyorlar.
İşçi-emekçi kadınlar elbette tüm bu saldırılar karşısında susmuyor, sokakları, meydanları boş bırakmıyor, her türlü saldırı karşısında eylemler gerçekleştiriyorlar. Artan şiddete, çocuk istismarına, kadın cinayetlerine karşı sokaklara çıkıyorlar. İşçi-emekçi kadınlar hayatın her alanında direnişin simgesi haline geliyorlar. İşçi-emekçi kadınlar bugünlerde Alba Plastik’te tacize ve mobbinge karşı, Sinbo’da Kod-29’a karşı, CarrefourSa’da işten atmalara karşı, İndomie Adkoturk’te ve SML Etiket’te sendikalaşma hakları için direniş ateşini harlıyorlar.
Kadın sorununu döne döne yaratan kapitalizm, yıkılmayı beklemektedir. Kadının kurtuluş yolu kadın-erkek el ele verilecek mücadeleden geçmektedir. Devrimci Gençlik Birliği olarak, tüm gençleri; kadına yönelik şiddete, sömürüye, baskıya karşı 25 Kasımlarda alanlarda olmaya, kapitalizme karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.
Kadınların kurtuluşu devrimde, sosyalizmde!
Devrimci Gençlik Birliği